24 Mart 2019 Pazar

KAS AĞRILARINI HAFİFLETEN YÖNTEMLER


                       





Aslında, kas ağrılarını hepimiz sevmekteyiz. Onlar iyi bitirilmiş bir işin, çalışmanın en-büyük ispatıdır ve bedenimiz bunu hissetmektedir.Tabi, kapsamlı, şiddetli ağrıları kimse istemez, en-azından çabuk kurtulmaya çalışır.Bu tür ağrıları her sporcu olan, olmayan bilir bilmesine, ama genelde, laktik asidin birikmesine bağlanmaktadır.Ağrılar bir çok kez yüklemelerin şokundan kaynaklanmaktadır.

1-2 gün sonra gelen o ağrılar, kaslarda oluşan o küçük kopmalar ve iltihabi sürecin neticesidir.
Kas ağrıları sadece şiddetli yüklemeler sonucu değil, yeni hareketlerin yapılmasından ve sporcunun antrenman seviyesine bağlıdır.

Neticede, kasların işlevliği azalırken, eklemlerin esnekliği kısıtlanmaktadır. Peki, çabuk kurtulmanın yolları nedir?



Gıda olarak, daha fazla mantar ve vişne suyu tüketmelisiniz!Mantar vücutta tüm iltihaplanmalara karşı çok iyi bir silahtır. Mantarda fazla olan polisakkaritler sitozin bileşiklerini azaltarak, iltihapları yok etmekteler.
Vişne suyu antioksidanlara zengin olduğundan, kaslarda iltihaplanma sürecini azaltmaktadır.Burada sadece, şekere dikkat edilmesi gerekir!

Antrenmandan sonra 5-10 dakikalık gerdirme, toparlanma sürecini arttırırken, sıcak vücuda yapılan hareketler esnekliği ilerletmektedir. Ağırlık antrenmanından sonra 15 dakika bisiklet kullanmak, örneğin daha az kas ağrılara maruz kalmaktadır.

Kas ağrılarına karşı bir başka ‘’silah’’her türlü masajdır. Masaj kas hücrelerinde mitokondrileri aktife ederken, onların işlevliliğini ve toparlanmasını sağlamaktadır.


Bölgesel kas ağrılarında sıcak ve soğuk kompres uygulayarak, kan damarlarını genişleterek, laktik asidin bölgeden gitmesini yol açılmaktadır.

Kas ağrıları bölgesel değil ise, o zaman sizi buz küveti davet etmektedir. O ortamda her tür kas hasarların onarımı hızlanırken, yapılan araştırmalara göre, buz banyosu kas ağrılarını 20% azaltmakmış.

Son olarak, kullanılan giyim malzemesinin önemini vurgulamamız gerekir.İyi kan dolaşımı sağlayan malzeme, vücudun kas ağrılarını getiren enzimlerin temizlemesine yardımcı olmaktadır.

Sakın küçümsemeyin, bilime karşı gidilmez!


Ertan Hatipoğlu

9 Mart 2019 Cumartesi

KASLARIN BÜYÜMESİ İÇİN KAÇ ÖĞÜN, NE KADAR PROTEİN?









Yemek yerken çok protein alarak kaslar çok büyücek düşüncesi size mantıklı gelebilir, ama vücut işlevliliği öyle kurulu değil. Bir öğünde kasların emilim miktarı sınırlıdır.Uzmanlara göre, o miktar 25-35 gram olarak belirlenmektedir.

Protein emilimi aslında, ‘’kasların inşası ve onarılması’’anlamını taşımaktadır. Antrenman sırasında yüklemeler kaslara küçük hasarlar oluşturmaktadır.Elit sporda özellikle, o hasarlar daha da artmaktadır. Onları tamir eden, kasları daha büyük, yeni ve daha güçlü kılan proteindir.
Bir öğünde 25 gram proteinden az tüketiliyor ise, kaslardaki hasarlar ‘’madde yetersizliği’’yüzünden olduğu gibi kalmaktadır.

Eğer, 35 gram miktarından fazla alabiliyorlarsa, onarım maddeleri mevcut olup, gerekeni yapmaktadır. Fazla proteinin yönelecek iki yönü var; Ya vücudun başka bölümlerine, ya da tuvalete gitmektedir.

