20 Mart 2020 Cuma

SÜRESİZ ERTELEME ORTAMINDA FUTBOL ANTRENMANI


                                     



  Türk futbolunda sınırız erteleme, şartlara bakılırsa, gelmesi gerekirdi. Her ligde üst ve alt tarafta yer alan takımlar arasında kıyasıya mücadele göze çarpar. Görülen o ki, takımlar son 7 maçını Mayıs ve Haziran aylarında oynayabilecektir.Umarız, en-azından bir bölümü seyirci süslü olsun...

Şimdi takımların önünde bir çok problem var, ama bir gerçek var ki, Liglerin son aşamasına sportif formun zirvesinde çıkmaları gerekir. Hedeflerine ulaşmak için...

Ortama bakılırsa, Mart ayın sonuna kadar takım antrenmanı yapılamayacaktır. Her futbolcu ferdi antrenmanına zor şartlarda yapması gerekecek. Site, ev, bahçe ortamında futbolcular hem antrenman hem de ailelerini psikolojik yönden ayakta tutmak zorunda. Antrenman olarak genel dayanıklılık ve genel kuvvet içeren gittikçe hacimlenen antrenmanlar yapılması gerekir. Evde veya güzel havalarda bahçede koşu bandı üzerinde dayanıklılık geliştiren metotlarla işlevsel kapasitelerini geliştirmeleri, daha sonraki takım antrenmanlara geçilince, anaerobik ve süratlarına ilerleme yolu açılsın.
Genel kuvvet, mekik ters mekik, şınav gibi hareketler seri halinde 10-15 tekrardan yapılması yeterlidir. Takım antrenmanlara geçilince özel kuvvetin ilerlemesi için, genelin kocaman olması gerekir.Ülkedeki ortama bakılırsa, tahminen ferdi antrenmanlar 2-3 hafta devam edecektir. Bu etapta en-önemli konu, antrenman sürecin kesintiye fazla uğramamasıdır. İkinci önemli detay ise, genel dayanıklılık, yani ''silindir hacmi''mümkün olduğu kadar yüksek seviyelere gelmesidir.

Nisan ayı başlarında takım antrenmanları başlayınca, teknik ekipler fiziksel hazır, antrenman seviyesi yüksek futbolcular görmeleri gerekir. Teknik ekibin bu aşamada takıma yeni ivme kazandırması lazım. Kısacası, takım 3-4 haftanın içinde(Mayıs ayına kadar) sportif formun zirvesine kavuşmak gerekir. Hedeflerine ulaşmak için...

Yeni ivmeye ulaşmaları için 3-4 haftalık ''bataryaları şarj''dönemini uygulamaları şarttır. Bu dönemin en-belirgin özelliği, gittikçe büyüyen antrenman hacmi ortamda, tabiatı ile, yoğunluk azalmaktadır. Daha sonraki haftalarda, tam tersi, yoğunluk artarken, antrenman hacmi azalmaktadır. Prensip ve içeriği Ocak ayındaki orta süreli hazırlık döneme çok benzemektedir. İşte bu, ikinci büyük dalgalandırma futbolcuların işlevsel kapasitelerini yükseltirken, sportif formların zirvesine kadar tırmandırmalarına yardımcı olmaktadır.

4 haftalık bir orta hazırlık dönemi örnek alırsak, haftalık yükleme modelleri olarak dört yol vardır. Futbolcuların bu döneme kadar iyi çalıştıkları, ama ülke şartları düşünülürse, yani karantina yüzünden eksik antrenmanları da olabileceği göz önünde bulundurulursa, şu yol en uygun olacak diye, düşünülmeli:

  1. hafta- 35%   2. hafta- 15%  3. hafta- 28%  4. hafta- 22%  - Toplam 4 hafta-100%

Örnek antrenman modeli:

 1. hafta-35%  6-12.04.2020  antrenman sayısı- 11, antrenman saati- 25,  hazırlık veya resmi maç-yok
               teknik taktik-3 kez,  sürat - 2 kez, süratte devamlılık-2 kez(yoğunluk 80%) özel kuvvet- 2                   kez, sakatlık önleme-4 kez, genel dayanıklılık-1 kez

  2. hafta-15% 13-19.04   antrenman sayısı- 6, antrenman saati- 13,  hazırlık veya resmi maç-yok,                        teknik taktik-3 kez, sürat-1 kez, süratte devamlılık-1 kez(yoğunluk 90%) özel kuvvet-1 kez                  sakatlık önleme-3 kez, genel dayanıklılık-yok

  3. hafta- 28%-20-26.04- antrenman sayısı- 9,   antrenman saati- 20, hazırlık maç-var, resmi maç-yok
                 teknik taktik-4 kez, sürat- 1 kez, süratte devamlılık-1 kez(95%), özel kuvvet- 2 kez,
                 sakatlık önleyici- 2 kez, genel dayanıklılık-1 kez

  4. hafta-  22% - 27.04-2.05 antrenman sayısı-8, antrenman saati-15, hazırlık maçı-yok, resmi maç-
                  var, teknik-taktik- 4 kez, sürat-1, süratte devamlılık-yok, özel kuvvet-1 kez, sakatlık
                   önleme-1, genel dayanıklılık-1 kez

  Yukarıdaki model hiç kuşkusuz takımları arzu ettikleri forma kavuşturacak, en azından 6 hafta boyunca rakiplerine karşı en-iyi şekilde çıkacaklardır. Teknik ekipler sadece rutin ortamlarda değil, ekstrem durumlarda gemilerini karaya kavuşturmalarını bilmek zorundadır.

Hedeflerine ulaşmak için...


Ertan Hatipoğlu







     

13 Mart 2020 Cuma

56 DERECE COVİD-19 YOK EDİYOR! RUSLAR AŞIYI BULDU GİBİ....

  


               


Rusya’da 2003 yılından SARS-a karşı eski bir aşı mevcut. Maymun ve farelere test edilmiş, CORONA-ya karşı da etkili olmaktadır. 

Ayrıca, COVİD-19 ve HIV(AIDS) ayni HIV1 proteine sahipler. Bundan dolayı şu aşamada en-uygun tedavi metodu budur. Prof. Edelev’e göre, Rus tedavi sistemi HIV1 proteine karşı 3 ilaç maddesinden oluşur. Şu ana kadar Rusya’da hasta vakalarda ölen olmadığına göre, en-verimli tedavi yöntem olmaktadır. Prof. Edelev’e göre, COVİD-19 virüsü 56 derece yok olmaktadır. Virüs 3 noktadan vücuda girmekte-göz, burun, ağız. Ayrıca, COVİD-19 işlenmemiş çiğ gıdalardan en-kolay kapılmaktadır. İçecekler güvenilir kaynaklardan tüketilmesi gerekir.
Kısacası, sıcak çay, çorbalara, fırın gıdalara önem verilmeli. Soğuk sandviç ve çiğ gıdalardan uzak durulması gerekir.
Çinko tüketimini arttırmak gerekir, zira tüm vakalarda o maddenin eksikliği daha uzun tedavi sürecine yol açtığını gözlemişler. Çinko bol miktarda siyah ekmek, et, balıkta, kuru yemiş ve baklagillerde vardır. 

Çalışanların ofislerde bir birinden en-azami mesafe 3 metre olması gerekir. Eğer ayakta çalışıyorlarsa, mesafe 6 metreye çıkmaktadır. Her 10-15 dakikada bir ofis havalandırmalı, zira CORONA temiz havayı hiç sevmezmiş. Son olarak her ofiste gizli QUARDZ lambaları monte edilmesi gerekir.

Gelelim şu +56 dereceye! Prof. Edelev’e göre o ısıda CORONA’nın dayanabildiği ısıdır. Bu gerçek hepimizin kafalarında şu soruyu yaratmakta: Acaba, tedbir olarak SAUNA’ya girilmesi virüsü öldürür mü? Sauna ortamı 100-120 dereceye kadar çıcaktır, malum?

Bu konularda, özellikle sauna konusunda ülkemizin önde gelen uzmanlarından görüş istiyoruz!

Ertan Hatipoğlu

10 Şubat 2020 Pazartesi

SERGEY BUBKA İLE NASIL TANIŞTIM?


                                      








Yıl 1980, Sosyalist ülkelerin gençler atletizm yarışmasının ev sahibi özgür ülke Küba’dayız...Üç adımda, Bulgaristan milli olarak, çiçeği burnunda 18 yaşında bir genç Santiago de Küba’nın tropik iklimine adapte olmaya çalışıyordum. Yarışlara daha 10 gün vardı, stada gidip, antrenman yapıyorduk.

Antrenmanlar dışında ev sahipleri bizi sahile götürüp, çok dikkatli, koruma ve can kuranlar nezaretinde, plaj keyfi yaşatıyordu.Bir başka aktivite ise, havalı tüfeklerle ormana dalıp, özel tasarlanmış atış poligonlarında saatlerce, doya-doya hedefleri ''ağlatıyorduk''.

Yarışlar yaklaşınca, havalı tüfeklere daha fazla rağbet oldu, zira hocalarımız bizi güneşten uzak tutmaya çalışmaktaydı. Tüfek için bir önceki gün yazılman gerekiyordu. 

Sabah yine ormana, iki arkadaşım eksik gitmenin biraz moral bozukluğu yaşıyordum. Yolda, yanımda CCCP(Sovyetler Birliği)takımından antrenör ve sporcusu vardı. Onlar sadece izlemeye, yazılmadıkları için tüfek hakları yok olduğunu öğrendim. Elimde iki arkadaşların rezervasyonu vardı, onlara teklif ettiğimde yüzleri güldü, teşekkür ettiler. Antrenörü elini uzattı:

‘’Çok memnun oldum, ben Vitaly Petrov!’’dedi, ardından sporcusu:
‘’Memnun oldum, ben Sergey!’’ diye gülümsedi.

Atışlara gittik, daha sonra kaldığımız otelde ayni katta olduğumuzdan sık sık görüşüyor, sohbetler ediyorduk.Antrenmanlarda şakalaşıyor, stres atıyorduk.Sergey hocasına tapar, sözünden çıkmayı aklından bile geçirmediği, hafızamda net kalan birşeydi...

Yarışlar başlayınca, doğal olarak herkes kendi kabuğuna çekildi, konsantre oluyorduk.
Sergey’in yarışını izleyemedim, ama 5.05m. ile ayni dereceyle, DDR(Demokratik Almanya) sporcusu Piltz’e yenildiğini duydum.

Ertesi sabah, kahvaltıda antrenörü Petrov’u üzgün görünce, yanına gittim ve sebebini sordum.
Bana Sergey’in çok üzgün olduğunu ve bütün gece ağladığını anlattı.Elindeki yastığı bana uzatarak:

-Bak elle, yastık göz yaşlardan tamamen su olmuş!-dedi

Hakikaten, yastık sanki suya batırılmış gibiydi...

-Bu kadar mı hırslı?!-dedim
-Kaybetmeye hiç tahammülü yok! Sabaha kadar kendini parçaladı!

Kendini parçalayan, sabaha kadar yastığını ıslatan Sergey Bubka’nın taa kendisiydi. 17 yaşında daha dünkü çocukken, nasıl olur da yenilirim, bunu ağır kaldırması, bir şampiyonluk ruhlu sporcunun ön ayaklarıydı.

Daha sonralarını zaten biliyorsunuz...

Ertan Hatipoğlu

6 Şubat 2020 Perşembe

KALİTELİ, DERİN UYKU İÇİN 5 NEFES TEKNİĞİ


                             








Uyku problemin varsa, rahat ol, yalnız değilsin. Ülkemizde bir çok insan kısa süreli veya genel olarak uykuya girmekte zorlanmaktadır.
Günün zorlukları ve problemler dolu iş hayatı akşam uykuları kaçırmaktadır.
Elit sporda bu problem çok belirleyicidir, zira yetersiz toparlanma ve kortizon dolu kaslar antrenman sürecini geriye taşırken, yarışlarda hedeflerden uzak kalmanızı garanti eder.
Uyku problemin varsa, her şeyden önce nefes alış verişine konsantre olmalısın.
Bir çok hareket vardır, ama bazıları temeldir, onları her zaman uygulamalısın. Gözlerin her zaman kapalı, nefesine konsantre olmalı ve onun gücüne inanmalısın. Bir sonraki 5 hareketin etkisi farklıdır. Kendine en-uygununu bulmalısın. 

1)   4-7-8 TEKNİK
a) dudaklarını gevşet, hafif birbirinden ayrılması gerekir.
b) nefes ver ve ağzından çıkan nefesi duy.
c) dudaklarını kapat, burnundan yavaş nefes al - 4 saniye
ç) nefesini 7 saniye tut
d) 8 saniye boyunca nefes verirken, nefes çıkışına kulak ver
e) 4 kez her şeyi tekrar et, zamanla 8 keze kadar çık
Bu teknik Dr. Andrew Weil, eski yoga tekniğidir. Amacı vücuduna oksijen sokarak, insanların gevşemesine yardımcı olmasıdır.

2)  BHRAMARİ PRANAYAMA
a) gözlerini kapat, derin nefes al, ver.
b) ellerinle gözlerini kapat.
c) işaret parmaklarını kaşların üstüne yerleştir, gözler üstüne diğerlerini yay.
ç) yavaş burnunu iki taraftan bastırırken, kaşlarına konsantre ol.
d)Ağzını kapalı tutarken, ‘’Om’’sesini vererek, yavaş burnundan nefes ver
e) 5 kez tekrar et
Kalp nabzını ve nefesi sakinleştiriyor diye, ciddi ispat edilmiş klinik deneyler var. Tam bir uyku hazırlayıcı hareketidir.

3) ÜÇ AYRIMLI NEFES
a) uzun ve yavaş nefes al
b) iyice nefes verirken, vücudunun konforuna konsantre ol
c) birkaç kez yaptıktan sonra, nefes verişini yavaşlat, nefes alışından 2 kez uzun olsun
Bir çok kişi bu tekniğin basitliğinden tercih etmektedir.

4)  DİYAFRAM SOLUNUM
a) sırt üstü yat, bacaklar yastık üstünde olsun. Sandalye de oturabilirsin
b) bir elin göğüste, diğeri karnında olacak
c) burnundan yavaş, uzun nefes verirken, göğüsteki el sabit, diğeri ise, nefes alış verişe göre, yukarı-aşağı olacak.
ç) Yavaş ağızdan nefes almaya devam et
d) Belli bir zaman sonra nefes alış-verişini göğüsü kıpırdatmadan yapabileceksin.
Bu teknik nefesi yavaşlatırken, oksijen tüketimini azaltıyor ve diyaframı güçlendiriyor.

5) BUTEYKO SOLUNUM
a) Yat, ağzını hafif aç ve normal tempo ile 30 saniye burnundan nefes al, ver
b) tek tekrar burnundan daha ‘’vurgulu’’nefes al, ver.
c) burnunu baş ve işaret parmağın ile kapat, ağzını kapat, nefes alma ihtiyacına kadar.
ç) kapalı ağız ile, yeniden burnundan derin nefes al, ver
Fazladan nefes almayı yok eder, normal solunuma geri götürür.

Hangi tekniği tercih edersen et, daha hafif nefes alacak, gevşeyerek derin uykuya dalacaksın. Bu kadar seçimin varken, denemesi bedavadır...

Ertan Hatipoğlu

30 Ocak 2020 Perşembe

ONLARINKİ CAN ANLAŞILAN...














Elit sporda, özellikle atletizmde genç kahramanlarını bulmak, korumak çok önemlidir.Özellikle, birden fazla madalya getirebilenlerin değerleri, onların uğuruna yapılanlar, bazen sınırları aşmaktadır. İkinci dünya savaşından sonraki yıllarda oluşan 2 karşıt blok ülkeler kendi yıldız sporcularını gözleri gibi koruyor, üstlerine çamurlar gelmesine izin vermiyorlardı.Korurken, her iki taraf kaşı cephedekilerini incitmeden, denk bir şekilde bunu yaparlardı. Bazılarına göre, kötü de olsa, bir ‘’adil düzen’’vardı. Nizam vardı..

Ta ki, Berlin Duvarı yıkılana kadar...

Takip eden yıllarda, gittikçe artan tempo ile, bazı ülkeler o düzeni bozdu, diğer ülkeleri hiçe sayarak, üstün olmaya yola çıktılar. Kısacası, mertlik bozulmuştu...Deyim yerindeyse, adeta bir ‘’nalıncı keseri gibi-hep onlara’’kesmeye başlamışlar, sporun içine politikayı iyice karıştırıp, ‘’büyük zaferleri’’ile kendi kamuoyununu mutlu etmeye çalışırlardı.

Bunlara ulaşmak için tabi, diğer güçlü, güçsüz ülkelerin kahramanlarına çamurlar atıp, yok etmeye başladılar. Her tür karalamayı göze alan ‘’burnundan kıl aldırmayanlar’’doymuyor, ferdi yok etmelerden sonra ülkeleri hedef alıp, bitirmeye çalışmaya başladılar. 

