13 Mayıs 2016 Cuma

TOKYO 2020 OLİMPİYAT'I NASIL KAZANDI?

  





                    




Yaklaşık 3 yıl önce Arjantin’de yapılan o çetin 2020 Olimpiyat aday yarışını hepimiz hatırlarız. Sebebi ise çok açıktı; İstanbul zorlu rakibi Madrid’i geçmiş, Tokyo ile finale kalmıştı. Finalde ise, maalesef kaybettik, ama bizim spor yöneticilerimiz doğru teşhis koyamayıp, yanlış tedavilere gidildi…Tüm bunları o zamanlar kaleme almış, anlatmıştık.

Son günlerde, Dünya medyasının önemli gazetelerinde bir rüşvet iddiası dolaştırılıp, geveleniyor. The Guardian’a göre, Fransa polisi bir dosya açmış, Tokyo’nun seçilmesi için IOC üyelerin bir kısmına rüşvet verilmiş iddiası ile, özellikle atletizm kökenli üyelere, başta eski Başkan Lamine Diack olmak üzere, soruşturma açılmış! Kısacası, Tokyo şehri 2020 yılı Olimpiyatlarına ev sahipliğini bilek gücü ile değil, rüşvetlerle almışmış!?

Gerçek nedir? 

Hayır, Tokyo yarışı tüm bu çirkinlikleri yapmadan kazandı! Sebepler arasında ‘’Japonlar bunu yapmaz!’’, ‘’IOC üyeleri rüşvet almaz!’’gibi saf ön yargılı yaklaşım sergilemeden, hemen şunu söyleyelim - tüm bunlara gerek yoktu!
Evet, Japonların rüşvet vermeye gerek yoktu, çünkü onlar iyi matematikçi, spor kültürü ve sezgileri yüksek insanlar. Bakın, her şey ortada:
Oy veren 97 kişi IOC üyeden 23-ü atletizm kökenlidir. Bunların aralarında ünlülerin yanısıra, az kişinin bildiği şahıslar da var. Hepsi İAAF family (aile) çok bağlı insanlardır.Onlar yıllarca bu spora hizmet etmekte ve dolayısı ile, ekmek yemekteler. Birlikte hareket etmek onların genlerinde var…

Japonlar spora sponsor olarak yıllarca destek olurlar. IOC kendi sponsorlardan çok sayıda Dünya çapında Japon firmalar mevcuttur. İAAF yıllarca neredeyse Japon sponsorlar ile ayakta kalmış, işlerini yürütmeyi devam ettirmektedir. Kısacası, İAAF o zamanki 7 sponsordan  5-i Japon idi. Yılda yaklaşık 30 milyon $ kasasına girmekte olan bir kurum, herhalde İstanbul’a oy veremezdi. 97-23=75 üye…İstanbul-Tokyo  gerçek yarışı o 75 üye üzerinden yapıldı. Orada da Japon lobisi, IOC politikası, komşu destekleri, Madrid (Latin) oyları derken, yarışı 60:36 Tokyo kazandı. Yani, kalan 75 oy neredeyse bölündü...

Bize ise, kalan ‘’Biri beni aldatırsa, yazıklar olsun ona; iki kere aldatırsa, yazıklar olsun bana’’ Japon atasözü, sanırız birilerini uyandıracaktır.



                                                                                                                                      Ertan Hatipoğlu











8 Mayıs 2016 Pazar

HOCA’NIN TAKIMA KATKISI







Mersey nehrin Tanrıları çıldırmıştı o gece, ama Villarreal’i onlar değil, Jürgen Klopp yendi. Sıradan futbolcular ile dolu, geçen yıl bir şey yapamayan takım gitmiş, yerine bambaşka sporcular gelmişti. Kısacası, deli dolu Alman ölüyü diriltmişti. Zaten doktorlar ne derler:’’bir tedavi hemen iyileştirme göstermezse, at gitsin!’’ Bir hocaya o kadar gerekli, 5-6 ayda işini bitirmeli,  hedefleri vurmalıdır. Geri kalanlar sadece bahanelerdir… Klopp ve Liverpool hemen birbirine uyum sağlarken, Jürgen’in tuhaf sıçramaları, el hareketleri  ve deli bakışları ile futbolcuların morallerini yükseltti ve takım oynamaya başladı.



Ayni süreci Atletico 2011 yılında yaşamıştı. Bir başka deli hoca ile - Diego Simeone… Avrupa Kupası kaldırması için ‘’Kızılderiler’’e sadece 6 ay yeterliydi. Diego mevcut futbolculardan adeta başka, haddini bilen, çelik takım yaratmıştı. Futbolda, antrenörler piyasasında iki hit vardır-Kloppo ve Cholo. Hem yetenekli, hem de deli-dolu.Kesin kazandıran bir harmanlama gözüküyor.