Kısacası, bir öğünde kasların emilebilecek sihirli rakam 35 gramdır.

Bakalım o rakam yaklaşık ne gıdalardan alınabilir:

200 gram süzme peynir(bir su bardağı)-28 gram protein
200gram yoğurt+bir avuç kuru yemiş-25 gram protein
porsiyon pirzola, balık veya piliç eti- 28 gram protein
3 yumurta+ 3 sade beyazı-27 gram protein
1 ölçek whey protein tozu- 25 gram protein

Başka bir deyişle, karnını büyük miktar sınır eti ile doldurup, kasların daha büyük olacak anlamına gelmez. Normal porsiyon tavuk göğsü örneğin, vazifeyi, yani kasların büyümesi ve onarımını yerine getirecektir. Aslında, gereğinden fazla protein tüketerek, başka faydalı besinlerden maruz kalmak anlamına gelmektedir. Sebze,  meyve, sağlıklı yağlar ve buğday gibi gıdaların tüketim kısılması, kasların toparlanmasına engel olmak demektir.
Antrenmandan sonra kocaman shake veya sucuklu omlet tükenmesi şart değildir. Araştırmalara göre, kasların proteine hassasiyeti 24 saat devam etmektedir.

Günlük öğünleri fazla kılıp, protein fayda sınırını aşmadan, ne güdülür?

Ertan Hatipoğlu

22 Şubat 2019 Cuma

ANTRENMAN GELİŞİMİNİ DURDURAN 4 ŞEY









Antrenman yapanlar için gelişim eksikliği son derece sinir bozucu bir durumdur. Psikolojisi güçlü olanlar bile, benzer durumlarda hevesini kaybedebilirler. Bu vaziyette olanlar için en-iyi çözüm başkalarında suçlu aramamaktır. Tabi, yılmayarak...

Boy aynasının karşısına dikilerek, kendine şu soruyu sormalı: ‘’Gelişimim için her şey yapıyor muyum?’’

Acı büyümenin temelidir ve cevabın ‘’hayır’’ise, çok ağırsa bile, çıkışın için gereklidir. 

ANTRENMAN VE YÜKLEMELER KONUSUNDA KENDİNİ AVUTUYORSUN!
Sporcuların en-büyük düşmanı sayılan olay, kendi kendini aldatmaktır. Bunu nasıl anlarsın? Çok basit...Ağır yüklemelerden bahane bulup, kaçıyor musun? Antrenmanı aceleye getiriyor musun? Ayna karşısında pozlar çekip fazla zaman kaybediyor musun? Antrenman sırasında sosyal medyayı takip ediyor musun?
Buna benzer durumların varsa, ilerleme olmayışı seni şaşırmamalıdır. Panzehi
ri olması iyi haber sayılır!Odaklanarak çalışırsan bu problemleri kökünden çözersin. İlerlemeye odaklanarak, vücudun gelişime başlıyor demektir. Acıya gerekirse her gün sarılmaya alış ve neticeler gecikmeyecektir.

SORUMSUZ BESLENİYORSUN!
Gereksiz gıdalar ile mideni doldurursan, vücudun ve performansı yetersiz olacaktır. Ağır antrenmanlardan toparlanman için, gıdanın 90% besin açıdan zengin olması gerekir. Özellikle-pilav, patates ve sebze, protein depolu-dana, hindi ve piliç etlere odaklanmalı, zeytin yağlıları da unutmamalısın. Haftalık 28 kez besleniyorsan(günde 4 defa) 2-3 kez planda olmayan yemek yeme lüksüne sahipsin. Kısacası, pizza veya çikolata kaçamakları yapabilirsin! 

TOPARLANMAN ZAYIF!
İnsanlar ortalama olarak, günde 8 saat uyumaları gerekir. Eğer sen, bir de sporcu olarak, akşamları 3-4 saat uyuyorsan, formda olman imkansız olur. Büyüme hormonu yeterince salgılanmadığı için, kortizon kaslarını dolduracağı için, performans kelimesini unutman gerekir. Üstelik, eğer kadın değil de erkek sporcu isen, gün içinde o şekerlemeler de seni kurtarmaz! Senin büyüme hormonun sadece gece, karanlıkta salgılanmaktadır...
Stres senin başka bir düşmanındır. Tüm bataryalarını tüketebilir, seni yere serebilir. Stres sinsi gelir ve tüm kararlarını olumsuz etkiler. Ondan uzak durmayı öğren!

TUTUMUN, MOTİVASYONUN DOĞRU DEĞİL!
Diyelim ki, 2 sporcu antrenman yapmaktadır. Birisi, Ali Basit, basit, sade bir antrenman planı uygulamakta, basit bir antrenör ile, ayrıca basit bir gıda-toparlanma sistemi kullanmakta.Ali etrafında her şey basittir, sadece şampiyonluk motivasyonu ve ruhu uzaktan bellidir.
Veli Havalı çok elit program uygularken, lüks beslenir, antrenörü ise, dünya çapında, kendini ispat etmiş bir uzmandır. Bunlara mukabil, Veli devamlı somurtuyor, antrenmanları bazılarına  gelmiyor. Kısacası, motivasyonu düşük, hedefi sınırlıdır.
Kim daha başarılı olur? Tabi ki, Ali, ama neden?
Hedeflerin yüksek, şampiyon gibi düşünürsen, her antrenman programı ile başarırsın. Her şey motivasyon ve ruhtur.

Yukarıda sayılan 4 sebep sana tanıdık gelmiş ise, daha bugün değişimlere başlamalısın. Daha sıkı antrenman, daha kaliteli yemek, stresten uzak, fazla uyku ve şampiyonluk gibi düşünmeye başla!

O kadar basit...

Ertan Hatipoğlu

5 Şubat 2019 Salı

POPONU HAYATA GERİ AL!


                                       


Poponun Gluteus kasları, elit sporcular için ne kadar önemli oldukları hakkında çok yazıldı, çizildi.Özellikle sürat içeren sporlarda, ki neredeyse büyük bölümü, Gluteus kasların güçlü olması, neticeyi belirleyen faktörlerden biri olduğunu, artık kimselerin şüphesi kalmadı. Koşunun itiş anlarının şiddeti adım uzunluğunu büyüterek, ciddi bir avantaj sağlamaktadır...

Normal hayata dönüş yaparsak, son yıllarda bir çok insan gün ve akşamların büyük bölümlerini oturmakta geçirmektedir.Kısacası, bunu yaparak, resmen popolarını ‘’öldürmek’’, yok ederler.
Kulağa komik de gelse, maalesef ‘’ölü kalça’’sendromu bir gerçektir. Olayın teferruatına inilirse, popo yerindedir, ama kasların yeniden canlanması gerekir. Arzu edilen bacaklara sahip olunmak istenirse, tabi...

Her şey kalça bölümde bulunan 3 kaslardan en-önemlisi Gluteus Medius’un ihmali ile başlar. Antrene edilmezse, gevşer ve işlevliğini kaybeder. Oturma pozisyonda Gluteuslar hareket yokluğundan ‘’paslanır’’, popo ‘’tahta’’ gibi yassı olur. Büro çalışanlar, şoförler, internet bağımlılar gibiler, tehlikededir.
Sendrom sadece bu insanları kapsamıyor. Yanlış duruşu olanlar, hatta uzun sağlık koşucular da tehlikededir.Koşucular genelde baldır kaslarına yüklendikleri için...Gluteus kasların görevi bacakları gevşetme ve çevirmedir. Ayrıca, kalça kemiğin destek ve stabil durmasından sorumlular. Görevini yapmaları için çalışmaları gerekir, yoksa o görevler başka kaslar tarafından yapılmaya geçilir. Eklem, diz ve bel problemleri, işte o zaman başlar...

İlk belirtiler kolay gözlenmektedir.Kalça bariz öne kayar, arka baldır, Hamstring kaslarda ağrılar oluşur. Özellikle, Gluteuslar’ın görevlerini yaparken!

Kalça kaslarını kurtarmak hem çok kolay, hem de bilgi gerektiren bir süreçtir. İlk akla gelen her tür ağırlıklı veya boşta çömelmeler Quadriceps kaslarını yorduğundan, Gluteuslar’a sıra yeterince gelmemektedir. Buna rağmen, çömelmeler iyi bir başlangıç hareketleri olmaktadır.
Ama biz çalışma şartlarına göre, yapılacaklara bakalım:

FİTNES SALONLARINDA her türlü yarım ve tam scuatlar, step makinesi, lastikler, Gluteus makineleri ile amaca kolayca ulaşılır. ‘’Akrep’’hareketi bu bölgeye yönelik en-uygun, tam hedefi vuran harekettir. Lastiklerle ayakta, yerde olsun bir çok hareket o bölgeye hitap etmektedir.Antrenör bilgilerine başvurmanız sizi daha sağlıklı hedeflere ulaştıracaktır.



