Koşu tekniği hem elit sporcular, hem de sağlık için
uğraşanlar için son derece önemlidir. Kötü koşan elitler hedeflerine ulaşmakta
zorlanırken, ‘’sağlıkçılara’’bacak ağrıları ve sakatlıklar getirmektedir. Sert
zeminde yanlış ayak basmaları ve sakatlık korkuları insanları gittikçe bisiklet
ve makineli aletlere itmektedir. Her harekette olduğu gibi, koşunun da kendine
ait tekniği var. Yeni, pahalı ayakkabı giymekten, çok fazla teknik ayrıntılar
mevcuttur. Biraz dikkat ve değişimler ile, herkes açık havada antrenmanlarına
başlayabilmektedir.
Her şeyden önce, koşarken önde bacağı altınıza çekmeli. Bir
çok kişi bacağını çok ileriye atıp, ileriye gitmeyi zorlaştırmaktadır. Her
adımda bu ‘’frenlemenin’’ faizi fazla birikmektedir.
Dikkat edilmesi başka bir husus ise, ayağın orta ve ön
kısmına basmaktır. Bir çok kişi yere ilk önce topuk yaslamakta ve neticede
vücudunu ve özellikle eklemleri fazla yüklemektedir.
Genelde, yukarıdaki iki hata ‘’kardeşler’’. Birlikte yapılırken, düzeltilmesi için biraz dikkat, biraz da koşu dirilleri iyi
gelecektir.
Koşuda yapılan bir başka hata ise, fazladan yukarıya
‘’zıplamaktır’’. Koşanlara dikkatli bakılırsa, yukarı-aşağı fazla ‘’hoplayan’’
kafalar görülmektedir. Koşunun amacı ileriye gitmek, aşağı-yukarı ‘’zıplayarak’’
boşuna enerji kaybına uğramak değildir. Bacağı çabuk yerden çekmeye odaklanmak
gerekirken, acil yerle teması sağlayan kaslar güçlenmelidir.
Vücudu dik tutmak önemli bir başka hatadır. Dik, ama hafif
ileriye verilirse, koşu boyunca yer çekimini ileriye gitmekte kullanılır.
Böylece, çok enerji kazanılır. Bunu başarmak için yine dikkat ve acilen sırt
kaslar güçlenmelidir. Koşu boyunca
bakış genelde 10 m. ileride
olmalı.
Son olarak, kollar omuzdan ileriye-geri, dirseklerde fazla
açı oluşmadan gitmelidir. Omuzların sabit tutulmamasının faturası oldukça ağırdır. Kaburga arası kasların
fazladan oksijen tüketmesi sonucu erken yorulma meydana gelmektedir.
Sadece koşanlar bilir…
Ertan Hatipoğlu