29 Ağustos 2014 Cuma

BAVYERA'DA KATALAN KANUNLARI

                      



Dünya şampiyonu olduktan sonra, Alman futbolcuların şımarması özellikle Pep Guardiola’nın canını sıkmış görünüyor. BAYERN soyunma odasındaki şımarık tavırlar hatta, damlayı taşıran olay diyebiliriz…Pep bildiğiniz o ‘’iyi polis’’ rolünden çıkmış, yerine tam bir ‘’despot’’ gelmiş! Bundan sonra futbolcuların her yanlış hareketi para cezası ile  karşılık bulacaktır.

‘’Sport Bild’’ gazetesine göre, Guardiola takımı sezon öncesi toplamış ve yeni kurallarını açıklamıştır. Açık-açık disiplini cezalar ile geri getireceğine söylemiş, üstelik maddeleri duvara asmadan sadece okumuş…
Maddeler şöyle: Maça geç kalma-ceza! Antrenman sonrası formayı kirliler sepetine bırakmayan-ceza! Kulüp tesisinde 1. Katta cep telefon ile görüşme-ceza! Antrenman veya maçtan sonraki 1 saatin içinde yemek yemezsen-ceza!
‘’Bundan sonra hiç affım yok!’’ diye yüzlerine adeta bağırdıktan sonra, ceza miktarlarına geçmiş.
Birinci hatada 250 avro, her sonrakinde +250 katlanarak gidilecek! Denetleci olarak  Philipp Lahm tayin edilirken, konuyla ilgili kaptanın ağzı bıçakla açılmıyormuş.

Bize göre, Pep buna benzer, disiplini ilerleten hareketleri yapmak zorundaydı. Dünya şampiyonasında en-fazla futbolcu Bayern’den oynadı ve onların formsuz, kilolu olmasından en-büyük mağdur Guardiola’dır. İşte bundan dolayı, futbolcular her sabah kahvaltıdan sonra, rehabilitasyon uzmanı Thomas denetimde kantardan geçmekteler. Kantarı kıran-ceza alır!

Barcelona’daki günlerine dönersek, Pep’in şimdiki uygulamaları ‘’cüce’’kalmaktadır. Orada cezalar 500 avrodan başlar, kahvaltıya geç kalma-2000, gece saati ihlal( 24.00)-6000, antrenmana geç kalma… En-‘’kıpırların’’ peşine özel dedektif kiralanırdı! Katalan yönetimin bu hareketi bize ünlü Çeka şefi Feliks Dzerjinski'nin sözlerini hatırlattı ‘’Güvenin en-yüksek seviyesini ancak denetim getirir!''

Bavyera bunu kaldırır mı, ayrı bir konu…



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

25 Ağustos 2014 Pazartesi

FİLENİN SULTANLARINA ACIMADILAR!




Elit sporda özellikle müsabaka planlanması çok mühim, her şeyden öncelik Uluslararası takvime göre hareket edilir. FİVB kendi faaliyet programını belirler,tüm üye olan ülkeler de ona göre kendi iç takvimini hazırlar. Tüm bunlar aylar önce yapılır ve ilan edilir.

Voleybol Grand Prix Tokyo ayağından önce Dünyanın çeşitli noktalarında başka ayaklar oynanır ve neticelerine göre, en-başarılı ülkeler Tokyo’da buluşuyor. Burada problem, Tokyo’ya gelen bazı takımların o saat farkına adapte olamaması, diğerler ise Tayland turnuvasından gelmeleri (Çin ve Brezilya). Ev sahibi Japonya turnuva oynamadan, rakiplerini evinde bekliyordu. Yani, Japonya, Çin ve Brezilya saat farkı problemi yaşamadan oynarken, Kaliningrad turnuvasından gelenler Rusya ve Türkiye birinci maçları hariç, kalan maçlarında jetlag problemi ile oynadılar. Bunun sebebi Kaliningrad’tan 18.08 tarihinde uçmaları ve ilk maçlarını jetlag problemi başlamadan 20.08 tarihinde ilk maçlarını oynamaları. Belçika takımı ise turnuvasını 10.08 tarinde bitirdiği için adaptasyon için zamanı vardı…
Adaptasyon süreci olmayan Rusya ve Türkiye Tokyo’ya ‘’Misafir’’ gibi geldiler ve özellikle Filenin Sultanlarına yazık oldu. İlk maçında daha problemler kendini göstermez iken, Brezilya gibi takımı yendiler,ama daha sonra hepimiz gördük…

Peki, bu durumda neler yapılırdı?

Her şeyden önce zamanında bu takvime itiraz edilir, Kaliningrad turnuvasını en-azından  bir hafta geriye alınırdı. Böylece, Tokyo’ya 1 hafta önce gidilir, adapte olunurdu. Diyelim ki, bu da olmadı, o zaman Japon ev sahibinden aynen Olimpiyatlarda olduğu gibi, izole bir konaklama, ''non stop'' yemek saati talep edilebilirdi. Böylece Sultanlarımız aynen Türkiye’de gibi, yatar, kalkar, yer, kısacası adaptasyona hiç başvurmazlardı. Saat farkına aldırmadan, oynar kazanırlardı!
Tabi yukarıdakilerini yapmak için çok ileri görüşlü bir ekibin ve sağlam Federasyonun, ayrıca  disiplinli, fedakar sporcuların olması gerekir.
FİVB Japonya’ya neden böyle bir ‘’Hediye’’ veriyor cevabına ulaşmanız için internet sitesine girip, sponsorlarına bakmanız yeterli olacaktır.
Biz ise, kendi çıkarlarımızı korumalı, fon olmaktan uzak durmalıyız!

Özellikle, böyle muhteşem Sultanlarımız varken…



                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

15 Ağustos 2014 Cuma

SÜPER LİG'İN CEP DİZİLİŞİ

        



Formula 1 bilirsiniz, her ayaktan önce bir antrenman yarışı yapılır ve sonucuna göre pilotlar start cebine yerleştirilir. O antrenman yarışı pilotların asıl yarışın çıkış pozisyonu için son derece önemlidir.
Futbolda hazırlık evresi sporcuların sportif forma girmesi, orada daha uzun kalmaları için belirleyeci  bir unsurdur. Takımların hazırlık  planları  ve maçları, yaptıkları transferler onların Lig maratonu start çizgisine gelirken o müsabakanın galiplerini büyük ölçüde belirler.

İşte BEŞİKTAŞ takımı; Şampiyonlar ligi ön eleme maçlarından dolayı erken yol alırken, takımın bütünü formda olduğunu gözledik. Yüksek rakım ‘’silahını’’ kullanmamalarına rağmen takım çelik gibi gözüktü! Sadece aralık ayı için endişe duyuyorduk, ama FB Soma turnuvası takımın yedekleri de rotasyona hazır olacak  diye, bizi ikna etti de öteye geçti. Kısacası,  Süper Lig’in ilk yarı mutlak favorisi BJK takımıdır!
GALATASARAY antrenör değişikliğine  ve deniz seviyesi hazırlık modeline rağmen, iyi bir yerli futbolcu kadrosundan dolayı ilk yarıda ilk 4-ün içinde olacak, diye düşünmekteyiz.
ÇAYKUR RİZESPOR  süper akkıllı bir hazırlık, inanılmaz bir takım oluşturdu. Bu yıl kesinlikle ilk 3-te yerini alacak, şaşıran varsa, takımı daha iyi incelesin, tavsiyemizdir.
TRABZONSPOR  iyi bir hazırlık için tam alkış almışken, son Erzurum kampını iptal ederek, bu alkışı yarım bıraktı. Çok yeni futbolcular, kaliteli ayaklar gelmesine rağmen, takım ilerleyen aylarda uyumunu bulur, ama bu ilk 4-e girmesi için yeterli olur mu, hep birlikte göreceğiz.
FENERBAHÇE  yetersiz hazırlık ve zorunlu antrenör değişimi ile aslında krizi kara dönüştürebilir. Her şey İsmail Kartal’ın elinde… 1. Lig maçı ile 2. Arasında 14 günlük bir Milli ara var ve bu günleri doğru kullanabilirse, gereksiz en-azından Roma maçını iptal edebilirse, takımı kaldırabilir. Sadece, burada 1. Lig maçında karşısında çok diri ve formda Karabük takımı çıkacak, dikkatli olması gerekir! Tüm bunlardan dolayı FB takımı 1. Yarıda ilk 3-e girmesi çok zor bir ihtimal olarak görmekteyiz.
KASIMPAŞA deniz seviyesi hazırlık modeli, kendi modern tesis ağırlıklı hazırlık yapıyor. Antrenör sadakati onları ileri götürür düşünüp, takım ilk 4-ü zorlar kanaatindeyiz.

