13 Temmuz 2014 Pazar

VE FUTBOL PALANDÖKEN'İ KEŞFETTİ




Elit sporda, özellikle fonksiyonel olanların, yüksek irtifa antrenmanların faydalarını çoktan keşfetmiş durumda, fakat ne hikmetse takım sporların neredeyse tamamında hala tartışmalar devam etmektedir. Normaldir; Karar verenler hala bu tür hazırlık kamplarda yapılan antrenmanların sporcu fonksiyonelliğine, toparlanmasına 2, hatta 3 misli faydası olduğunu belirlemekte zorluk çekerken, spor fizyoloji bilgileri buna müsaade etmiyor.

Tabi, arzulanan faydalara ancak ve ancak doğru yüksek rakım antrenman prensipleri  uygulanır, bir takım ince noktalara dikkat edilirse ulaşılır. Öyle ‘’pata-küte’’ girilirse, hüsran yaşanır, bizden söylenmesi…

Yıllarca Dünya futbolu dağ kamplarını sıcak yaz gecelerden kaçış, serinleme, akşamları dolu uyumak için kullanılıyor, biraz da serin ortamda daha kaliteli antrenman yapalım düşünceleri ağır basıyordu. Genelde orta ve alçak rakamlı yurdumuzun ve Avrupa’nın dağları tercih ediliyor, en-çok 2 haftalığına çıkılıyordu. Yarardan fazlası-zarar; O sürede vücut  yeni şartlara adapte olmuş, kaliteli antrenman yapılacağına, deniz seviyesine dönmek, organizmayı hırpalamadan başka bir şey değil. Kısacası, futbol ve diğer takım sporları yüksek rakım silahını uzun zaman devreye sokup, kullanamadılar.

Son yıllarda bu durum değişti. Avrupanın bazı takımları atletlerin gittikleri yüksek denilen, yani 2000-2400 m. kamp yerlerine gitmeye başladılar.Üstelik 2 hafta değil, en az 20 gün kalmaya, sıkı antrenman ve hazırlık maçları yapmaya özen gösterdiler.

İşte size güzel bir örnek- Akhisar futbol takımı ve genç hocası Mustafa Reşit Akçay! 8.07-8.08 tarihlerde tam bir ay Palandöken yaylalarında ‘’yürek yiyecek!’’.Üstelik, futbolcuları adapte olduktan sonra, 22-25.07 tarihlerde Çaykur Rize  ve Marsilya takımları ile birer hazırlık maçları yapacaklar. 2000m. ve üstünde bir rakımda…

Mustafa hocamızın kamp tarihlerini,maçları ve antrenmanlarını incelerken son derecede önemli bir detaya rast geldik. Takımın dönüş tarihi ligin başlama tarihinden  yaklaşık 20 küsur gün bırakılmış ki, bu ara futbolcuların Deniz seviyesine adapte olacakları bir süredir! Süper bir bir strateji ve planlama tekniği!
 Ufak tefek ayrıntılarda hata yapılmaz ise, bu sene, özellikle ilk yarıda Akhisar mütevazi kadrosuna rağmen tüm takımları üzecek, bizden söylenmesi!

Mustafa hocamızı geçen yıl bir hasından dolayı çok eleştirdik, ama görüyorsunuz adam dersini iyi çalışıp, karşımıza yepyeni bilgilerle donanmış olarak, alnı ak çıkıyor.
Bize de başarılar dilemek ve alkışlamaktan başka bir şey  düşmüyor!


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

28 Haziran 2014 Cumartesi

AVRUPA 8 YIL DAHA BEKLEMELİ

                                


Dünya medyası biraz acele Avrupa takımların cenazesini kaldırmış durumda. World Cup’un ilk aşama maçlarında, İngiltere, İspanya ve İtalya gibi şanlı takımlar elenince, Portekiz ve Rusya gibi iddialılar boynu bükük ayrılınca, özellikle Avrupa medyası sebeplerini araştırırken, eleştiri dozunu kaçırmış oldu.

Oysa ki, kendi liglerinden gelen yorgunluk ve sakatlıklar çok önemli faktörlerdir. Devam edenler Almanya ve Fransa’da bile tam bir tazelik daha göremedik. 

Peki kimler taze? Hollanda ligi nisan ayı sonunda bitti. Orada oynayan 10 futbolcusu hem daha az gergin sezon, hem de Dünya şampiyonası maçların başlamasına kadar yeterli zamanı vardı. Diğer futbolcuları şampiyonu ve gerginliği azalmış liglerden geldikleri için şanslı sayılırlar…
Chili, Colombiya, Costa Rica,Meksika gibi takımlar belli ki, bu şampiyonaya çok önem vermişler, ferdi olarak, önde gelen Avrupa liglerinde oynayan futbolcuları olsa da, bir yolunu bulup, hazır olan takımlarına monte edebilmişler.

Ferdi bakarsak, Messi, Neymar, Mesut, Robben, Van Persie gibi ‘’kalkabilen’’futbolcuların sebeplerin arkasınnda  liglerinde ya erken biten gerginlik, ya da kulüp menfaatlerini hiçe sayarak, Dünya kupasına, milli takıma hazırlanmak var.

''Bir an önce bitsin- tatile çıkalım!'' düşüncesi kafasında taşımayan, futbola susamış Avrupalı takımlar görmek istiyorsak daha 8 yıl, yani Katar 2022 beklememiz gerekecek. Sadece  teknik, spor-bilim açısından, gerçek World Cup ancak 8 yıl sonra, iki sezon ortasında, takımların taze olacak bir döneme denk gelindiğinde, görebileceğiz.

Futbol dışında  böyle alayı sunabilecek başka bir tutku var mı?


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu


26 Haziran 2014 Perşembe

NEYMAR'A ÖZERKLİK




Neymar’ın  Barcelona'da ilk sezonu tam bir fiyasko ile sonlandı. Hem takımı elleri boş, hem de kendisi Messi, İniesta ve Xavi gibi futbolcuların gölgesinde kaldı. Onlar da parlak oynamayınca, tüm kupalar Madrid’e gitti. Mayıs ayı geldiğinde Neymar’ın kafası git-gide Dünya şampiyonasına gitmeye başlamış, kendi evinde herkese göstermek arzusu tavan yapmıştı. O kadar ki, İspanya şampiyonunu belirleyen maça uzun pazarlıklar sonunda ülkesinden gelmiş, ‘’uyku arasında’’ oynamış, geri gitmişti…Tüm Brezilya gözlerini ona odaklamış, beklentiler içindeydi.

Baraj maçlarında 4 gol, Hırvatistan ve Kamerun maçlarında özellikle büyük katkısı, fiilen Brezilya’yı bir üst tura yükselttiler. Neymar'a baş rol, senaryo yazarlığı ise Filippe Scolari’ye verilmişti…

E, beklentiler daha yüksek, şaşaa daha fazla bekleniyordu. Kağıt üzerinde büyük isimler savunmada gözüküyor, hücumda ise  ‘’çorbaya fazla su katılmıştı’’. Neymar’a fazla katkıların olmadığını gören Scolari, yıldızına hemen özerklik vermiş, onu serbest oynatmaya başladı.

Defansta vazifeleri olmayan Neymar, hücumda her şeyi mükemmel oluyor, Arjantin’in Messi’si gibi her an her yerde bitiveriyor…Defansa katkısı olmayan Neymar yüzünden yenilen goller de yok değil. Fakat Skolari tercihini yapmış, özellikle Chili’ye karşı öğrencisinden hayatının maçını beklemektedir.

Skolari her şeyden önce ince bir psikolog, tam bir strateji uzmanıdır. Neymar kararı birinci testi geçmiş, ikinci test savunması iyi olan Chili’ye karşı daha zorlu geçeceği farkında. Yenilenmiş Neymar, hiç kuşkusuz, Barca’dakinden çok daha yukarılarda, güven vermektedir. Demek ki, bu delikanlıya serbestlik iyi geliyor. 
Takımını kupaya ulaştırırsa ayni rolü Barcelona'da isteyecek, haberiniz olsun!



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

20 Haziran 2014 Cuma

MUTLULUK SAÇAN TOP

                       


World Cup finalleri  katılan, katılmayan ülkeler, taraftar, uzman, reklam sektörü ve daha sayamadığımız bir çok insan grubu tarafından aylar, hatta senelerce beklen bir forumdur. Ve asla sadece bir futbol topu oyunu değildir. Bu tür organizasyonlardan sonra  Dünyada tüm futbol okullarında talep artar,  beraberinde binlerce yeni kabiliyetli çocuk kazanılmasına yol açmaktadır. Yaklaşık bir ay boyunca tüketim malların satışlarında tüm dünyada artış gözlenir, piyasalara çanlılık gelmektedir. Özellikle sportif ürünlerine duyulan ilgi şaşırtıcı yüksek boyutlara gelir.

Maçlar arasında  yardımlaşma vakıf ve hayır kurumları kendi faaliyetlerini daha fazla duyurur, harekete geçerler. Mesela en-son kampanya en-çok takip edilen, yani Brazuka top’u ile ilgilidir. Bir meşin
top meseleleri ne kadar çok değiştirir, kendiniz görün!

Pharrell  Williams gibi dünyaca ünlü prodüktör ve şarkıcı daha yaklaşık 30 dizayner arkadaşı ile meşin topu ele aldılar ve çok zeki bir hayır işine girdiler.Brazuka'lı eserler  global online platformdan satışa çıkarılmış durumda ve tüm gelirler brezilyalı çocukların eğitimine, yaşam şartlarının iyileşmesine gidecektir. Projenin adı ‘’Make Kids Happy’’zaten herşeyi anlatıyor...

İşte 22 kişinin kovaladığı top daha fazla bir nesneye nasıl dönüşebilirin kısa hikayesi. Brazuka topundan daha iyi bir Dünyaya gitmenin hikayesi…Domenico Dolce ve Stefano  Cabbana  gibi ünlü moda dizaynerler İtalyan milli formalarını sadece üretmediler, Brazuka topunu kendi fikirleri ile dizayn edip, oldukça yüklü bir hayır maddi kaynak beklemektedirler. Futbol oyunu sanatsal  cümleler ile ifade edebileceğini tüm dünyaya göstermektedirler.

Temmuz ayın ortalarında toplanan paralar belli olacak, ama şimdiden ciddi rakamlar telaffuz edilmektedir. İşte size Dünyayı daha mutlu yapacak bir örnek!

Çocukların ‘’ ayaklarında top ile doğan’’ ülkede yapılması  daha bir anlamlıdır.

                                                                                                            Ertan Hatipoğlu


14 Haziran 2014 Cumartesi

TOP KAFALAR



Bu günlerde tüm dünya bir futbol topuna dönüştü. Bir ay boyunca da öyle kalacaktır. Avrupalılar ekonomik krizi, Afrikalılar açlığı, Güney Amerikalılar yüksek suç oranı ve sefaletlerini unutacaklardır.  İştirak eden her 32 takımın hükümetleri futbolcular mucize yapıp, Dünya şampiyonu olacak diye, ümit edeceklerdir.

Dev ekran televizyonlar çoktan satıldı, yazlıklarda açık çardaklar hazır durumda.
Geç saatlere kadar maçlar izlenecek, hakemler  ve kararları tartışılırken, restoranlar taşıp dolacak. Tivi yorumcular aralarında tatlı rekabete dalacaklar, uzmanlık alanı farklı köşe yazarları da o topa gireceklerdir. Bahis şirketler  ekstra tahminler üretip, bayram ilan edecekler.  

O heyecana takılan bazı Süper lig takımlarımız, yeni sezon hazırlıklarına geç başlayıp, uzun süre hakemleri öne sürüp, kötü futboluna bahane arayacaklardır.

Evet, tüm Dünya bir futbol topa  odaklanmış durumda…
Sonra mı?
Sonrası - uzak...


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

13 Haziran 2014 Cuma

İYİ Kİ BREZİLYA'YA GİDEMEDİK



Brezilya’da olmamamızın bir de başka, hayırlı tarafları var. Havalimanı işçileri grevlerinden dolayı millilerimizin bavulları kaybolacak diye, korkmayacağız. Futbolcularımız otelin önünde hırsızlığa uğramamaları için dua etmeyeceğiz.  Copacabana plajında  kafalarına düşebilecek herhangi bir sörfçü olmasın diye, titremeyeceğiz. Antrenmanlarımız grup rakiplerimizin casus helikopterler ile takip edildiğinde, onları yanıltmak için stat yerine havuza gittiğimizde, talihsiz olay yaşayacağız diye, de ödümüz patlamayacak. Çeteler ve polis arasında çıkan çatışmalardan dolayı, arada kalıp, kör kurşuna kurban gitmesinler diye, korku dolu gecelere maruz kalmayacağız.

