Koşucular arasında, özellikle sıcak havalarda
‘’canın su istemese de, iç!’’ yazılmayan kural vardır. Bu gibi yanlış eylemler bir çok maratoncunun yarışmasını terk etmeye neden olmuştur. Sebebi
ise, fazladan tüketilen su yüzünden vücudun sodyum dengesini bozulmasıdır.
Tıpta bu olaya ‘’hiponatrimia’’ derler…
Sıcak havalarda tabi ki, su içme frenlemesini düşünmemek
gerekir. Özellikle uzun koşu antrenmanı varsa, terleme ile birlikte mineraller,
tuz ve birçok vücuda gereken faydalı maddeler gidecektir.
Kısacası-koşu esnasında canınız istediği kadar su
tüketmelisiniz!
30 derece cıvarında antrenmanlara son derece dikkatli
yapılmalı, yoğunluk yine o kadar dikkatli yükseltilmeli. Sıcak havalarda yüksek
olmayan yoğunluk antrenmanlarda bile nabız her zaman ortalamadan en-az 10
vuruş/dak. yüksek olacaktır. Bundan dolayı, her türlü denemeler, yüksek tempolu
antrenmanlar kalp çalışmasında problemler yaratabilir. Koşuda en –ufak bir
zorlanma, ağırlaşma hissedildiği zaman, hemen tempoyu indirip, bir alt viteste
devam edilmeli.
Üzerinizde her zaman açık renkli koşu forması, şapka
olmalıdır. Aksi takdirde, güneş çarpmasının arzulanan ‘’müşterisi’’olursunuz!
Ayakkabılar bir numara büyük olmalı. Sıcak havalarda koşmak sık sık ayak
şişmesine neden olmaktadır.
Günün sıcak saatlerinden uzak durulmalı. 13-18 saatler
arasında sadece az yüklemeli antrenman yapılır. Sabah, erken veya akşam, 19-20
arasında koşmaya en-uygun saatlerdir. Daha geç saatlerde, akşam uykusunu bozduğu
için tavsiye edilmemektedir.
Her zaman yanında bir şişe izotonik sıvı olmalı, sık sık
içilmelidir. L-carnitin gibi maddelerden uzak durulur. Sıcak havalarda kahve ve
benzerleri diyoretik etkilerinden
dolayı gözümüz görmemeli.
Antrenmandan sora buz küvete girmeye unutmayın!
Ertan Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder