Süper Ligimiz son düzlüğe girerken, istatistik rakamları, tespitler, görüş ve tahminler yağmaya başladı. Ne yazıktır ki, bir çok uzman görüşleri futbol ve spor ağırlıklı değil, politika, entrika, kısacası futbolun dışını kapsamaktadır.. Hakem hataları, yönetici demeçleri, özel muamele gören takımlar yorumların odak noktaları olurken, sportif ağızla konuşan yönetici ve antrenörler göremez olduk. Kalite olarak, Dünyanın sayılı liglerinde yerimizi alırken, bizi geriye çeken faktörlerden en-çarpıcı bu olduğu bariz bir şekilde görünmektedir.
Diğer faktörlere geçerken, ilk önce pozitiflere bakalım. Süper Ligimizin takımları, genel olarak kuvvet, patlayıcılık, kas kütlesi bakımından Dünyanın en-önde giden liglerin çok gerisinde değildir. Ligde oynayan bir çok futbolcu kütlesel, çabukluk, kısa deparlar ve sıçramalarda iyi durumda oldukları gözleniyor, şortların altında ‘’gizledikleri’’ baldırlar ‘’dinamitlerle tuzaklı’’açıkça görünmektedir. Sürat niteliğinde bir çok Avrupalı’dan geride değiller.
İş koşu mesafesi, süratli depar sayısına gelince, işte burada çabaladığımızı rakamlar söylemektedir. Toparlanma konusunda daha çok yol almamız gerektiğini iki durum bariz haykırmaktadır.. Birincisi, haftada iki maç oynamakta zorlanmaktayız, ikincisi-iyi koşu mesafesini her maçta göstermekte ızdırap çekmekteyiz.
Kısacası, otomobilimizin ‘’beygir gücü’’, ‘’tork’’iyi durumda, onlara yakınız, ama ‘’silindir hacmi’’ ve ‘’kaliteli yakıt’’konularında çok uzaklardayız.
İsabetli pas konusunda çok yol katletmemiz gerekir. Gerçi, bu gösterge futbolcuların koşu mesafesi, hareketliğine bağlıdır. Fakat, bağlı olan bir başka unsur vardır. Sportif formda olmak, isabetli pas oranını müthiş arttırırken, sadece antrenmanlı olmak o göstergeyi aşağılara çekmektedir.İşte, bu konuda yapılası gereken çok iş vardır!
Sakatlıkları önlemek konusunda daha da gerideyiz. Genelde takımlarda iyi bir doktor, fizyoterapistler mevcut, ama onlar sakatlıkların meydana geldikten sonra devreye giren unsurlardır. Önemli olan sakatlıkları önleyecek, asgariye indirecek elemanlar olmasıdır.
Taktik ve oyun şemaları konusuna girmiyoruz, ama yaratıcı futbolcu konusunda önde liglerden binlerce ışık yılı gerisindeyiz. Yaratıcı futbolcu, her şeyden önce toparlanmış, zihni taze, yüzü berrak olmalıdır.Ama bu başka bir konu...
Süper Ligimiz’in kalitesini arttıracak yol, koşu mesafesi göstergenin ilerlemesinden geçmektedir.Bu faktörü yukarıya çekersek, bir taşla üç kuş vurmuş oluruz. Birincisi-toparlanma, ikincisi-isabetli pas oranı, üçüncüsü- rakibini pres ile boğmaktır.
Az mı, daha ne bekliyoruz?
Ertan Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder