5 Ekim 2014 Pazar

EMRE BELÖZOĞLU OLAYI

            


Emre Belözoğlu türk futbolu ve en-son Fenerbahçe Kulübüne uzun yıllar hizmet etti, etmeye de devam etmektedir. Epey bir zamandan beri de elit sporun olmazsa olmazı haline gelmiş sakatlıklarla başı derttedir. Eskiden Hamstring problemi vardı, özellikle Atletico Madrid takımında oynadıktan sonra, o sakatlıktan kurtulmuş, bu sefer kasık problemleri nüks etmişti…Atletico’nun fitness hocası Oscar Ortega ve  takım doktoru Jose Villalon Emre’nin Hamstring problemini çözdüler ve  uzun zamandan beri o bölge sessiz kalmış, futbolcu başarılı oynuyordu. Fenerbahçe takımına döndükten sonra, Emre bu sefer kasık bölgesinden problemlerden dolayı bir çok maça çıkamadı, tedavi görüyordu.
Bu sezon çok iddialı, formda, özellikle isabetli pas oranı katkısı ile Fenerbahçe takımına tam faydalı oluyordu.
Derken…
Bu sefer antrenmanda Hamstring'lerinde 2. Derecede yırtık oluşmuş, yine  tedaviye başlamıştı. Süreç belli- 2-3 hafta takıma katkısı olamayacak, Milli maçına çıkamayacaktır. Yine kulübün sağlık ekibi seferber olacak, mucizelere imza atmak için uğraşılacaktır...    

Hamstring kasının sakatlanan bölgesine yine belli prosedürler uygulanacak, arızalanan bölge bir an önce düzelmesi istenilecektir. Tüm bunlar güzel de, sakatlığın sebebini bulmak, o duruma düşmemek daha önemli değil mi?

Emre gibi tecrübeli, son derece iyi bir profesyonel hemen hemen her ihtimalin tedbirini almış, fazladan titiz davrandığından hiç şüphemiz yoktur. Ama, yine de lafı fazla dolaştırmadan, söylemek zorunda hissettik...   

Kalça kemik ve femur (uyluk) kemik başının tutulduğu yerde kalça eklemi dediğimiz bir yuva vardır. Femur kemik başı orada, belli yuvada hareket eder. Elit sporda, özellikle futbolda bazı hareketlerde o femur başı kapsülde(yuvada) pozisyonunu az bir şey değiştirir ve geri yuvasına dönmeyerek, bir kaç gün içinde başka yuva kurar. Biraz daha farklı açılı… Genelde bu olayı sporcular hissetmez, önlem almazlar. Yeni yuvasında bu sefer farklı sinirlere dokunulurken, Hamstring gibi bölgeler ‘’uyarısız’’ kalırlar ve ilk süratli antrenmanda hasar oluşur. Sporcu da şaşırır, anlam veremez…Çözümü ise hiç bulamaz, tedavi üzerine tedavi görür…

Bizden bu kadar, önlemini takım ekibine bırakmaktayız...


                                                                                                            Ertan Hatipoğlu

2 Ekim 2014 Perşembe

FENERBAHÇE'NİN TELAFİ YOLLARI




Fenerbahçe futbol takımı malum geçen yıldan beri Şampiyonlar Lig’ine gidemiyor, ciddi bir parasal gelirden, ayrıca Dünya futbolundan uzak kalmaktadır. Bu yaz hazırlık döneminde, Avrupa’nın önde giden takımları ile oynanan hazırlık maçları bu boşluğu bir nevi doldurmak amacı ile yapıldı. Bu konuda o planlama ve bağlantıları organize edenler, gerçekten takdir edilecek kişilerdir.

Şampiyonlar ve Avrupa lig maçları başlamışken, Fenerbahçe takımı hem finansal hem de seviye çıkarlarını en-azından korumak, kayıplarını telafi etmek zorunda. Sadece forma satışları ile, bu çark dönemeyecek, amatör branşlar da olumsuz etkilenecektir.   

Bu durumdan kurtulmanın tek yolu Asya kıtasındaki  ve okyanus ötesi ünlü takımları ile dostluk maçları yapmaktan geçmektedir. Malum, Asya ve Kuzey Amerika’nın kulüpleri Avrupa’dakiler gibi yoğun sezon geçirmiyor, kısacası bu tür maçlara, özellikle Türkiye’nin şampiyon takımı ile maç oynamaya fikrine sıcak bakacaklardır.

Fenerbahçe takımına gelince, o maçları hafta arasında, özellikle Milli aralarda, sezon sonuna kadar yapılır. E, biraz yol yorgunluğu olacaktır, ama iyi bir organizasyon ve uçuş planları ile, üstesinden gelinir. Ayrıca, milli aralarda oynayamayan milli futbolcuların yerine gençleri oynatıp, yeni yetenekleri keşfetme ve takımı yavaş yavaş gençleştirme yoluna start verilir. Saat farkı ve jetlag olayına gelince, toplam iki günde didip, maç oynayıp dönülürse sadece yol yorgunluğu oluşur, o kadar. Organizma uyum süreçleri ile yıpranmaz, peşinen söylememizde fayda vardır... Yılda 5-6  maç yapılsa hem kulüp kasasına para girer, hem de yukarıda saydığımız diğer faydalar elde edilir.
Bu maçların organizasyonunda hiç kuşkusuz, takım sponsorları da devreye girecektir.

Çalışan demir ışıldar, demişler...


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

30 Eylül 2014 Salı

BİLİC'İN ENGEL ANTRENMANI




Son zamanlar Beşiktaş futbolcuların sakatlık olayları  fazla olmaya başladı. Başta kasık bölgesi olmak üzere, hamstring ve diz sakatlıklarında artış olunca, bir çok kişi bunları Nevzat Demir tesisindeki kötü zemine bağlamıştı. Teknik Direktör Bilic bizzat kendisi zeminin değiştirilmesini talep ederek, olayları getiren suçluyu işaret etmişti…

Sakatlıkların suçlusu bulundu, ama yine de Bilic o tür vakaların önlemesi için var gücü ile çalıştığını gördük. İşte, en son antrenmanlarda kullanılan engel üstü geçiş çalışması! Son derece bir atletizm patenli çalışma olmakla beraber, ayni zamanda çok yönlü bir etki alanı vardır. Ama en-belirgin özelliği kalça  eklemlerinde esneklik getirerek, hem o bölgede sakatlıkları önlemek, hem de koşuda fule uzunluğunu arttırarak, süratlenmektir. Hamstring kaslarını  hareketli biçimde hem esnetip, hem de güçlendirmek bir başka özelliğidir. Üst baldırdaki koşuda aktif rol oynayan tüm kasları güçlendirerek, sürat katkısı güdülmektedir. Ritim, denge, elastikiyet niteliklerini ilerletip, yerle teması sağlayan ayak bilek bölgesini de hem güçlendirir, hem de esneklik kazandırır.

6-10 engel yaklaşık 1 m. mesafe ile dizilir ve seri halde yaklaşık 20-25 geçiş yapılır. Dinlenme araları geri yürümek kadardır. En-tercih edilen engel yüksekliği 84 santimetre olurken, engel geçişi, leylek yürüyüş, yan makas kullanılan en-çok geçiş türleridir. Antrenmanın başında, ısınmadan sonra yapılırken, ayaklarında birer kiloluk manşet ve fazla engel sayısı dizilirse, antrenman sonunda da uygulanabilir.

Aslında, Beşiktaş takımın genetik performans potansiyeline bakarsak, takımın neredeyse tavan yapmış olduğunu görülmektedir. Bilic deyim yerindeyse ‘’bıçak sırtında’’ çalışmaktadır. Bu tür çalışmalar beraberinde oldukça fazla sakatlıklar da getirir. Bunları önlemenin iki yolu vardır ki ikisini de Beşiktaşlı futbol takımında görmekteyiz. Sakatlıklara sıkı önlem alınırken, çalışmalarda  çok çeşitlilik görünmektedir.

Toparlanma, rejim ve beslenmeye geçen yıldan önlem alındığına göre, takımın gidişatına endişe edilecek bir durum olmadığının, kanaatindeyiz!



