Evet: ‘’O zaman
FB bileğini Arsenal dahil, kimse
kolay bükemez!’’
Ersun hocanın
günde 4 antrenmanını ve bunları sadece 1 hafta sürdürebileceğini, keşke daha
fazla, 3-4 hafta yapabilse, demiştik...Hatta 3-ü rakımda, 4. ise deniz
seviyesinde olabilir, diye altını çizmiştik. İlk önce, manzarayı çizelim!
FB takımı 26.07
Düzcede oynanan bir hazırlık maç ile Topuk yaylası kampına son verdi.Takım
İstanbul'a, yani Deniz seviyesine, sıcak ve neme getirildi. Bayram tatili
derken, 31.07 tarihinde Sheffield
maçı için bir gün önce Ada’ya hareket etti. Ertesi sabah, Kopenhag’a 2.08
tarihinde oynanacak Sevilla hazırlık maçı için uçağa bindiler. Buraya kadar 7
gün hep deniz seviyesinde kaldılar ve kalmaya devam edeceklerdir... Parantez
olarak, akşamki maçta ( rakımdan ineli 7. Gün!) Sevilla’ya karşı unutkan, sinirli, odaklı olmayan futbol
oynadılar. Tipik reaklimatizasyon( rakımdan iniş ) uyum belirtileri.
Bundan sonraki
günlerde 8.08 tarihinde Fenerbahçe stadında üçlü turnuva var. Maalesef, olarda
da uyum problemleri devam edecektir. Takımın deniz seviyesi uyumu Olimpiyakos
maçında ortadan kalkacak, GS süper kupa ve lig için bir daha yaşanmayacaktır.
Alternatif modele bakalım!
26.07. tarihinde
Düzce’de maçtan sonra yine Topuk Yaylasına dönüldü.Ertesi gün sabah yenileyici
antrenmandan sonra, İstanbul’a Bayram tatiline ve Ada’ya hareket etmek için
yola çıkılır. Sheffield maçından sonra 1.08 tarihinde Topuk Yaylasına geri
dönülür! Sevilla maçı pas geçilir, oynanmaz. Takım yeni değil ki, fazla maça
ihtiyacın olsun...7.08 günü İstanbul'a gelinir ve ertesi gün üçlü maçlarını
oynar. Olimpiyakos maçını en-geç 12.08 oynar, olmaz ise, o tarihte diğer
alternatif maç önceden ayarlanır.
Daha sonraki günlerde GS maçına kadar uyum sürecini doldurup, maçını problemsiz
oynar.
Böylece, FB
takımı yüksek rakımda 11-12 gün fazla kalarak, toplam 22-23 gün çok iyi,
faydalı antrenman ve maçlar yapardı. O, Ersun Hocamızın günde 4 antrenmanı 1
hafta değil, 3-4 hafta uygulayıp, takım seviyesini uzaya kadar yükseltirdi.
Ayrıca, uyum
problemlerden de kaynaklanan kaybedilmiş maç ve morallerden sonra, çıkıp, basına
1001 masal anlatmaktan kurtulurdu.
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder