9 Ekim 2019 Çarşamba

QUO VADİS, DOMİNE? NEREYE GİDİYORSUN, LORD?


                


Doha 2019 atletizm sporunda bilmeceleri çözeceğine, onları daha fazla arttırdı. Dünya şampiyonası ‘’burnundan kıl aldırmayanların atletizmi’’tartışmasız zaferi ile sonuçlandı. Yani, Amerikan üstünlüğü ile...Hem ne üstünlük!

Tabi, bu zaferin arkasında bir çok neden vardır, ama en-önemlisine bakmak gerekir.

‘’Burnundan kıl aldırmayanların’’atletizminde 2 kez doping ile yakalanınca, ömür boyu ceza alınmaz. Diğer ülkelerin sporcuları gibi...Burada ilk önce ‘’sağlam’’avukatlarla, mahkemelerini, daha sonra madalyalarını kazanıyorsun. Justin Gatlin gibi, Helsinki, Londra’da altın, Doha’da gümüş... Bayrakları da ilave edersek, adam resmen madalya zengini olmuş!

‘’Burnundan kıl aldırmayanların’’atletizminde 3 kaçırılmış test yapar, ellerini sallaya, sallaya yırtarsın.Birileri, nasıl olusa denetim tarihlerini karıştıracak veya görmemiş olacaktır..1001 masallar gibi, herkes memnun, kimsenin itirazı yok, kimse CAS-a gitmeyi bile düşünmüyor. Christian Coleman 2 altını götürüyor, ''ben kural ihlali yapmadım!''deyip, burnundan kıl aldırmıyor. Sadece, onun 3 ihlal yapan ve cezasını çekmiş, çeken yüzlerce atlet var...

‘’Burnundan kıl aldırmayanların’’atletizminde bir antrenör sporcularını testosteron müptelası, ilaç ticareti, numune manipülasyonu yapması ve komik 4 yıllık ceza alması normaldir. Oralarda normal olması ile birlikte, hiç bir talebesi zarar görmemesi başka bir komedidir...Alberto Salazar o ilaçları çiftliğinde tavuklarını beslenmesi için kullanmıştır. Sonuç olarak, Doha’da talebeleri, her şeye rağmen damgasını vurup, herkese kızıp, gittiler. Tokyo 2020 hazırlanmak için...Bazı ülkelerin sporcuları ceza almış hocasına selam verdikleri için durdurulurken, cezalar havada uçuşurken, ''dokunulmazların'' etrafa kızmasına sessiz kalınmaktadır.

Herkes susuyor, ‘’dopinge sıfır toleransın’’ temiz Lord susuyor...Nasıl susmasın ki, Sir Mo Farah’ın ‘’kirli çamaşırları’’ her an ortaya çıkma ihtimali varken, ayrıca Oregon Project sponsoru NİKE ile uzun yıllardan beri münasebeti bilinirken...Nike  büyük hocanın arkasında tam durmuşken...
Şimdi herkes Salazar’ın CAS serüvenini dikkatle beklerken, cezası sıfırlanmış veya minik bir şey gelirse, şaşıranlar sadece su altı sporları ile ilgilenenler olacaktır.

‘’Burnundan kıl aldırmayanların‘’atletizminde bayrakta diskalifiye olmak geçmişte kaldı. Şimdi birisi bayılıp yere düşmesi, cinayete kurban gitmesi gerekir ki, o takım DQ olsun. 4x100m. yarışında tüm stat, artı milyonlar TV atletizm sever, artı 2 takım itiraz ettiklerine göre, gördüler, sadece yeni Monakolu memurlar göremediler. Öyledir yeni Monakolular, bazen görmezler...

Monakolu memurlar dedik, ama atletizm tarihinde en-fahiş kararı aldıklarını yazamadan geçilmez. Çölde ne kadar deve varsa, hepsini gömdüler! 110m. engellide, 5 bitiren sporcuya, engellenmiş diye, sayısız itirazlar sonucu bronz madalya verdiler. Ama derecesi ayni kaldı. Benim oğlan, 7 yaşında sonuçları neren görmüş ise, bana ‘’Baba, 3-cülerin dereceleri neden o kadar farklı?’’ diye, sormaz mı..

Doha’da daha bir çok olay oldu, hepsini yazmaya kalkışsak, uzun olur. Atletizm sporu ağır yaralı, tedavi olması gerekir ve işin ilginç tarafı, buna sebep sadece Ruslar değil.

Hristiyan efsanelerine göre Havari Peter, İmparator Neron zulmünden kurtulmak için Roma’dan kaçarken yolda İsa Peygamber’le karşılaşır ve ona ‘’Quo hadis?’’, yani ‘’Nereye gidiyorsun?’’diye, sorar. İsa ‘’Roma’ya, yeni baştan çarmıha gerilmeye gidiyorum çünkü sen benim kurtaracağım insanları bırakıp, kaçıyorsun’’ der.

Büyüksün
Henryk Sienkiewicz!



Ertan Hatipoğlu

7 Ekim 2019 Pazartesi

SPORDA KALP PROBLEMLERİNİ YOKETMEK


                




Son yıllarda, özellikle dayanıklılık içeren sporlarda, genç sporcular kalp krizi geçiren sayısı artmaktadır. Endişeye yer var mı ve bir sonraki yarışmadan ne beklenmeli, sonraki yazılanlar okunursa, daha net anlaşılır.

İstatistiklere göre, sporcular arasında kalp krizi geçiren oran 100.000 kişiden 1 dir. Sadece yükleme esnasında değil, dinlenme sırasında da kalp problemleri yaşayanlar vardır.

Ani kalp krizi sinir kaynaklı veya kan damarların tıkanması sonucu meydana gelmektedir. Kalp atışların durmasının sebepleri tam olarak bilinmemekle birlikte, gerçekleşme anların da bilmecesi sürdürmektir. Kalbe giden damarların tıkanması en-sık sebep olarak gözükmektedir.

Tıkanma her zaman sebep olmadığı açıktır. 35 yaşın altında sporcularda kalp krizin sebepsiz geldiği bir gerçektir. İhtimal olarak kalıtsal olabilir, kalbin duvarları fazla incelmekte, ayrıca, kalbin sol tarafı fazla büyüdükçe, ihtimaller artmaktadır.

Tüm bunlardan dolayı sporcu ve yardımcı ekip çok dikkatle o yöndeki ip uçlara bakmalı, hazırlıksız yakalanmamalı.Sporcunun geçmişi iyi araştırmalı, zira kalp krizi geçirenlerin 30% geçmişte problemleri olanlardır.

İşte bazı ip uçları:
- Göğüste daralma
- Antrenman sırasında ani hava, nefes yetmezliği
- Antrenmanda ağrı, rahatsızlık
- Antrenmanda bayılma
- Kalp’de aritmik atışlar ve ani atış hızlanması
- Ani baş dönmesi, kızarma

Bu belirtilerden sadece biri bile tanıdık geliyorsa, doktora gidilmeli, paylaşmalıdır. Orada gereken sorular sorulduktan sonra, testler ve çalışma şeklinin değiştirilmesi yönde tavsiyeler alınabilir.

Bazen ne kadar da dikkat edilse, kalp krizi gelebilir. Bazen ise, sporcu kendini  fazladan panikletir ve başına problem alabilir. Tüm bunlar sporculara, baş dönmeler, göğüs sıkışıklıklar olup olmadığını soruları sormak, anlamsız kılmamaktadır.Aile kalıtsal geçmiş çok önem taşımaktadır.

Daha az ölüm vakaları için, bilim adamlar her yarışta hazır bulunması gereken elektrik şok üreten Defiblatör bulunmasını tavsiye etmekteler. Böylece, kalbi hemen oracıkta doğru ritme geri dönmesini sağlanabilir. Aletin olduğu yarışlarda ölüm vakaları kesin azalmaktadır.




Bazı ülkelerde bu konuda çok çabuk tedbirler alınmış. Japonya’da mesela, maraton yarışlarda bisikletli sağlık ekip, sırtında Defiblatör ile, yarış boyu sporcuların arasında ani vakalara karşı tetikte bulunmaktadır. İstatistiklere göre, vakaların 93% öyle, yeniden hayata dönermiş. 

Oran ciddi ve gerekenler yapılmalıdır!

Ertan Hatipoğlu

En okunanlar