27 Mart 2014 Perşembe

İKİ ADET ''X''

                 

      Bayern Münih rekor uğuruna 7 maç kala şampiyonluğunu ilan etti. Almanya şampiyonası takımın temel gıdasıdır ve bavyeralılar onu afiyetle çabuk midelerine indirdiler. İtalya ve Fransa liglerinde Juve ve PSG rakiplerinden üstün, neredeyse şampiyon ilan edildiler…

  Ada ve İspanya’da durum bambaşka, adeta üçlü düğüm gibidir. Premier liginde şampiyonluğa oynayan 4 takım görünse de, realitede Chelsea, ManS ve Liverpool var. Mourinho’nun takımı 3 puan önde gözükse de, ManS iki maç eksik oynamış, fotofinişte yarışı alabilir. Liverpool ise seriye bağladı ve 7 üst üste galibiyet elde etmiş durumda. Suarez’in formu bakalım mayısa kadar sürecek mi!? Arsenal  teoretik olarak şansı sürse de, çok sayıda formsuz ve sakat futbolcuları var. Tüm dünya, son dakikalara kadar sürecek, Mourinho soslu, Premier lig show’u izlemektedir. 

  Ada’da puan farkları olmasına karşın Laliga’da durum adeta gerilim filmi gibi. Atletiko ufak puan farkı ile lider olması, Barca ve Real M  hırslandırır. Real M  kaybedilen iki maçı olsa bile, bunu finişten önce son nefes alma gibi algılanıyor, final düzlükte son viteste olacağından kimsenin şüphesi yoktur. Lig kapışmaları yetmiyormuş gibi, Şampiyonlar ligi rekabetleri de var! 

  Herkes Bayern Münih’in erken şampiyon olmasının, bir cephe azalmasının bir avantaj olduğunu düşünebilir. Konsantrelerini tamamen Şampiyonlar ligine, ilk olarak ManU’ya odaklanma fırsatı olarak algılayabilir.
Biz Bayern’in tempo düşmesinin problem olduğunu düşünmekteyiz.Diğer rakipleri ‘’gevşeme’’ lüksleri yok olması, onları son derece tehlikeli yapar. Guardiola bu tehlikenin farkında ve şimdilik bira alemlerini askıya almış durumda. E, bira banyosunu yaptı, o kaçınılmazdı!

Sağlık kurulunda Wolfarth gibi doktoru var... 


                                                                                                                                  Ertan Hatipoğlu

26 Mart 2014 Çarşamba

MARATON'LAR




    13 nisan LONDRA’da World Marathon Majors serisinin 6 maratondan biri olan, Dünya’da katılımı  en-fazla olanı yapılacaktır. Katılım kotası bu yıl 36.550 ile sınırlı tutulup, 800.000 seyircisi garantidir.
Londra maratonu kesinlikle sadece bir yarış değil, tam bir şölendir. Tam-tam davul gruplar, değişik kostümlü seyirciler, sokak şovlar, maraton boyunca katılımcılara yardımcı olmaktalar. Sayısı fazla hayır kuruluşları arı gibi yardım toplamaktalar.
   Bu yılki maraton elit gruba baktığımızda, duble olimpiyat şampiyonu Mo Farah’ı görmekteyiz. Yıldız sporcu hayatında ilk maratonuna çıkacak, ‘’tavşanı’’ise ünlü Haile Gebrselassie yapacak, dünya rekoru temposunda koşulacaktır.

   21 nisan BOSTON’da  serinin altısına giren Dünyanın en-eski, 1897 yılında ilki yapılmış, tarih kokan, son derece prestijli başka bir maraton yapılacaktır. Londra gibi, burada da 36.000 iştirakçi, 500.000 seyirci beklenmektedir.
Geçen yılki üzücü olaylardan sonra organizatörler sıkı güvenlik tedbirleri almış durumdalar.
   Bu sene maraton bir baba ve oğlu için son olacaktır. Dick Hoyt ve oğlu Rick 30 yıl boyunca Boston maratonunu beraber koştular! Dünyanın en-güçlü babası Dick ve engelli oğlu Rick toplam 31 maraton birlikte bitirdiler…Daha doğrusu, geçen yıl, son metrelere geldiklerinde, hain bombalar  finali geçmelerini engellemişti…Ve bu yıl 32. son maratonuna yine birlikte çıkacaklar!

