Sochi kış olimpiyadı sırasında bir çok sporcu hikyayelerle tanıştık.Amerikalı bir snowboard’çı antrenman yapması için annesi
tüm ineklerini satmak zorunda kalmış.Filipinli başka bir sporcu Olimpiyada
hazırlanmak için evinden olmuş. Sadece ve sadece Sochi’ye gidebilmesi için, Togolu
sporcu kendi ismini sponsor firma ismi ile değiştirmiş…
Kendi ülkemizde kulübünü yaşatmak için 4 milyon TL harcayan
ve daha sonra tefecilerin ellerine düşen Adana Demirsporlu yönetici Bekir
Çınar, intihar etmek zorunda kalmıştı…
Bu gibi örneklerde insanların kendi hayallerini
gerçekleştirmek uğruna neler yapabilecekleri açıkça görünmektedir.
Bizde bir çok sporcuda da büyük hayaller var, ama onların
peşinden gitmek yerine hep Devlet Babadan beklenmektedir. Neymiş efendim, para
azmış, ödenek gecikiyormuş, malzeme eksikmiş…Bir ülkede herhangi bir sporun
ilerlemesi için en-önemli faktör yetenek seçimi olduğunu bilinmesi zamanı
gelmedi mi? Kendi branşında yetenekli sporcular ile kötü antrenman da yapılsa,
madalyalar gelmez, ama rezil de olunmaz, bilmeyen kaldı mı bu ülkede? Materyal
ve finans faktörler kalkınmada 4. sırada yer aldıkları iyice anlaşılması gerek.
Federasyonların başarılarını değerlendirme Komisyonu yetenek seçimini ön koşul
olarak sürmesi hiç kuşkusuz atılacak ilk adım olması gerekir! Diğer
kriterlerden önce…
Sporcuların hobisini finanse etmek Devletin mecburiyeti
değildir. Aksi taktirde her türlü meraklısı kapısına dayanır, bütçe ister,
ödenek ister. Bir sporcunun hayalleri varsa, gerçekleştirmek için var gücüyle
çalışır. Devlet uygun gördüğünde, mükelleflerin vergilerinden temin ettiğini
ona aktarması gerekir.
Devletin besleme yalakların önünde bekleyip, Dünya’yı gezip,
rezil olmak-
bir yere kadar!
bir yere kadar!
Ertan
Hatipoğlu