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

Not: Fotoğraf Hürriyet gazetesinden alınmıştır!

27 Eylül 2014 Cumartesi

F.BAHÇE'YE ÖZEL ÇEŞİTLEME

F.Bahçe‘ye özel çeşitleme!

Ertan Hatipoğlu

Antrenman süreci, uyarılar ve neticede uyum içeren bir süreçtir. Elit futbol antrenmanında yarattığı etki, uyumu getirir ve takımı daha antrenmanlı duruma getirerek forma sokar. Burada problem, yıllarca aynı yüklemelere maruz kalan takımlar ve neticede oluşan bağışıklık.
F.Bahçe takımı Aykut Kocaman zamanından hemen-hemen aynı yükleme ve neredeyse değişmeyen futbolculara yapılmaktadır. İşin bir başka gerçeği takımın yaş ortalaması oldukça ilerlemiş durumda. Neticede takım performansı bir 'plato’ya ulaşmış, bazılarına göre duraklama, diğerleri ise gerilemeyi bile işaret etmekte.
İşin ilginç bir başka noktası bu durumdan çıkmak için iki yoldan bir tanesi, takımın yaş ortalamasından dolayı tıkanmış durumda. Yani, yüklemeler F.Bahçe takımına sakıncalı, zira sakatlıkların artmasına yol açabilir.
O zaman çözüm yolu, bu durumdan çıkış fırsatı sadece ÖZEL ÇEŞİTLEME metodu ile mümkün gözükmektedir. Son yılların özellikle elit sporda kullanılan, performansların tıkandığı, mevcut çalışmalara bağışıklık kazanılan durumlarda yardıma koşan bir çalışma üslubudur.
Futbolda gereken fiziksel nitelikleri ilerleme amaçlayan bir metot’dur. Kuvvet antrenmanı fitness salonunda değil de, doğaya çıkıp, ağaç dalını kullanarak bar-fix hareketiyle yapılır, halter kullanmak yerine yerden ağır taşlar taşınır… Koşu antrenman yerlerini ve profilini sık değiştirerek, dik tepeler kullanarak antrenman amacına ulaşır, futbolcuların organizmalarına farklı uyarılar yüklenebilir. Çift kale maç antrenmanında her 10 dakikada iki takıma ağırlık yelekler giydirip, çıkarılır. Özel maskeler kullanılarak nefes alma zorluğu getirerek, takımın özel dayanıklılığı artırılır. Kısacası, öel çeşitleme elit sporda duraklama, ‘’sürat ve motorik bariyeri’’ne karşı çok etkili bir silahtır! Elit sporda uğraş veren her antrenör fiziksel niteliklerin ilerlemesi için alternatif çalışmaları bilir, sanırız…Biraz üzerinde çalışılırsa, çok güzel,  belki de yepyeni devrim yaratacak çalışmalara ulaşılır, futbolun kitabı yeniden yazılmaya başlayabilir.
Haydi İsmail, Tolunay ve Şota hocalar, sizden başlayalım!

21 Eylül 2014 Pazar

F.BAHÇE'NİN PROBLEMİ

F.Bahçe’nin problemi

Ertan Hatipoğlu

F.Bahçe, sezon başında yıllarca yardımcı antrenör görevinde bulunan, takımı iyi tanıyan sevgili İsmail Kartal’a teslim edilmişti. Hatırlayacaksınız, takımı aldığı günlerde, hazırlık şeması ve planları Ersun Hoca tarafından hazırlanmış, yürürlüğe girmişti. Takım 12 günlüğüne Topuk Yaylası’na gitmiş, daha sonra İstanbul'a dönerek hazırlık maçlarına başlamıştı… Soma turnuvasından hemen sonra takımın başına Kartal geçmişti.
Kısacası, hocanın istese de takımın hazırlık şemasını değiştiremezdi. Belki sadece o 14 günlük milli arada müdahale edebilirdi ama fazla futbolcusu ülkelerini temsil ettikleri için zor bir ihtimaldi…
Takımın bireysel genetik uyum kapasitesine bakarsak, 2 yıl önce Avrupa liginde final kapısından geri dönmesini zirve kabul edebiliriz. O tarihten bu yana takımda fazla gelen ve giden olmadığından bu performansı taraftarlar aramaktadırlar.
Bu yıl oynadıkları hazırlık maçlarına ve gösterilen performansa bakarsak, Sevilla maçı hariç, Olympiakos ve Roma maçlarında takımın gayet iyi durumu olduğu gözüktü. Sevilla maçı da reaklimatizasyon durumda oynandığı için yanlış bir planlanma ürünü olarak kabul etmekteyiz. Normal şartlarda oynansa, sonuç diğer iki maçından farklı olmazdı… Kısacası, bu üç takımla maçlarında takım gayet iyi gözükmüştü. Ama o günlerde…
Şimdi Sevilla, Olympiakos ve Roma’nın performansları nerede, F.Bahçe’nin performansı  nerede? İlk lig maçında yorgun bir rakibe karşı alınan zor bir galibiyet, ikinci maçında yeni kurulmuş bir Trabzon’a karşı kaybedilen 2 puan… “Şimdi yenemezsin, sonra çok daha zor olacaktır” diye uzaydan bile görülmektedir.
F.Bahçe yapılan zayıf hazırlık ve planlanma hataları yüzünden genel uyum rezervine ve genetik potansiyeline ulaşamamış gözükmekte. Problemin çözülmesi, yani yüklemelerin antrene potansiyelini ortaya çıkarılması, futbolcu organizmalarında inşası uyum değişiklikleri zorlama şansı ne yazıktır ki, ağırlıklı hazırlık dönemin görevidir. Maçlar başlayınca ufak tefek rötuşlar, makyajlar yapılı, ama ne kadar fayda eder başka bir meseledir.
F.Bahçe’nin aralık ayına kadar takımın anlık uyum rezervi ile yüklemelerin antrene potansiyeli arasında o bağı çözmesi gerekecek.

Asıl ocak ayında sağlam temel atması için…

19 Eylül 2014 Cuma

FUTBOL HAKEM ANTRENMANI




LİG’lerimiz henüz yeni start aldı, ama daha şimdiden hakemlerin aleyhine çatlak sesler yükselmeye başladı. İlerleyen haftalarda neler olacak tahmin edilmesi çok zor iş olmasa gerek…
Hakemlerimizin daha iyi performansı için, haftada bir ve iki maçlık ayarına göre antrenman planı hazırladık. Şimdi tam zamanıdır, diye düşünmekteyiz.

Haftada 1 maçı olan program:

Pazartesi- maçtan sonra yenileme antrenmanı, hafif kondisyon, yüzme veya bisiklet. Olanak ve vakit yoksa –sadece 30’ jok.

Salı- Isınma- 25’   20 metrelik koşular (git-gel) + 10 saniyelik yürüyüş şu şekilde:
2x14 saniyelik git-gel (20-er metre)
2x12 saniyelik   ‘’    ‘’        ‘’
4x10    ‘’                ‘’     ‘’       ‘’
6x 9     ‘’                  ‘’     ‘’      ‘’
8x 8     ‘’                  ‘’      ‘’      ‘’
Toplam- 22 kez
Dinlenme 7.30 dakika ve bir kez daha tekrarlanır

Çarşamba- Dinlenme

Perşembe- 25’ ısınma
Süratte devamlılık antrenmanı- 
20’’ koşu+ 10’’ jok
30’’ koşu + 20’’ jok
40’’ koşu + 30’’ jok
60’’ koşu + 60’’ jok
40’’ koşu + 30’’ jok
20’’ koşu
 7.30’ dinlenme ve tekrar

Cuma- Dinlenme
Cumartesi- 25’ ısınma
Deparlar- 5x10m.+4x15m.3x30m.+5x10m.
Pazar- Maç

Haftada 2 maça göre program:

Pazartesi= Perşembe günü süratte devamlılık antrenmanı
Salı- Dinlenme
Çarşamba= Cumartesi deparlar antrenmanı
Perşembe-Maç
Cuma- Dinlenme
Cumartesi= Cumartesi deparlar antrenmanı
Pazar-Maç
Hakemlerimiz bunun dışında, haftada 1-2 defa fitness salonunda yerle temasını sağlayan ayak bileklerini  güçlendirme hareketleri yapmalarını tavsiye etmekteyiz. Ayrıca, kan değerlerini her ay kontrol edip, muhtemel düşük veriler varsa, gereken tedbirleri almalılar. Maç boyunca koşabilmeleri için, özellikle Hemoglobin değerleri yüksek olmaları gerekir. Kırmızı yuvarlar yıkımından dolayı, uygun gıda rejimine bir an önce girmeleri, isabet olacaktır.


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

17 Eylül 2014 Çarşamba

AĞIR ÇEKİM FUTBOL

Ağır çekim futbol

Ertan Hatipoğlu

Ligde 2. hafta tamamlanırken, herkesin gözüne ağır, yavaş oynanan futbol çarpmakta. Sanki 1950 yıllarına o siyah-beyaz çekimlerde oynanan futbola geri dönmüş, çabuk ataklara, tek ayak paslara karşı alerjimiz olmuştu. O kadar net bir manzara oluştu ki, başta Şansal Büyüka kendi programında Mustafa Hoca’ya defalarca sordu, sordu…
Yavaş oynanan futbolun işlevsel, biyokimyasal ve taktiksel nedenleri vardır.
İşlevsel nedeni; takımın anaerobik eşik kapasitesinin düşük olmasıdır. Anaerobik kapasite kısa süreli, oksijensiz, maksimal ve supramaksimal fiziksel çalışmalarda kasların işe adapte olabilme kapasitesidir. Başka deyişle, süratte devamlılık niteliğinin düşük seviyelerde olması.
Düşük olması takım çalıştırıcılarının yaptıkları iki temel hatadan kaynaklanmaktadır. Birincisi genel dayanıklılık, yani aerobik (oksijenli) çalışmaların sadece hazlık başı yapılması ve o çalışmalarda 3 temel yükleme seviyesini tam bilmeden, yanlış antrenmanlardan oluşmaktadır. Ayrıca bu niteliğin küçümsenmesi, yüksek seviyesinin değeri bilinmemektedir. Aerobik seviyesi düşük takımın anaerobik değerleri yüksek olamaz! Bu iki oluşum birbirine bağlı, et ve tırnak gibidir.
İkinci sebep, süratte devamlılık niteliğinin çalışma prensipleri ve metodolojik hatalardır. Bundan dolayı, takımların bu konuda istikrarsız oynaması gözlenmektedir.
Biyokimya bölümüne gelince… Futbolcularımızın kan değerlerinin bazı oluşumlarının düşük olması problemin diğer tarafıdır. Basur, kan sızması (kaybı), parazit, yanlış beslenme gibi nedenlerden dolayı Hemoglobin seviyesi yetersiz olup, kaslara gereken oksijen gidememektedir. Bu gibi sebepleri tespit edip, bir an önce özellikle Hemoglobin seviyesini yükseltme trendine girmesi gerekir.
Yoksa, 2. yarılarda ve özellikle yüksek rakımlı deplasmanlarda zor anlar yaşanır. Bu konu o kadar önemli olmuş ki, dünyanın önde giden takımlarının hocaları, artık her hafta maçlardan önce takımın kan manzarasını masasının üstünde istiyor, takımı Hemoglobin seviyesine göre şekillendiriliyor.
Taktiksel neden olarak… Daha atletik takıma karşı çabuk oynarsan dezavantaj olur, kaybetme ihtimalin artar. Bundan dolayı yavaş yavaş atağı kalkar, topa daha fazla sahip olmayı tercih edersiniz. İzlanda maçı bunun bariz örneğidir. Basket takımımızın ABD karşısında oynadığı taktiği de örnek olarak verebiliriz.

Son olarak, tribündeki seyircinin az olması takımlarımızın performansını olumsuz etkilemektedir. Seyirci bir ‘’köfte porsiyonun garnitürüdür’’… Garnitür önemli ama köftelerin kalitesi ve özellikle pişmesi daha önemlidir!

En okunanlar