  SAHRA maratonu, yani The Sultan Marathon Des Sables bir başka, doğa şartlarına  meydan okunmasıdır.Fas çöllerinde, toplam 240 km. bir ultramaraton olup, 6 bölümlüktür. 4-14 nisan tarihlerde yapılacak yarış  +50 dereceye varan sıcaklıklar, kum fırtınaları ve sporcuların kişisel eşyalarını kendileri taşıma zorunluğunu ilave edersek, yarışın ne kadar çetin olduğunu daha net anlatmış oluruz.
  Bu yılki ultramaratona 1080 sporcu, 45 ülkeden yazılmış durumdalar.Bunların arasında tam 165 kadın sporcu var! Katılım ücreti 2500$, yarışın galibine sadece 4500$  öngörülmüştür…

   Sıcak kumlardan sizi Kuzey kutbuna götürsek, hem çeşitleme, hem de kontrast metodu uygulamış oluruz! Nord Pole Marathon 9 nisan günü Kuzey okyanusun buzları üzerinde, 42,195 km olarak yapılacaktır. Soğuk, -30 dereceye varan ısılar, buzlar ve karların üzerinde koşarak kendi irade özelliklerinizi ciddi imtihana sokmuş olursunuz.
   Katılım ücreti 11.900 avro olup, Norveç’ten uçuş, masraflar, helikopter turu, madalya, sertifikalar, hatıra eşyalar, profesyonel fotoğraf ve video çekim, tıbbi yardım fiyatın içindeler. Yarışın organizatörü Richard Donovan her iki kutupta maraton koşmuş biridir...


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

24 Mart 2014 Pazartesi

MOURİNHO YÜREK YEMİŞ





         Chelsea takımın sezon ortasında bu kadar formda olması, Premier  ve Şampiyonlar ligin finaline giderken, o biçim diri girmesinin arkasında  futbolcuların kalpleri  dakikada 180-lik atışlarda gizlidir. Evet , bu  antrenman metodunu Chelsea’lı futbolcular daha  yazın, sezon öncesi  hazırlıkta haftada  ortalama 5 , sezon içinde ise, 2 kez  uygulamaktalar.Takımın kondisyoneri ve Mourinho’nun uzun yıllar  çalıştığı Rui Furia antrenmanlarını her zaman kısa intervallerle, fakat maksimal kalp ritmi ve genelde top ile uygular. Takımın yüksek aerobik ve anaerobik kapasitesini çok kuvvet antrenmanları ile harmanlanıp, rakiplerinden her zaman sahaya avantajlı, güç sahibi olarak çıkmasını hedefliyor. Bu hedefe ulaşması için futbolcularının kalplerini dakikada 180 nabız atışlarına alıştırıyor!

    Premier ligin yüksek temposu ve acımasız rekabeti, genelde sezon ortasında takımların tempolarını düşürüp, adeta bir girdaba sokuyor. Jose bu durumu iyi bildiği için, önlemini daha sezon başında iyi bir hazırlık çalışması ile almaktadır.
İşte, burada futbolcular haftada 5 kez anaerobik eşiğini aşmayı başardılar. Tabi, bunu yapmak için de çok iyi bir toparlanmanız olmalı. Takımın doktoru Paco Biosca bu konuların uzmanı olarak, tam gaz bildiklerini uygulama şansı bulmaktadır.

   Yüksek anaerobik eşiğine eriştikten sonra, sıra bunu top kontrolü ve 5-6 dakikaya yaymaktır. Tam bir fiziksel meydan okuması! Ayni metodu, fakat haftada 2 kez müsabaka döneminde de kullanılmakta. Burada ağırlıklı patlayıcı ve diğer tür kuvvetler çalıştırılmakta. Tabi, iyi bir aerobik temeli ile...
Mourinho’nun top antrenmanlarında futbolcuların nabızları 180 atışın altında seyretmesi sadece dinlenme intervalinde görebilirsiniz. Yükleme  ve dinlenme intervaller 5-er dakika sürmektedir. Bu antrenmanlar her zaman top ile, dar alanlarda yapılmaktadır. Takımlar 4-5 futbolcudan oluşurken, çok fazla efor ederler. Böylece, dar alanlarda yüksek ritme alışan sporcular,  kendilerini gerçek maçta pozitif anlamında, tanıyamıyor, adeta ‘’uçuyorlar’’.

   Son olarak, tüm bunları elde etmesi için Jose çok iyi bir aerobik temel inşa ediyor.Aerobik kapasitesi yüksek olan futbolcu, anaerobik eşikte daha uzun ve fazla kalır, toparlanması da daha çabuk olur.

   O’na boşuna ‘’spesial’’ dememişler...


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

PLATİNİ'NİN ARZUSU





       UEFA başkanı Michel Platini Şampiyonlar Lig’in finalinde Real Madrid ve Bayern Münih’i görmek istediğini itiraf etmiş! Katalan basınına bakılırsa, özellikle kuradan 1-2 gün önce, Platini arzusunu en-yakın kurmaylarına söylemiş, büyük ihtimal de, birisi ağzını tutamamış…
   Ve tesadüfe bakın, Barca’nın en-büyük ‘’ihanetcinin’’eli, yani Luis Figo kurada tam o ‘’büyüklerin’’ rakiplerini zayıf çekti! Real’e şu anki düşüşe geçen Borussia, Bayern’e ise kendine gelmiş, ama çok zayıf sezon geçiren ManU düşmüşlerdi…Üstelik Barca’ya onu tanıyan ve çok çetin ‘’ceviz’’olan Atletiko çıkmıştı! Olayların kapak olacak tarafına gelince, Figo kuradan sonraki basın toplantıda Barcelona medyasına konuşmadığını adeta haykırmıştı! Sonra sakin, sakin Canal + kameralarına Real’i finale yakıştığını itiraf etmişti…
   Gelelim azını tutamayan Platini kurmayına; Ona göre, bir Real-Bayern finali UEFA-ya epey kar getirecekmiş. Lisbon’da Ronaldo’nun takımı  çok reklam getirir, Pep Guardiola’nın ‘’Adidas’’lı kulübü ise, UEFA-nın finans hedeflerindedir kuşkusuz…Kısacası, Lisbon'un  Lush stadyumunda iki Adidas’lı kulübün çıkması, UEFA-yı mutlu edecektir.
   Çeyrek finallerde 3 Adidas’lı kulüp birbirine rakip olmazken, iki ‘’Nike’’li Barca  ve Atletiko eşleştiler.
   21. yüz yılın futbolu git gide daha fazla bir endüstri halini aldı. Sponsorlar’ın önemi büyük kurumları bazı heyezanlara yöneltmiş durumda. UEFA için süper karlı bir iş olur- kabul, herkes memnun olur- bu da kabul, Dünyanın yarısı Ronaldolu Real’i,  diğer yarısı, Barca ve Arjantin dahil, Bayern’li Guardiola'yı tutacaklardır!
   Tüm bunlar olmasın, yürekler ve spor kazansın, diye hala hazır takımlar var. Onlar, her platformda futbolun sadece maddiyata dayanmadığının arkasındadır.

   Haydi Borussia, tüm hesapları altüst et,  hesap kitap yapmadan, futbolunu oyna!
Geçen yıl yapmıştın…

