Elit
sporculara kadar, eklem, kemik, diş, yüksek kolesterol ve düşük testosteron
veya östrojen seviyesi olanlara katkısı olan bir mikro element. Kısacası, fazla bilinmeyen ve bilinçli kullanılmayan bor mineralini böyle tanıtabiliriz...
Özellikle
erkek sporcular testosteron seviyesini yüksek tutup, hem toparlanma süreçlerini
azaltıyor, hem de antrenman ve yarış derecelerini yüksek hedeflemekteler. Kadın
sporcular ise, menstrual ağrılarını azaltarak, daha kaliteli antrenman
yapabiliyorlar.
Borun
bir başka marifeti amino asitlerin sindirilmesinde yardımcı olmasıdır.Özellikle
aromalı olanlar- fenilalanin, triptofan ve tirozin’de çok aktif rol oynayıp, vücutta intihaplaşmayı
durdurmaktadır. Ayrıca, yüksek kolesterol seviyesini indirdiğini kanıtlanmıştır. Kanıtlanmayan, ama bize göre,
borun vücutta herhangi ağrısı olanlara yardımcı olduğu düşünmekteyiz.
Eklem ve
artrit ağrılarda, özellikle ergenlik çağı ve yaşlılıkta 2-3 aylık bor tüketimi,
Kalcium,Magnezyum ve vitamin D
sindirimini artırarak, ağrıları büyük ölçüde gidermektedir. Kemik yapı ve
sağlamlığını artırarak, bu mineral eklemlerin toparlanmasına ve tedavisine
yardımcı olmaktadır. Yokluğunda depresyon, beyin fonksiyonlarda pasifizite, kas
ağrıları ve diş eti problemleri gözlenir. Konsantre veya unutkanlık varsa,
büyük olasılıkla eksik olan bor mineralidir.
İnsanlar için toksin olmaması,
günlük 10 mg. kadar alınabilir, fakat araştırmalara göre 15 mg. günlük dozun
aşılmaması gerekir! Doğal olarak en-çok şu besinlerde bulunur: kuru üzüm, badem, kuru kayısı, avokado,
fındık, ceviz, kuru erik, hurma, şarap (şıra, cabernet), nohut, mercimek,
şeftali...
Gördüğünüz
gibi, tüm yukarıdaki besinler güzel ülkemizde mevcuttur.
Doğal tüketin!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder