Ülkemizde bir çok futbol antrenörü, durmadan usanmadan
ağlamaktadır.Mesleklerine saygı yokmuş, devamlı işlerine son veriliyormuş, diye…
Avrupa’ya bakıldığında, bu mesleğin oralarda da nankör
olduğu görülmektedir. Oralarda da antrenörden netice aranmakta, özellikle takım
futbolcuları ile uyum güdülmektedir.La Liga’da Levante ve Las Palmas De Gran
Canarya, Serie A-da Carpi, Bundesliga’da BorussiaM ve Hoffenhaim, Premier
Liginde Liverpool ve Aston Villa’nın antrenörlerine, daha ilk 2 ayda son
verilmiş durumda.Hatta Chelsea’nın en-kıdemli ve şöhretli hocası Mourinho bile
bu yazı yazılırken, işine son verilmiş ihtimali yüksektir!
Yine bize dönülürse, Süper Ligimizde benzer manzaralar
görülmektedir. Hocalarımız ağlamaktansa, kendilerini geliştirmek, çeki düzen
verilmeli, teknik ekiplerini güçlendirmelidir. Diyet borçlarını ödemeleri için başka
yollar bulmalı, etrafında işine yarayacak elemanlar ile kuşanmalılar. Takımın
değişik problemlerini çözebilecek, ekstrem durumlarda ışık tutabilecek uzmanlar
ile çalışmalı, örneğin eski takım arkadaşı, hocası diye ekibine dahil etmemeli.
Kendilerine tartışmasız biat edecek, sadece ‘’siz bilirsiniz,
efendim!’’diyebilecek elemanlarla yola çıkmamaları bilmeleri gerekir.Özellikle
gittikleri Anadolu kulüplerinde, kendi hareket ve davranışlarına dikkat etmeli,
futbolcularına hayat tarzları ile örnek olmalılar. Oralarda her adımları kulüp
yöneticilerine rapor edildiğini unutmamalı, futboldan başka şeylere konsantre
olmamaya dikkat etmeliler.
Kısacası, netice almadan çalışmak isteyenler, ağlamaktansa, gitsinler kendilerine başka meslek bulsunlar!
Ertan
Hatipoğlu