Delilikten dahiliğe bir adım, ince çizgi var derler…

                                                                                                Ertan Hatipoğlu

6 Mayıs 2016 Cuma

ŞAMPİYONLAR LİGİN GÖLGESİ UZAMIŞ







 Şampiyonlar Liginde yarı final maçları, özellikle Manchester City takımı için son derece iyi bir fırsattı. Tüm dünyaya göstermek, finale çıkarak, yumruklarını sallamak için tam zamanıydı. Arap sermayesi ile doyurulmuş takım gerçekten herkese gösterdi… Her iki maçta, neredeyse gol pozisyonu yaratmadan tarihe geçtiler. Heyecanını yitirmiş, emekli takım olarak…Tek isabetli şutları kendi kalesine girerken, maçın kaderini de belirlemişti. Böylece, finale çıkan, gezinmeye, seyahate çıkan bir başka cepleri dolu, kral takım olmuştu. Real Madrid için bu konuda çok şeyler yazıldı, çizildi, teferruatlara girmeyeceğiz…

Halbuki UEFA-lı milyarderler her fırsatta Şampiyonlar Ligi pastanın çileği olduğundan bahsederler, ballandıra, ballandıra yorulmadan, her fırsatta anlatırlar. Yok turnuva en-iyilerinmiş, en-parlaklarınmış, en-zenginlerinmiş, en, en, en…

Evet, o kadar zenginler ki, koşmaya, mücadele etmeye bile  üşenmekteler. Sağ olsunlar, paralarını güle, güle harcasınlar, ama biz onları izlerken sıkılmaktan bıktık.


Kısacası, biz artık Leicester’i izlemek istiyoruz. Chelsea-Tottenham maçın kavgaları ve 12 kartı  da hiç fena değildi…Biz Liverpool’ün onursal savasına, son topa kadar mücadelesinin hastasıyız.

                                                                                                                    Ertan Hatipoğlu
                                                                                                     

5 Mayıs 2016 Perşembe

ANTRENMAN'DAN ÖNCE TÜKETİLECEK EN-İYİ GIDALAR










Her gün neredeyse antrenman yapmakta, hedefler peşinde koşanlardan birisiniz. İlerleyişinizi sevinçle karşılıyorsunuz, ama vücudunuz Ferrari motoru gibi çalışmasını istiyorsanız, yakıtınızı kontrol etmeli, boşluklar ve yanlışlar varsa düzeltmelisiniz! Kısacası, her antrenmandan önce ne tüketiyorsunuz önemlidir.
Doğru gıdalara geçerseniz, çok kısa zamanda antrenman kalitesi, toparlanmanız ve enerjiniz yükselecektir.
Bir saat antrenmandan önce tükenilmesi gereken gıdalar ve faydaları:

1.     MUZ- Onlara  ‘’Doğal protein deposu’’ derler. Ayrıca onlarda çabuk sindirilebilen basit karbonhidratlar bulunur. Potasyum maddesi ise, kas işlevliğini artırırken, kalp  çalışmasını  ve tansiyon düzenlemesini sağlamaktadır. Üstelik, potasyum vücutta uzun kalır. Sabah erken , antrenmandan önce bir muz ve kase yoğurt tüketilirse, dakikalar sonra, çok yüklemeli antrenmana dahi hazır olunur.

2.     KEPEKLİ EKMEK- Bir diliminde yeterli kadar karbonhidrat bulunurken, üstüne reçel veya bal sürülürse, süper bir enerji bombasına dönüşür. Protein ilave etmek istenirse, bir suda pişirilmiş yumurta ilave edilir.
Özellikle kış aylarında, antrenmanlar öğle saatlerde yapılırken, 50 dakika önce 1-2 dilim kepek ekmekle piliç etin göğüs kısmından bir parça tüketilmeli.
 
3.     YULAF EZMESİ-  Lif zenginleridir, kanı çok sayıda karbonhidrat ile beslerler, enerji seviyesi devamlı yakarlarda tutulurken, kan şekerin seviyesi de kontroldedir. Ayrıca, vitaminlerin bulunması karbonhitratların enerjiye dönüşmesinde rolü büyüktür. Tüm bunlar, antrenmandan yarım saat önce bir kase yulaf ezmesi tüketilmesi ile elde edilir!

4.     YOĞURT ve MEYVELER-  Protein ve karbonhidratların buluşmasıdır. Karbonhidratlar çabuk sindirilirken, proteinler kas yıkımını önlemektedir.

Antrenmandan önce yağlı gıdalarda uzak durulmalı. Onlar kaslarınızda kramp ve çekmelere yol açarken, yavaş ve ağır hissetmenizi sağlayacaklardır. Karbonhidrat ihtiyaçlarınızı çeşitli çikolata ve tatlılardan temin ederseniz, antrenman sırasında kan şekeriniz düşer, enerjinizin bitmesini mutlaka hissedersiniz.

Akıllı olmak sporda her zaman kazandırır!


                                                                                                   Ertan Hatipoğlu

28 Nisan 2016 Perşembe

SİLİNDİR MASAJI-ANTRENMAN'DAN ÖNCE Mİ, SONRA MI?







Son yıllarda çok moda, sıkça başvurulan bir alettir masaj silindir. Her tenisçi evinde muhakkak bulunur, her voleybolcunun gözü fitness salonlarda onda oldukça uzun kalmaktadır…
Sporda, özellikle elitinde kafaları kurcalayan ve doğru cevap aranan binlerce soru işareti vardır. Bir bölümüne bulunamaz, haklı çıkan daima başarılara imza atanların dedikleri olmaktadır.

Her şeyden önce, silindir masajı kasların  herhangi noktasında sertlik var ise, tavsiye edilir. Aletin en-büyük özelliği, antrenmandan önce muhtemel sakatlıkları önlemektir.

Bir çok sporcunun yaptığı gibi, silindirin üstünde yuvarlanmak yerine, masaj sırasında en-kısa bir şekilde sert yerleri tespit edip, olay yerinde 30-40 saniye yuvarlamaktır. Sert noktalara odaklanarak kaslara gevşeme fırsatı verilmektedir. Isınmanın ondan sonraki bölüm streçing, gerdirmeler ve hareketli jimnastiktir.

Peki, neden antrenmandan önce? 

Kaslarda 2 kas reseptörü mevcuttur. Birincisi - kasları kasan lifler, ikincisi ise, onları gevşeten Golgi adında reseptörler. Her iki reseptör dengede olup, sporcuları sakatlıklardan uzaklaştırmaktadır. Denge bozulursa ve ısınmanız sadece statik ve dinamik hareketle içeriyor ise, vücut daima gergin ve zayıf yerleri başka alternatifler ile tanzim etmeye çalışacaktır.

Toparlanma amacı güden, tabi ki, antrenman sonrası silindir masajıdır. O masaj hem antrenmandan sonra, hem de akşam evde yapılır. Amacı sporcuyu bir sonraki antrenmanlara daha toparlanmış, taze sunmaktır. Uzman masörün yerini hiç bir alternatif tutamaz, ama yine de silindir masaj çözümü zahmetli olsa da, çok daha ekonomiktir.



                                                                                                              Ertan Hatipoğlu

26 Nisan 2016 Salı

AÇ KARNA KARDİYO DAHA MI İYİ?

           








İlk bakışta sabah boş mide ile koşmak, vücut enerji olarak depolanan yağları kullanır düşünülmektedir. Fakat, yakıt olarak ilk kullanılan  kas kütleden proteinlerdir. Bazı araştırmalara göre, protein sentezi  aç karnına kardiyo antrenmanda iki misli artmaktadır.

Başka araştırmalara bakılınca, boş mide ile kardiyo, tok mideye kıyasla, o kadar fazla kalori yakmamaktadır. Kalori yakılması antrenman yoğunluğuna bağlı olduğundan,  aç karnına uzun antrenmana çıkıldığında, enerji yetersiz kalmakta ve antrenman verimi yakalanmaz.

Yüksek yoğunlu, interval antrenmana gelince, mantıken yağ yakımı ve kasların korunma sağlanması gerekir. Boş mide ile yapıldığında, yağ çabuk dağılır, ama vücut onu enerji olarak kullanamadığından, yağ hücrelerine geri dönmektedir.

Son olarak durum şu: özellikle kendinizi iyi hissediyorsanız, aç karnına kardiyo antrenmanı yapılır.Bir çok Etiyopya'lı koşucular günün ilk  kardiyo antrenmanlarını sabah erken aç karnına yapmaktalar. Onlara sorulduğunda, hatta tok karna antrenmanlara karşılar…

Ama yine de unutulmaması gerekir- kardiyo antrenmanı için sadece sabah kahvaltıdan önce değil, her  saat uygundur. Gece yatmaya yakın hariç…



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

En okunanlar