Burada yeri gelmişken, bizi şaşırtan ve kocaman alkışı hak eden iki  Anadolu takımını size takdim etmek istemekteyiz:
GAZİANTEPSPOR  o kadar akıllı,planlı, her detayı düşünülmüş hazırlık yapıyor ki, bizi bile hayretlere düşürdü. ‘’Spartanova’’ gibi bilimsel testler, çok yüklemeli antrenmanların yanında az yüklemeli , yenileyici aktiviteler…Kısacası, Antep takımı geçen yılki maceralardan uzak kalmakta kararlı görünüyor.
KAYSERİ ERCİYES için yukarıda hemen hemen Antep için yazdıklarımızın aynisini söyleyebiliriz. Geçen yılki acılardan uzak kalmak onları hakkı, diye düşünmekteyiz.


 Süper lig perdesi açılmak üzere - FUTBOL TİME!

Not: Bu değerlendirme sadece ilk yarıya, aralık ayı sonuna kadar ele alınmıştır!

                                                                                                            Ertan Hatipoğlu





                                                                                                                                                                                                                                    


12 Ağustos 2014 Salı

ALMANYA 32 YIL SONRA 100M. ŞAMPİYON YAPABİLECEK Mİ?

        


Sadece 1 ay önce, herkesin bu soruya  cevabı ‘’olamaz!’’ olurdu. Zürich'te yapılacak Avrupa Atletizm Şampiyonasına  sayılı günler kala 28 yaşımdaki Julius Reus 10.05 koşarak  Almanya’nı ‘’en –sakallı’’, Frank Emelman’a ait  10.06 rekorunu tarihe gömdü!

Bu rekor ve form durumu kendiliğinden  şu soruyu getiriverdi; 32 yıl sonra 100m. erkeklerde bir Alman Avrupa’nın zirvesine çıkabilir mi? 1982 Atina’da Frank Emmelman o zamanki Demokratik Almanya adına kısa sprintin kralı olmuştu…

Bu yılki en-iyi derecelere göz atarsak, sorumuzun cevabı kafalarımızda daha netleşir, tahmin gücümüzü arttırmış oluruz. Listenin başında 9.95 ile Jimmy Vicaut(FRA), daha sonra  9.96 ile Ujah(GBR) ve 10.03 ile James Dasaolu(GBR) varlar. Genç Adam Gemili ve özellikle  çok derin saklanan Christphe Lemaitre’yi düşünürsek, Almanya’nın bu branşta emelleri ne kadar zor oldukları açıkça görünmektedir.

Bize gelince, bu branşta  Ramil Guliyev görev yapacaktır. Genç yetenek 100m. final ararken, şansını daha fazla 200m. zorlaması bekleniyor…Kendisinden iki final ve özellikle 200m. daha iyisini beklemek bizim de hakkımız!


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

10 Ağustos 2014 Pazar

TAKVİYELERİN SAAT ''PENCERELERİ''





Gıda  takviyesi ürünlere bir tomar para verebilirsin, ama onların kullanmasını, en-uygun ‘’pencerelerini’’ bilmezsen, istenilen sonuca varamazsın. Her ürün  yapılan antrenman türüne göre tükenmesi için bir saati var. O saate göre gereken yapılırsa, yapılan antrenmanda maksimum fayda elde edilir. İşte örnekleri:

KUVVET antrenmanından  30-60’ önce Arginin ve Glutamin kullanılır! 5-er gram her iki maddeden  ağırlık antrenmanından 30’ once alınır. Arginin kuvvet aktivitelerinden önce alınırsa, kas hücrelerine giden kan miktarını artırırken, nitröz oksit  üretiminde önemli katkısı var. Bundan dolayı kaslar daha fazla oksijen, amino asit, glikoz ve diğer kullanılan maddeleri sindirecektir.
Glutamin maddesi kasları enerji ile yüklerken, onun varlığından dolayı bikarbonat sentezi gerçekleşir. Özellikle eşit üstü çalışmalarda, bikarbonat  vucüdun ürettiği asit seviyesine karşı savaşan bir maddedir. Neticede kaslarda yorgunluk daha geç hissedilir.
Her iki maddeyi aç karnına veya en-az 2 saat yemekten sonra tüketmelisiniz!

Whey Protein, Slow-carb(yavaş karbonhidratlar) ve Kreatin maddeleri antrenmandan hemen önce, en-fazla 30’ kadar kullanılır. Bunlar genelde kas büyümesine yardımcı olan maddelerdir. Whey Protein 20 gram cıvarında olması gerekirken, Slow-carb- 40, Kreatin ise 5 gr. Kadar tüketmelisiniz. Slow carbların görevi antrenman boyunca insülin seviyesini gereken seviyede tutarak, çalışma aralarında yağ yakıtını daha fazla kullanmaktır. Kreatin’in görevi ise, kas hücrelerini su ile doldurarak, onları daha kuvvetli ve dayanıklı yapmaktır. Kreatin toz şeklindeyse, protein karışımına katarak, birlikte tüketebilirsiniz.

DAYANIKLILIK antrenmanından 30-60’ önce  bir acı kahve ve  Acetyl L-carnitine tüketmeniz gerekir. Acetyl miktarı 2 grama kadar olması, tavsiyemizdir. Kahvenin içindeki kafein maddesi glikojen koruyucusudur, bundan dolayı enerjiniz tasarruflu kullanılır.Ayrıca, yağ depolarını işe aktif duruma getirirken, onları da ‘’savaşa’’ atmış oluyor. Acı hislerini azaltırken, uzun, yıpratıcı antrenmanların yapılmasına yardımcı olması, kafein maddesi, özellikle elit sporda vazgeçilmez durumda. Acetyl L carnitine amino asit benzeri bir madde olup, yağların mitokondrilere kadar gitmesine yardımcı olup, enerji üretime  önemli katkısı vardır. Kısacası Kafein ile birlikte çok mühim ikili oluşturmuş durumdalar.

Dayanıklılık antrenmandan 30’ kadar önce, 10 grama kadar miks aminoasitler tüketilir. Miks derken, 9 adet amino asitin karışımından bahsetmekteyiz. Eğer amaç uzun ve elit antrenman ise, biraz karbonhidrat ilave edilmesi gerekir.

Elit sporda teferruatlar fazla, ama başarmak da çok zevklidir…
Başarılar!


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

9 Ağustos 2014 Cumartesi

BİR TAŞLA İKİ KUŞ

                    



Geceleri  ayak kramplarına maruz kalmayan herhalde,  insan yoktur. O acı herkesin başına gelmiş, geçmiştir.

Özellikle elit sporda, yüksek ve devamı fazla olan aktivitelerde sporcuların bacaklarına spazm(kramp) girer. Ağrı saniyeler ile dakikayı bulabilir, çalışma  ve uyku zamanında olabilir. Futbolda en-çok  kramp giren bölgeler Kalfler, Hamstring ve Quadriceps femoris’tir. Bazen karın hatta göğüs kafesinde bile oluşur.
Sebep olarak iyi ısınmama, kas yorgunluğu, elektrolit eksikliği. Magnezyum tüketimi yoğun çalışma dönemlerde çok önemlidir. Kalp, sinir ve kemiklerin düzgün çalışmasında önemli rol üstlenmektedir. Ayrıca magnezyum daha 300 metabolit çalışmalarda görev yapmaktadır.

Magnezyumun en-bilinen özelliği kasları gevşeterek, sinir iletişimlerine yardımcı olmaktır. Vucütta eksik olması kramplara sebebiyet vermektedir.
Krampların yoğun oldukları dönemlerde özellikle yeşil yapraklı sebzeler, çerez türlerinden bademler, muz, çavdarlı ekmek tüketmeniz gerekir.

Krampların önüne geçmek için sık sık iyi esnetici hareketler yapılması gerekir. Lastik bantları ayağınıza takarak ve değişik yönlere dirençli hareketlerle özellikle kramp girilen Kalf bölgenizi hem güçlendirir, hem de esnekliğini artırabilirsiniz. Daha ince lastikler ile ayak parmaklarınızı sarıp, öne dirençli kasarak, taban kaslarınızı ‘’çelik’’ yapabilirsiniz. Başta az-çok kramplar girecektir, ama ilerleyen çalışmalarla birlikte kaybolup, unutacaksınız. Böylece, en-az çalışabilen, küçümsenen, bilinmeyen bölge- ayak taban kaslarınızı hem kramplardan korur, hem de koşunun 4 anlardan belki de en-önemlisi, ‘’yerle temas’’ anını asgariye indirirsiniz. Bu da sizi çok, ama çok daha süratli yapacaktır!

Elit sporda bilen değil, uygulayabilen kazanırmış…


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

6 Ağustos 2014 Çarşamba

AZİZCİLİN BU DEFA ALERJİ YAPTI!





Aziz Başkan dayanamadı, tatilini kesti ve takımı ani bir toplantıya çağırarak, ‘’azizcilini’’ devreye soktu. Ersun hocanın ilan ettiği 2 gün dinlenmeye tahammülü yok, teknik heyeti ilk önce fırçaladı, daha sonra antrenmana çıkartırdı!?

Ersun Yanal yüksek irtifadan indikten sonra, planladığı hazırlık maçların uyum açısından yanlış olduğunu, futbolcular deniz seviyesi ortamına alışırken maçlar oynatarak yıprattığını, hiç olmaz ise antrenmanlarda ‘’frenlere basması’’gerektiğini anlamıştı. Kısacası hatasını anlamış, antrenmanlarda daha fazla yavaş koşu, genel kuvvet ve esnetici hareketlere başvurmaya  karar vermişti. Bezdiren Sevilla maçından sonra bunları yaparak aktif çıkmış, ardından 2 gün izin planlıyordu. Kararı antrenman bilimi açısından son derece doğruydu.Adaptasyon sürecine girmiş futbolcuların üstüne gitmek, antrenman yüklemelerin dozunu artırmak tam bir ‘’harakiri’’olacaktı.

Ali Şen Başkan der ki: ‘’Hayatta da sporda da en-pahalı şey tecrübedir!’’
Her antrenör hayatı boyunca öğrenmeye devam ederken, bazı konular var ki, hasar görmeden, başkaların tecrübesini kullanarak başarıya ulaşırsın. Özellikle yüksek rakım gibi sporda fazla bilinmeyen ‘’silahı’’ kullanmaya karar vermişsen…
Aslında, Ersun hoca ayni hatayı geçen hazırlık döneminde de yapmış, ama o zaman gecikmeli göreve geldiğinden dolayı fazla kaleme almamıştık. Bu yıl benzer hazırlık planlanmayı görünce ‘’aralık ayı düşük form’’, ‘’subat ve mart ayında ağır takım’’, ‘’3-4 futbolcunun sakatlanması’’ gibi hataları yeniden tekrarlar, diye düşünmeye başladık. Bu yıl geçen sene gibi ‘’ballı’’ olmayacak, şampiyonluk savaşları ‘’uzayda’’ meşakkatli çarpışmalarla kazanılacaktır. Kısacası, sevgili Hocam, bu yıl o hataları kaldıramaz! 
Aziz Yıldırım tüm bunların farkında, tatilini bile keserek geldi ve müdahale ederek, yardımcı olmaya çalıştı. Çalıştı, ama Diego Rivas gibi bir yıldızın ‘’kalf’’bölgesi sertleşerek, sakatlanmasına neden oldu.Asıl tehlike 8.08 tarihinde üçlü turnuvada yaşanabilir, zira iki sert rakibi ile 45-er dakikalık çok tempolu ve çekişmeli maçlar oynanacaktır.


Aziz Başkan'ın ''azizcilini’’ alerji yapmaya başladı. Şimdilik sadece deri dökülme ve mide bulantısı dibi yan etkiler gözlenmekte, ama bu tür müdahaleler devam ederse anafilaksi, yani alerji şoku olacak diye, endişe etmekteyiz.


                                                                                    Ertan Hatipoğlu

5 Ağustos 2014 Salı

AKHİSARSPOR HAZIRLIK ANALİZİ




Sezona yeni teknik director ile giren Akhisar spor hazırlıklarını kendi tesislerinde bir kaç günlük çalışmadan sonra, 8-27.07 tarihler arasında 20 günlük Erzurum Palandöken yüksek irtifa kampına gitti. Bu hareketinden dolayı bizden, hatırlayacaksınız çok alkış almıştı. Hatta, yüksek rakıma gitmeden futbolcu en-az 1 hafta deniz seviyesinde kendini iyi hazırlamalı, ‘’hazır ol!’’ durumuna getirmesi gerekir, eleştirimizi pas geçmiştik…
Erzurum'da 3-lü turnuva maçlarında 2. oldular ve oynadıkları futbolla beğeni kazandılar. Toplam 3 hafta kampından 2 haftası çok yüklemeli, ilki ise, adaptasyon sürecinden dolayı az yüklemeli geçmişti. Kısacası, süper bir kamp olmuş iki hazırlık maçı da oynanmıştı.

27.07 tarihinde takım Akhisar’a dönmüş ve  deniz seviyesinde hazırlıklarına devam edilecekti. 31.07 tarihinde Avusturya’nın Fürstenfeld kentine 2. Kampına gitse de, kentin 250 m. rakımından dolayı, deniz seviyesi sayılır. Böylece, rakımdan ineli 6. günde Hannover 96 ile hazırlık maçı oynandı.Maç 1:1 bitmiş, futbolcular kendilerini iyi hissetmişlerdi. Tam kritik gündür 6. gün; adaptasyon süreci başlamak üzeredir…
24.08, yani 8. gün Hamburg hazırlık maçını 2:0 kaybettiler. Normaldir, 8. gün ineli Dünyalı hiç kimse performans göstermemiş, göstermesi de mümkün değildir. Organizma adaptasyon süreci ile meşgul…
7.08 tarihinde takımın sıradaki hazırlık maçı-Al Ahli takımı ile…Bu maçta da ayni sendrom boy gösterecek, futbolcularımızı meşgul edecektir.