Allah korusun, Japon bir hakem hakkımızdan gelebilirdi...

Şimdi en-çok Çeşme’nin herhangi bir diskosunda içki içip, dayak yiyebilirler. Onları da yoğun lobiler yapıp, basında manşet olmayarak, bizi üzmeyeceklerdir. Yeni yabancılar statüsünden doğan, özellikle büyüklerin yerli futbolcu savaşlarını doya, doya okuyacağız. UEFA-ya türk başkan, diye bolca hayal edecek vaktimiz olacaktır. Son baharda  millilerimizin modern gladyatör  bedenine kavuşup, rakiplerini sırayla yere sermek için zamanımız olacaktır.


Onca olaylardan sonra, Brezilya’ya gidemiyoruz, ama gördüğünüz gibi, her işte bir hayır vardır.

                                                                                                     Ertan Hatipoğlu


12 Haziran 2014 Perşembe

TÜKENMİŞLİK SENDROMU





Brezilya World Cup’a sayılı saatler kalmışken, sık sık ‘’dünya futbolun yıldızlarını bir araya getirecek’’ anonslarını duyacağız. Gerçekten tümü orada mı olacak ve olanların durumu nedir? Son 2-3 World Cup modern futbol festivalinden çok, ticarileştirilmiş futbolun kurbanı olmuştur. Uzun, gergin ve yorucu sezondan sonra, futbolcular sağlıklarını tehlikeye atarak, kendi ülkeleri için son bir ‘’kalkışı’’denemek zorunda kalıyorlar. Bazıları sadece denemeleriyle kalıyor, sakatlıklar onları çekilmeye zorluyor.

Futbolda sakatlıklar oranı çok yüksek olduğu bilinen bir gerçektir. Bunun sebebi uzun ve yorucu sezonun yanında antrenman-eğitim süreçlerinde gizlidir. Diego Simeone’nin mayıs ayı sonlarına doğru  sitemkar demeci: ‘’bu sezon milyonlarca maç oynadık!’’ her şeyi anlatıyor… Son iki maçından önce sakatlanan futbolcusunu  alternatif tıp’ın ellerine teslim etmiş, sonra da son umut sahaya sürmüştü. Özellikle Avrupa futbolunda başarılı kulüplerin futbolcuları sezon boyu 60-a yakın maç oynamak zorunda ki, bu rakamı kaldırmak her sporcunun harcı değildir.
Öbür taraftan,  Avrupa kupaları final maçları World Cup tarihinden sadece 3-4 hafta önce oynanmakta. Bu süreç ‘’bataryaları şarj etme’’ için oldukça yetersizdir. Bize göre, bu süre en-azından 5-6 hafta olması gerekir. Bu konuda en-zarar gören İspanya olduğunu hatırlatmak zorundayız…
Yoğun maç trafiği beraberinde şiddetli kaz-sinir yorgunluk getirmektedir. Maçtan sonra bir çok bileşen  24 ve 48 saat sonra toparlanır, ama bazıları var ki, 72 saatten sonra bile yerine gelemezler. Grup maçlarında maçlar 5 gün ara ile hesaplanmış, ama ikinci yarı final maçını kaybeden takım üçüncülük maçına sadece  üç gün sonra çıkacak ki, bu bize göre  toparlanma açısında oldukça azdır.

Antrenman-eğitim açısından oyunun çabuklaşması ile paralel, daha fazla atletizm yöntemleri kullanmaya başlanmış, bazı futbolcular fitness bağımlılara benzemiş durumda. Eskiden sadece yokuş yukarı çabuk koşulurken, şimdi yokuş aşağı da koşturarak kontrast metot kullanmakta. Bu tür uygulamalar belli prensiplerle yapılmadığında ani dönüşlerde kıkırdak ve eklem sakatlıkları oluşmakta. Futbol ayakkabılar hakkında da büyük tartışmalar var. Eskiden ayak bileklerini kapsarken günümüzdekiler daha hafif, bileği açıkta bırakmış durumda ki, ani dönüşlerde bilek sakatlıklara davetiye getirilmekte.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı Brezilya’daki World Cup gençlerin müsabakası olacak, onların ‘’borusu ötecek’’ diye, düşünmekteyiz. Bir Kızılderili atasözü der ki: ‘’İşler zorlaşınca ayakta kalan güçlülerdir!’’

                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

En okunanlar