DOĞA ORTAMINDA dik yokuşa deparlar, ‘’kurbağa’’sıçramaları, ‘’ördek’’çömelik yürüyüşler, 10 kg. taşlar tekrar kaldırıp, indirmek, yerde yüz üstü yatarak-’’aç-kapat’’hareketi, geniş basamaklarda koşu ve sıçramalar...Buralarda eski sporcular, yardım almayarak çalışabilirler...



EVDE çömelmeler, ‘’tabanca’’ hareketleri, ‘’ördek’’ yürüyüşler, tabureye çıkıp inmeler, ‘’asansörsüz günler’’ gibi aktiviteler ile, yine hedefe ulaşılabilir.

Ne bekliyorsun, kalk ‘’ER RYAN’I’’(poponu) kurtar!

Ertan Hatipoğlu

24 Ocak 2019 Perşembe

ANTRENMAN ÖNCESİ BESLENME










Antrenman sonrası beslenme, son zamanlarda öncesinden daha geniş yer bulmaktadır. Antrenman öncesi beslenmenin önemi artmaktadır, zira uzun yola çıktığını hayal edersen ve yakıt ikaz ışığın yanarsa, daha sadece 20 km. gidebileceğini bilirsin. Sonrası malum, otomobilini itmek zorunda kalırsın...Benzer durum vücutta mevcut-yakıt biterse, hedeflerine ulaşmak hayal olur. Kısacası, vücuduna yeterli yakıt verirsen, antrenmanlardan verim alır, sakatlıklardan da korunarak, başarılı olursun.

Tüketilen gıda kolay öğütebilen ve 45-90 dakika antrenmandan önce alınması gerekir.
PROTEİN genelde antrenmanlardan sonra önemli diye bilinir, ama önce alınması, örneğin Whey olanı, performansı arttırdığını göreceksin. Antrenman öncesi tüketirsen, kasların yıkımını durdurur, sakatlıkları önlersin.Faydası sadece bunla kalmıyor, protein yüklemelerden önce tüketilirse, antrenman içinde toparlanmayı hızlandırır ve doğal olarak performans artar.

KARBONHİDRAT VE YAĞLAR genelde, antrenman öncesi tüketilmez, zira gün boyunca tüketilen karbonhidratlara güvenmektedir. Karbonhidratlar ATP sentezin direkt iştirakçileridir. Glikoz kullanılmamış kalırsa, glikojen olarak karaciğerde depolanır. İşte bu glikojen antrenmanların yakıtı sayılır. Özellikle yoğun ve dirençli antrenmanlarda...
Vücut yağ tüketimine ihtiyaç duyar. 1 gram yağda 9 kalori, 1 gram protein veya karbonhidratta sadece 4 kalori vardır. Özellikle dayanıklılık içeren, uzun süren antrenman öncesi unutulması, çok büyük hata sayılır. Antrenman öncesi yağ tüketimi olarak, avokado, fıstık, fındık gibi kuru yemişler tavsiyemizdir.

GIDA TAKVİYELER kaliteli beslenme kadar önemlidir. Antrenmandan önce 5 mg. kreatin ATP sentezi arttırırken, yorgunluğu yok etmektedir.

SU tüketimine gelince, vücudunu hiç bir zaman susuz bırakma. Kramp, yorgunluktan uzak durmuş olursun.

Antrenman türüne, yüklemene göre hangi gıdalara önem vermeni tayin etmektedir. Yoğunluğu düşük antrenman öncesi daha fazla protein ve yağ, daha az karbonhidrat tüketmelisin. Tersinde, karbonhidrat tüketimi artmalı, yorgunluk uzak durmalıdır.

Antrenman sonrası tükettiğin gıdaya dikkat etmelisin, makine olmak yolunda, vücudunu yakıtsız bırakmak istemezsin, herhalde!

Ertan Hatipoğlu

En okunanlar