Bunları yaparken, kendi sporcularına toz kondurmuyor, ‘’cami duvarına çiş yapanları’’ise, özel hamleler ile kurtarıyor, komik bahaneler, ifadeleri kabul ettirip, temize çıkarıyorlardı.

İşte, en son Christian Coleman olayı! Koskocam WADA üç kaçırılmış testin tarihlerini ‘’karıştırmış’’, ne yapıp edip, onu aklıyorlardı...Coleman 2 yıl ceza alsa, ne Doha’da 100m. dünya 1. olacak, ne de Tokyo 2020 Olimpiyatına katılacak, ülkesine muhtemel 2 madalya getirebilecekti.Amerikan insanların bozulan morali, hayal kırıklığı ayrı...

İşte, İngilizlerin Sör Mohamed Farah olayı! Antrenörü Salazar ‘’kaka’’ilan edilmiş, 4 yıl yasaklanmış, ‘’torbacı’’, ‘’manipülasyoncu’’, ‘’besici’’denilmiş, ama 7 yıllık sporcusu Mo Farah’ın eski dondurulmuş numuneleri dokunulmazdır!? İşin ilginç tarafı o numuneleri ne WADA istiyor, ne de UKAD vermek niyetinde...Alberto Salazar’ın diğer atletleri, Galen Rupp  mesela ‘’ölü taklidi’’ yapmaktadır.O, söz konusu bile değil!? Kısacası, hocaları tüm bu yıllarda, mamaları ‘’KFC’’ile rekabet amacı ile, tavuklarını besliyormuş...

Diğer, son örnek daha ‘’mütevazi’’, ama ayni ‘’familya’’ülkeden. Jamaika'lı Brianna Williams Haziran 2019 testi ‘’maskeleyici’’madde  ile pozitif çıkmıştı. Genç yıldızın savunmasında grip ilacı aldığı, yasaklı maddenin oradan sızdığı belirtilmiş, bu komik savunma kabul görmüştü!? Oysa ki, ayni madde ile yakalan onlarca sporcu 4 yıl ceza almış, spor hayatları fiilen bitmişti. Onlara gelince ‘’her sporcu kendi vücudundan sorumludur!’’denilip, cezalar yağdırdılar. Brianna Williams ‘’kınama’’cezası ile geçiştirilmiş, yüzleri kızarmadan yollarına devam etmekteler.

İsveç’in Meraf Bahta olayını unutanlara hatırlatalım. Sporcu 3 kaçırılmış test yapmış, İsveç Federasyonu olayı geveledi, uzattı, kıvırmaya çalışmıştı. Hatta, sporcuya 2 yıl ceza vereceklerine Avrupa şampiyonasına, yüzleri kızarmadan gönderdiler. Sonra, ‘’dopinge sıfır tolerans!’’deyip, sporcularına 2 yerine 1 yıl ceza kestiler. Yine, Monakolu memurlar ölüleri oynuyordu...Başka ülkenin sporcusu olsa, o sabah kahvelerini içmeden CAS-da soluklarını itiraz için alırlardı...

Evet, politika, çifte standart iyice sporun içine girmiş, özellikle Anasını bellemeye devam etmektedir. Benim kahramanlarım ‘’cici’’, sizinkilerinki ‘’köpekler yesin’’politikası o güzel sporun sonunu getirmektedir. 

Şiddetle!


Ertan Hatipoğlu

30 Aralık 2019 Pazartesi

AMERİKALILARIN 1 DAKİKADA KAŞIK İLE SAĞLIK TESTİ


                             




Günümüzde malum virüs ve bakterilerin çok daha ‘’akıllı’’ oldukları yaşanmaktadır. Amerikalılar buna karşı çok pratik ve çabuk ‘’teşhis’’metodu bulmuşlar. Çok basit bir yolla herhangi bir organında problem var mı, yok mu, başlangıç aşamasından yakalayabiliyorlar.

İşte, sadece 1 dakikada sağlık durumunuzu test edebilirsiniz.

Bunun için sadece bir çorba kaşığı gerekecek. Ters tarafını temelinden yukarıya sürtükten sonra onu şeffaf bir naylona, ışık lambasının yanında 1 dakika tutuyoruz. Çıkardıktan, 1 dakika daha beklettikten sonra, neticelere geçiyoruz:

- Kaşık temiz, koku ve şeritsiz ise-sağlıklı ve problemsizsiniz.

-Kaşık temiz, ama koku varsa-koku tatlı ise, şeker arifesindesin, doktora başvurmalısınız. Koku pis ise ve dilinizin temelinde beyaz renk varsa, mide-bağırsak sisteminizde problem var, demektir.

-Kaşık turuncu renk ve koku varsa- koku amonyak, çiş kokusuna yakın ise, böbrek problemi var, demektir.

-Kaşık sarı renkte, kokusuz ise-hormonlar veya tiroitlerde problem, demektir.

-Mor renk ve kokusuz ise- kolesterol veya bronşitler durumuna bakmalısınız.

-Kaşık beyaz ise - boğaz problemi mevcuttur, demektir.

İlginç ve basit, ne dersiniz?

25 Aralık 2019 Çarşamba

SPORCULAR DİKKAT, MİYOKARDİT!


                             






Ajax takımın önemli savunma oyuncusu Daley Blind başına son derece tehlikeli bir hadise geldi. Doktorlar miyokardit teşhisi koyar koymaz, futbol alemi hastalığı anlamaya, korunma yollarını araştırmaya başladı bile...

Miyokardit, kısacası kalp kasların intihaplanmasıdır. Değişik türleri vardır - romatizmal, enfeksiyonel, alerjik ve s. Blind olayında büyük olasılık, enfeksiyon kaynaklı miyokardit söz konusudur. Virüs kaynaklı, muhtemelen...

Bu tür hastalıkların en-kötü yanları sinsi, renk vermeden ilerlemelidir. Hastalık belirtileri hafif göğüs ağrıları, özellikle fiziksel yüklemeler sırasında hissedilir. İlerlemiş safhasında ise, bilinç kaybı, kalp atışlarında kesinti oluşmaktadır.

Endüstriyel futbolun ağır çalışma şartlarında, futbolcular bir çok hastalıklarını maalesef ayakta, hatta maç ve antrenmanlarda geçirmek zorunda. Doktorlar bu durumun farkında, sporculara özellikle virüs kaynaklı hastalıklarda istirahat önermekteler. Kalbin savunma mekanizmalarını her türlü arttırmaya çalışsalar da, sporcular 1-2 gün istirahat yerine antrenman, maçlar oynamak zorunda. 

Yakın geçmişte bilinçsizce yapılan antrenmanlar yüzünden bir çok atlet sporu bırakmak zorunda kaldı, bazıları hala kalp pili ile, yaşamaya devam etmek zorunda kaldılar. Özellikle ateşli grip sırasında fiziksel yükleme yapılması son derece tehlikelidir. Bu tür durumlarda, başta hocalar olmak üzere, hırs ve küçük hesaplarını unutup, sporcuların sağlığını düşünmeleri gerekir. Küçük çocuklarda sıkça görülen bademcik iltihabı sırasında sırf geri kalmasın, antrenman yapsın, düşüncesi miyokardite giden en-kısa yoldur. Burada tabi, velilere çok iş düşmekte, kişisel hırslarını yere gömmek zorundalar.




Ama biz, Daley Blind’e dönelim!

Genel olarak yıldız futbolcunun önünde 3 senaryo vardır:
- İyimser-Sebep zaman içinde kesinleşir ve tedavi edilirse, iltihap geriler, kalp kası boyunca sinir itmesi normal iletimi geri döner.

-Kötümser-Ritim bozukları devam eder, kalp pili veya benzer alet kurulması gerekecek.

-Ölümcül- Nadir de olsa, tedaviye bağışık olunur, yardım edilmek neredeyse imkansızdır. 

Son senaryo olarak, futbolda bir çok sporcu maç veya antrenman sırasında hayatını kaybettiğini üzücü haberler gelmeye devam etmektedir.




Blind sahalara dönebilir mi sorusuna gelince, en-kötü 2. senaryo olarak düşünürsek, cevabımız evet! 3-4 ay sonra da olsa bunu yapabilir. Tüm riskleri göze alarak. Hatırlatalım: futbol çarpışma riski yüksek bir spor dalıdır. Buna rağmen 29 yaşında modern tıpla ve tıpa güvenerek  dönmelidir!


Ertan Hatipoğlu

En okunanlar