                                                                                                                    Ertan Hatipoğlu

20 Mart 2014 Perşembe

ADA'DAN GELEN KASIRGA





       Tam 17 yıl  önce,  Haralambus Papadias adında genç bir Yunan sprinter  Dünya salonda tüm siyahi rakiplerini geçerek, 60m. Paris’te birinci olmuştu! Kocaman 17 yıl…
   Sopot’ta yeni bitten Dünya salon şampiyonasında, 24 yaşındaki Britanyalı Richard Kilty büyük bir sansasyona imza atarak, Şampiyon olmaya başardı! Bu organizasyonların acemisi Kilty  üç koşusunda,kendi en iyi derecesini tam 3 kez geliştirdi. İlk önce seçmelerde 6.53, daha sonra yarı finalde 6.52 san. koştu.Finalde 6.49 ile yağdan kıl çeker gibi, Birleşik Amerikalı Marvin Brasy ve Katar’a yarışan Nijerya asıllı Femi Ogunode’nin önünde, mucizeyi başardı!
   Aslında, Richard bir kış sezonun içinde Britanya üçüncülüğünden, Dünya şampiyonluğuna uzanmış, tarihte bunu başarabilen 2. beyaz atlet olmuştu.
Takoz reaksiyon zamanına bakarsak, 0.120 san.  finalde en-çabuk bir reaksiyon gösterdiğini tespit etmekteyiz. Maksimal hızı hakkında somut veriler çıkmasa da, ’’görülen köy kılavuz istemez’’ misali, yazın 100m. neler yapabileceği göstermektedir.

   Geçen yıl 100m en-iyisi 10.10 san., 200m ise, 20.34 gibi epey prestijli derecesi vardır. Hiç kuşku yok ki, her iki branşta 10 ve 20 saniyenin altına inecektir.Şimdi tüm atletizm otoritelinin kafalarında şu soru var : bu yaz Zürih Avrupa şampiyonasında  Cristophe Lemaitre karşısında ne yapabilir? Fransız atlet  9.98 ile  bu dünyada 10 saniyenin altına inebilen tek beyaz atlettir.

   Kuzeyli olduğundan, çabuk pes eden biri değildir. Londra Olimpiyat’ı bayrak takımından çıkarıldığında, ilk önce  öfkesinden İrlanda adına koşacağını beyan etmiş, ama daha sonra dişlerini sıkarak,Britanya bayrağının altında kalmıştı.Ayni bayrağı, finalden sonra öperek sarılıyordu…

   Ünvan olarak Kilty asla bir Valeri Borzov veya Pietro Mennea değildir. Hatta, kendi vatandaşı Allen Wells’e bile henüz yaklaşamaz, ama kasırga bu, ne zaman, nereye kadar gideceği ve süresi tahmin etmek zordur…


                                                                                                Ertan Hatipoğlu


18 Mart 2014 Salı

BOR'UN MARİFETLERİ





          Elit sporculara kadar, eklem, kemik, diş, yüksek kolesterol ve düşük testosteron veya östrojen seviyesi olanlara katkısı olan bir mikro element. Kısacası, fazla bilinmeyen ve bilinçli kullanılmayan bor mineralini böyle tanıtabiliriz...
   Özellikle erkek sporcular testosteron seviyesini yüksek tutup, hem toparlanma süreçlerini azaltıyor, hem de antrenman ve yarış derecelerini yüksek hedeflemekteler. Kadın sporcular ise, menstrual ağrılarını azaltarak, daha kaliteli antrenman yapabiliyorlar.
   Borun bir başka marifeti amino asitlerin sindirilmesinde yardımcı olmasıdır.Özellikle aromalı olanlar- fenilalanin, triptofan ve tirozin’de çok aktif  rol oynayıp, vücutta intihaplaşmayı durdurmaktadır. Ayrıca, yüksek kolesterol seviyesini  indirdiğini kanıtlanmıştır. Kanıtlanmayan, ama bize göre, borun vücutta herhangi ağrısı olanlara yardımcı olduğu düşünmekteyiz.
   Eklem ve artrit ağrılarda, özellikle ergenlik çağı ve yaşlılıkta 2-3 aylık bor tüketimi, Kalcium,Magnezyum ve  vitamin D sindirimini artırarak, ağrıları büyük ölçüde gidermektedir. Kemik yapı ve sağlamlığını artırarak, bu mineral eklemlerin toparlanmasına ve tedavisine yardımcı olmaktadır. Yokluğunda depresyon, beyin fonksiyonlarda pasifizite, kas ağrıları ve diş eti problemleri gözlenir. Konsantre veya unutkanlık varsa, büyük olasılıkla eksik olan bor mineralidir.
    İnsanlar için toksin olmaması, günlük 10 mg. kadar alınabilir, fakat araştırmalara göre 15 mg. günlük dozun aşılmaması gerekir! Doğal olarak en-çok şu besinlerde bulunur:  kuru üzüm, badem, kuru kayısı, avokado, fındık, ceviz, kuru erik, hurma, şarap (şıra, cabernet), nohut, mercimek, şeftali...
   Gördüğünüz gibi, tüm yukarıdaki besinler güzel ülkemizde mevcuttur.

  Doğal tüketin!



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

PANZER'LER BREZİLYA ORMAN'LARINI AŞARLAR MI?



       Dünya futbol şampiyonasına yaklaşık 80 gün kalmışken, özellikle favori takımlar için zor bir planlanma dönemi başlamıştır. İddialı ülke futbolcuların takvimi oldukça yoğun olduğundan, Brezilya planlanmasını teknik heyetleri adeta ‘’kılı yağdan çekmeye’’zorluyor.

   Almanya bu tür organizasyonlarda üç kez şampiyon olmuş bir ülke olarak, gözü yine kupadadır.En son o kupayı kaldırdıklarında, Berlin duvarı yıkılıyordu…
Alman milli takımda yer alan futbolcuların bu yılki takvimi oldukça yoğun gözükmektedir.Bayern Münih finale,Borussia ise yarı finale çıkarlarsa,Dünya şampiyonası başlama tarihine çok yaklaşmış olacaklar, cepheden- cepheye gitmek oldukça başarılması zor bir hedef gibi görünmektedir. Şampiyonlar ligi finali 24 mayıs, Rio ise, sadece üç hafta sonra başlayacağını, bu sürede futbolcuların formunu korumak veya kaybedip yeniden yükseltmek imkansız gibi gözüküyor.
   Özellikle  defans kurgusu bozulmaması gerekirken, Bayern’li iki yıldızın Philip Lahm ve Jerome Boateng’in formları teknik kadroyu bakalım ne gibi varyasyonlara itecektir.Orada Low'ün gizlice arnavut asıllı, Sampdoria'lı Shkodran Mustafi'yi hazırladığını bilmekteyiz. Orta sahada çok alternatifleri olmalarına rağmen, Schweinsteiger ve Toni Kroos’un muhtemel form düşüşleri takımın performansına nasıl yansıyacak, hep birlikte göreceğiz. Gerçi orada Mesut Özil gerçeği de var... Son zamanlarda form düşüklüğü ve 3-6 haftalığına ‘’kaybolması’’, akla ‘’bataryaları şarja’’ mı aldı sorusunu getirmektedir. Kısacası, Rio'da süper bir Mesut izleyeceğiz ve takımı için çok önemlidir, diye düşünmekteyiz.

   Hücum bölgesinde Almanya’nın sıkışık maç trafiği gözükmese de, Joachim Löw gizlice Arsenal’in Premier Lig’i şampiyonluk iddiası bitmesine yöneliktir, zira orada  Podolski dışında Mesut ve defans Mertesacker oyuncuları vardır. Bu üçlü ne kadar erken Dünya şampiyonası hazırlığına fiziken ve kafaca başlarlarsa, o kadar Almanya takımına katkıları fazla olacaktır.Bayern Münih takımı mart ayı sonuna kadar lig şampiyonluğunu ilan ederse, bir cephesi eksilmiş olup, kuşkusuz önlerini daha net göreceklerdir...

   Aslında Almanya başka bir yol da izleyebilir; Grubunda rakip olarak sadece Portekiz gibi gözüktüğünden, özellikle Bayern’li starlarını çıkarmayıp, onlara ‘’şarj’’ zamanı tanıyıp, turnuvanın 2. aşamasından itibaren sürmektir. Bu seçenekte sadece defans bloku değiştirmek gibi büyük risk mevcuttur. Tam bir bıçak sırtı… Ama, gruptan çıkarlarsa,daha sonraki yolları açık gözüküyor!
Bu yol onları 4. Kupaya kadar götürür, bunu gerçekleştirmek için hem teknik kadro, hem de Dr. Hans-Wilhelm Müller-Wohlfahrt gibi bir silahları var...

   Panzerler- ileri!


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

En okunanlar