Akhisarlı futbolcular, ancak 13.08 tarihinde Mersin İdman yurdu maçında kendilerini gerçek gösterebilecek, hatta adeta uçacaklardır.17. gün bu mümkündür, Sadece bu günlerde adaptojen maddeleri içeren gıdaları tüketmeleri gerekecek!
Daha sonraki 2 ay boyunca Akigolar
faydalı Erzurum kampların etkilerini hissedecek.Meyvelerini toplayacak, ama yapılan planlama hatalarının bedelini de ödeyecektir. Avusturya’daki kampın hazırlık maçlarını 1.08 ve 13.08 olmak üzere sadece 2 yapsaydı, hem moraller bozulmaz, yükselir, hem de uyum sürecinde olan takıma eziyet çektirilmezdi.

 Kamptan sonra Akhisar'da, Lig’de kim gelirse gelsin diz çökecek zaten…


                                                                                                                 Ertan Hatipoğlu

3 Ağustos 2014 Pazar

FENERBAHÇE'NİN ALTERNATİF HAZIRLIK MODELİ




Geçen FB antrenmanları yazımızda nerede kalmıştık?

Evet: ‘’O zaman FB bileğini  Arsenal dahil, kimse kolay bükemez!’’

Ersun hocanın günde 4 antrenmanını ve bunları sadece 1 hafta sürdürebileceğini, keşke daha fazla, 3-4 hafta yapabilse, demiştik...Hatta 3-ü rakımda, 4. ise deniz seviyesinde olabilir, diye altını çizmiştik. İlk önce, manzarayı çizelim!

  FB takımı 26.07 Düzcede oynanan bir hazırlık maç ile Topuk yaylası kampına son verdi.Takım İstanbul'a, yani Deniz seviyesine, sıcak ve neme getirildi. Bayram tatili derken,  31.07 tarihinde Sheffield maçı için bir gün önce Ada’ya hareket etti. Ertesi sabah, Kopenhag’a 2.08 tarihinde oynanacak Sevilla hazırlık maçı için uçağa bindiler. Buraya kadar 7 gün hep deniz seviyesinde kaldılar ve kalmaya devam edeceklerdir... Parantez olarak, akşamki maçta ( rakımdan ineli 7. Gün!) Sevilla’ya karşı  unutkan, sinirli, odaklı olmayan futbol oynadılar. Tipik reaklimatizasyon( rakımdan iniş ) uyum belirtileri.

  Bundan sonraki günlerde 8.08 tarihinde Fenerbahçe stadında üçlü turnuva var. Maalesef, olarda da uyum problemleri devam edecektir. Takımın deniz seviyesi uyumu Olimpiyakos maçında ortadan kalkacak, GS süper kupa ve lig için bir daha yaşanmayacaktır.

   Alternatif modele bakalım! 

   26.07. tarihinde Düzce’de maçtan sonra yine Topuk Yaylasına dönüldü.Ertesi gün sabah yenileyici antrenmandan sonra, İstanbul’a Bayram tatiline ve Ada’ya hareket etmek için yola çıkılır. Sheffield maçından sonra 1.08 tarihinde Topuk Yaylasına geri dönülür! Sevilla maçı pas geçilir, oynanmaz. Takım yeni değil ki, fazla maça ihtiyacın olsun...7.08 günü İstanbul'a gelinir ve ertesi gün üçlü maçlarını oynar. Olimpiyakos maçını en-geç 12.08 oynar, olmaz ise, o tarihte diğer alternatif maç  önceden ayarlanır. Daha sonraki günlerde GS maçına kadar uyum sürecini doldurup, maçını problemsiz oynar.

  Böylece, FB takımı yüksek rakımda 11-12 gün fazla kalarak, toplam 22-23 gün çok iyi, faydalı antrenman ve maçlar yapardı. O, Ersun Hocamızın günde 4 antrenmanı 1 hafta değil, 3-4 hafta uygulayıp, takım seviyesini uzaya kadar yükseltirdi.

  Ayrıca, uyum problemlerden de kaynaklanan kaybedilmiş maç ve morallerden sonra, çıkıp, basına 1001 masal anlatmaktan kurtulurdu. 


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

En okunanlar