Sadece birkaç ay
önce her futbolcunun hayalini süsleyen, Barcelona transferini gerçekleşmiş,
FİFA yasağına rağmen, resmi
maçlara çıkamasa da, takımın antrenman-eğitim sürecine, kentin havasına
katılmıştı. Sezonun başlarında, Luis Enrique ağır ve yeni sistemine alışma sürecinde sakatlık gibi problemler
yaşasa da, eylül ayında, ilk iki
Milli maçta da katkısını yapmış, ayakta alkışlanmıştı. Özellikle Hollanda
maçında, futbol çevrelerine kendini konuşturmuştu.
Daha sonraki bir
ayda Barcelona antrenmanlarına alışmış, bireysel kondisyon ve becerilerini
yukarıya çekebilmiş, çok önemli Çek maçında adeta resital yapmıştı! Her şeyden
önce özgüven, tapa hakimiyet ve tabi ki o çalımdan sonraki asisti tüm dünyayı
hayrete düşürdü.
Herkesin kafasında ‘’bunları sadece
antrenman ile, maçlar oynamadan nasıl yapabiliyor?’’ sorusu dolaşmaktadır,
hala...Bilmeyenlere hatırlatalım; Arda’nın bu sezon, şu ana kadar sadece 3 resmi maçı vardır, onlar da
Milli takımımızın maçlarıdır. Dördüncüsüne bu akşam Konya’da İzlanda’ya karşı
çıkacak, katkısını verecek, takım lideri olduğunu bir kez daha gösterecektir.
Gerçekten, tüm
bunları Arda Turan nasıl yapabiliyor?
Herşeyden önce,
Arda çok yüksek seviyede futbolcu, hatta dünya yıldızıdır. O tür yıldızlar
kişisel kondisyon seviyelerine çok çabuk gelirler ve özellikle tanıdıkları
takım arkadaşları ile uyumu kaybetmeleri zor olur. Maç kondisyonlarında
eksiklikler olsa bile, topu ayakta tutma, çalımlar ile adam eksiltme, gol
asistleri vermelerinde problem olmaz. Onlar için az maç oynamış, eksik
antrenman yapmış gibi gerçekler, görevlerini yerine getirmekte zorlanmazlar.
Tıpkı atletizmin sönmeyen yıldızı Usain Bolt gibi...2 yıl boyunca sadece 2-3 yarış yaparak Dünya şampiyonasına
çıktı, ama altınları kapıp, rakiplerini yine üzmeyi başardı.
Burada Fatih
Hoca’nın hakkını, Arda’ya inanarak, güvenerek, her şeye rağmen onu oynatması
ile, verilmesi gerekir! Dünya’da benzer durumlarda kaç antrenör sporcusuna
güvenir, oynatır? Belli ki, bu güvende sadece hisler değil, bilim ve tecrübe
vardır. Benzer rasyonel ve ilerici hareketler yabancı hocalardan görmüştük,
ama bu seferki yerli mucizesi göğüslerimizi kabarttı.
Haydi, Arda!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder