Türkiye Süper Ligi'mizin 10 haftası biterken oluşan manzara
bir çok futbol sever için normal gözükmektedir. Fakat, hakem hataları damgasını
vuran ligin bu bölümünde en-çok TRABZONSPOR taraftarını üzmüş durumda. O
hatalar yüzünden Karadeniz takımı puan cetvelinde bekledikleri, oynanan
futboluna denk gelecek yerinden oldukça geride kalmış durumdalar. Bunun dışında, diğer favori takımların puan
durumlarında bir anormallik gözlenmiyor.
Lider BEŞİKTAŞ eski hocası Bilic sayesinde, ön eleme
oynamadan, rahat bir hazırlık geçirdi. Özellikle Lig maçlarına çok önem
verildiğinden, takım iyi, hazır gözükürken, tecrübeli hocaları sayesinde,
muhtemeli yüksek ‘’Quaresma-Töre, Gomez-Tosun’’ problemleri yaşamadan, yoluna
devam etmektedir. Geçen yıla nazaran, daha geniş ve kaliteli kadrosu ile Avrupa
Lig’inde daha iyi futbol ve puanlar alınmalıydı. Yıllarca başına gelen sakatlık
sendromunu çözmüş, çok sayıda futbolcusu ise olgunluk yaşlarına girmiş durumda.
Sezon başı yükseklik kampların nimetlerinden faydalansaydı, takım şu anda çok
daha ‘’çelik’’gözükebilirdi. Bir de, şu ‘’bin dokuz yüz Balkan harbinden’’
kalma antrenmanlara az çok modernleşme, yenilenme, çeşitlenme, fantezi
katılsa, tadına doyulmazdı.
GALATASARAY takımı rahat, planlama açısından son derece iyi
bir hazırlık evresi geçirdikten sonra, dikkatini ağırlıklı olarak Şampiyonlar
Lig.’ine vermiş durumda. Takım formunu ona göre planlayan Hamza Hoca, amacına
ulaşmış gözükmektedir. Eleme maçların en-önemli bölümünde takımı hiç kuşkusuz
kendinden zayıfları yenecek, kuvvetlilerden ise, maksimalini alacaktır. Süper
Ligi'mizde de özellikle önümüzdeki 6 hafta çıvarında liderliği zorlayacak gibi…
Takımın tek kusuru hazırlık döneminde yüksek rakım
kamplarından yeterince faydalanamaması gözükmektedir.
FENERBAHÇE bu yıl uzun zamandan beri Şampiyonlar Lig’in, ön elemesine katılmaktaydı. Takım geçen yılların hazırlık şablonunu bozmazken, geleneksel
‘’12 gün Topuk Yaylası’’ antrenman metodu olarak, skandal tarifesini uyguladı.
Bu yetmiyormuş gibi, ön elemenin önemli Shakhtar maç haftası son derece durumuna
göre sakıncalı bir Afyon turnuvasına gitti. Kısacası, yeni hocası Pereira tüm
bunlara ‘’stop!’’ diyemedi, takımı hazırlayamadı. ‘’Sportif forma ulaşılması
genel hazırlık dönemin görevidir!’’diye yazılı antrenman prensibi vardır.
Akademisyen olduğunu iddia eden Portekizli hoca, gereğini yapmalıydı.Takım
maçtan maça ‘’antrenmanlı’’duruma gelmektedir, ama asla sportif forma ulaşamaz!
Sayın Pereira iki sportif vaziyet arasında farkı biliyordur…
Ertan
Hatipoğlu