Son bir kaç yılda teorik
olarak, alışagelmemiş kas
yüklemelerinden sonra oluşan gerilimler veya ağrıların sebepleri kasların
içinde oluşan küçük pürüzlerdir, diye kesinleşmiş durumdadır. Zedelenmeler hem
kaslarda hem de bağ dokularda oluşmaktadır.
Şimdiye
kadar, kas ağırıların sebebi laktık
asit birikimden kaynaklandığı
sanılan teori çöpe gitmek üzeredir. Peki küçük sakatlıklar nasıl oluşur?
Yükleme neticesinde, kas dokuları dayanamayıp mekanik
kopmalar oluşur.Hazır olmayan kas sakatlıklara daha eğimlidir.Küçük kopmalar
beraberinde her yara gibi,
intihaplanmayı da getirmektedirler.
Kas ağrı sensörleri aktif duruma geçmesi için zaman geçer ve biz bundan
dolayı ağrıları sonradan hissederiz. Kas intihaplandıktan sonra çok sayıda
kimyasal süreçler başlar. Kimyasal atıklar kasın beslenme yollarını tıkar,
eş zamanlı toparlanma enzimler devreye girmektedir. Toparlanma sürecinde beyaz
al yuvarlar kirleticileri ve atıkları temizlerler.
Glikojen
vücudun yakıtıdır.Karbonhidratlı glikojen bir büyük molekül olup, bir çok glikoz
molekülü barındırmaktadır.Kas ve sinir sistemin, belirttiğimiz gibi, temel
yakıtıdır.Vücut yakıt deposunun doluluk oranına göre tepki gösterip, hareket
eder. Glikojen eksikliğinde metabolizması yavaşlar…Bu durumda protein ve
yağlara kendi glikojenini üretme niyetine yönelir.
Demek
ki, organizma için yüksek glikojen seviyesi tutmak çok önemlidir.O küçük
kopmalar ve kas zedelenmelerin onarılması için de gereklidir.Glikojensiz vücut
katabolik rejime girer, yavaş
daha zor toparlanma sürecine…
‘’Metabolik pencere’’diye bir deyimi duyanların sayısı az
değidir.Yüklemeden sonraki 50 dakikalık sürece, yükselen metabolizmadan dolayı,
vücut gıda maddelerini daha iyi ve çabuk sindirmeye hazır durumdadır.
Sindirerek glikojen deposu dolmakta ve tükenen yakıt yerine gelmektedir. İşte o
zaman dilimi toparlanma ve kas ağrıların giderilmesi için çok önemli, daima
kullanmalı, ihmal edilmemelidir.
Glikojen yakıtı gıdalardan temin edilir.Bunun iki yolu
vardır; birincisi direkt karbonhidrat tüketerek, daha sonra glikojene çevirip ve
ikincisi- karbonhidrat olmayan gıdalar ile, glikoneogenezis süreci yardımıyla, arzulanan
glikojene ulaşmaktır.
İkinci yol yedek olması gerekir!
Ertan
Hatipoğlu