Dünya sporun 3. koltuk sayılan İAAF başkanlığı sert bir
viraj alarak, Londra yönüne gitti. Atletizm’de Monaco saltanatına son
verilirken, artık yepyeni bir
dönem bizi beklemektedir. Bunun garantisi Lord Sebastian Coe’nin kendisidir. 34 yıl önce 800m. 1.41.73 koşabilen bir Olimpiyat şampiyonu ve uzun
yıllar Dünya rekortmeni! Sadece bunlar onunu atletizm sporunu nerelere götürmek istediğini
göstermektedir…
Seb Coe, başkan olarak ilk önce, atletizmi hızla profesyonelleşmeye
götürmesini beklemekteyiz. Nasıl ki, eskiden, uzun yıllar boyunca uluslararası atletizmin önünde
‘’amatör’’kelimesi vardı ve atıldı, şimdi de ‘’profesyonel’’ atletizme geçme zamanı
geldi ve geçti bile. Atletizm eski popülaritesini sadece kaybetmedi,
prestijini de yitirmiş durumda.
Profesyonel atletizm derken, ilk yapılacak iş çok süratli
bir şekilde her türlü bahis ve iddia oyunlarını yarışların bir parçası
yapmaktır. Ayni futbol, basketbol ve at yarışları gibi…Kazanılan paralar
sayesinde her Diamond Lig’inde örneğin Dünya’nın en-iyi atletlerini
yarıştırabilecek, karını arttırarak, heyecanı geri getirebilecektir. Mesela,
futbolda Real Madrid takımı yılda sadece 1 kez Barcelona ile oynasa, kayıpları
hem maddi, hem manevi herkes kestirebiliyordur… Atletizm’de bu olay var; İşte, Dünya’nın en-iyi sprinterleri Bolt ve Gatlin 2 yıl sonra ilk defa Pekin’de
karşılaşacak, buna rağmen yine de heyecan yaratılmaktadır. Yanlarında daha 3-4
eşit atlet düşünülürse neler olacağını karar vermenin zor olmaması gerek.Birçok yarışta, her branşta benzer rekabeti hayal etmeye başladık bile…
Atletizm’in belini büken doping problemine çözüm olarak gördüğümüz, ayrı bir denetleme kurumu
kurmaktır. İAAF-tan ayrı, bağımsız bir yapı, sadece atletleri denetleyecek,
mahkum olunandan da kurtulacaktır. Nasıl ki futbol, basketbol, voleybol bunu
yapabiliyorlarsa, atletizm de bunu yapmak zorundadır. Burada tabi, başkan
ingiliz kimliğinden çıkması, karşı itirazları akıllıca cümle ve hamleler ile bertaraf etmesi gerekecektir.
Tabi ki, gürültü büyük, suçlamalar fazla olacak, ama yeni başkan bunları yapmak zorundadır. Beklentilerimiz bu yöndedir…
Reformlar değil, devrimler gerekir, SEB!
Ertan
Hatipoğlu