2 Temmuz 2017 Pazar
KOŞU BANDI MI, DIŞARIDA KOŞU MU?
Bu soru epey zaman, koşucu olan olmayan, profesyonel veya sağlık, zayıflamak amacı ile koşanların kafalarını kurcalayan bir konudur. Koşu bandı gerçekten dış etkenlerde koşanlar için iyi bir alternatiftir. Zamanı olmayanlara, kötü hava şartlarda koşu bandı kaçınılmaz bir tercihtir. Ayni zamanda fakat, koşunun ustaları için her zaman koşucuların ''serası''kalacaktır...
Koşu bandın artılarına göz atılırsa, insanlar için çok iyi bir antrenman aracıdır. Aleti eve, televizyon karşısına yerleştirilirse, hem zaman problemi çözülür, hem TV izleyerek, çalışmaya renk katılmaktadır. Koşu bantların son modellerin zeminleri yumuşak, ayak bileği, diz ve diğer bağlarda problemlere karşı ''tedbirlidir'' Yerle temasta kaybedilen kırmızı yuvarlar minimuma indirilmiş, üretici firmalar bantların yüklemelerin 60% kadar kendileri ''söndürdüklerini'' beyan etmekteler. Hemoglobin değerleri açısından son derece önemli bir oran!
Koşu bantları çok işlevseldir. Koşu sürati istenilen zaman kontrollü arttırılır veya düşürülür. Koşulan mesafe, atılan adım sayısı, her an nabız verileri, harcanan kaloriler göz önündedir. Ayrıca, sanki engebeli parkurda ayarlanabilen programlar var. Derin kar, sel, çok soğuk veya sıcak havalarda keyifle koşu programı takip edilir, aksatmadan, vicdan azabı çekilmeden, mutluluk hormonları salgılanır. Kas, kan, solunum sistemlere ve metabolik süreçlere etkisi dışarıdaki koşanlardan fazla fark olmadığı kesindir. Kesintiye uğramayan, sistemli koşu bandı çalışma ile, sağlık, dayanıklılık, incelmek gibi konularda dışarıda koşanlardan daha geride olunmayacak, bu da kesindir.
Eksilerine gelince, koşu bandı, dışarı, doğa ile kıyasta, fazla düzdür. Özellikle yarışlara hazırlananlar için fazla konfor ve düz zemin profesyonel koşucuların lehine değildir. Ayrıca, yan ve karşı rüzgarın olmayışı, alttan kendiliğinden dönen bir bant, koşu tekniğini de etkilemektedir. Dışarılarda koşanların gövdeleri, ''evde''koşanlara göre, daha ileriye eğiktir. Kısacası, profesyoneller koşu bandı koşanlara bundan dolayı ''sera koşucuları'' derler. Derler ama, kötü havalarda, bazen çeşitleme için kondisyon merkezlerin yolunu tutarlar...
Ertan Hatipoğlu
21 Haziran 2017 Çarşamba
FUTBOLDA TURİSTİK SEYAHATLER GİBİ HAZIRLIKLAR
2017-2018 sezon hazırlıkları başlamak üzereyken, Süper Ligimizde yer alan bir çok takım hazırlık kamp modelini açıklamış, tasarlanan maçlarını büyük ölçüde, tarihi ve rakipleri ile belirtmiştir. Her sezon başı olduğu gibi takımlarımız hazırlanmak için kamplara girecek, çok önemli olan genel hazırlık dönemin hakkını vermeye çalışacaktır. Ne de olsa temel önemlidir ve daha sonraki form tutmalarına bir araç oluştururken, kaliteli ve bilimsel geçmesi gerekir.
Takımlarımıza genel bir bakış ile bakıldığında, ilk göze çarpan, yanlış kamp sürelidir. Özellikle yüksek rakımlarda kalma sürelerinde eksiklikler gözlenirken, Ligimizin ilk sezon maçları için, uyum açısından, geç dönmeler planlanmaktadır. Bazı takımlar ise, yüksek rakım ''silahına''hiç bulaşmayı düşünmemiş, Temmuz sıcaklarını genelde Avrupa'da atlatmaya düşünmüşlerdir...Daha kolay, ama başarı ''faizi''düşük bir seçenektir.
Hazırlık maç tarihlerinde durum daha da kötü görünmektedir. Kim nerede, ne zaman kimi bulmuş gibi, sadece maç miktarlarını düşünerek planlanmış, adeta pata-küte usulü ile, hareket edilmiştir. Genelde yapılan hatalar yüksek rakım kampına gidiş ve dönüş tarihlerinde tasarlanan hazırlık maçlarıdır. Takımların fizyolojik uyum süreci hiçe sayılmış, o günlerde maçlar oynatarak, hem futbolcu sağlığı ile oynanmış, hem moral bozan mağlubiyetlere davetiye çıkarılmıştır. Yetersiz hazırlık olmadan, acelece ilk hazırlık maçlar oynatarak, sakatlıklara resmen ''buyurun!''denilmiştir.
Kısacası, hazırlık modelleri açısından durum budur, ama günlük, haftalık antrenman planlarına girilirse, korkarız manzara çok daha kötü olacaktır. TFF acilen bu konularda tedbir almalı, antrenman bilgisi, planlanma, futbolcu form grafikleri ve toparlanma gibi önemli konularda katkı yapacak yabancı veya yerli uzmanları devreye sokmalıdır. Kulüpler bu gibi konulara daha fazla kafa yormalı, turistik seyahatler gibi hazırlık modellerden bir an önce vazgeçmeliler.
Yoksa, daha çok bahaneler üretip, hedeflerden uzak kalırız!
Ertan Hatipoğlu
7 Haziran 2017 Çarşamba
ARDA VE USLU DURMAYANLARA
Arda Turan olayı doğal olarak, sadece spor camiasını değil,
tüm ülkemizi rahatsız etti. Çocuklarımızın idolü kendinden geçmiş, babası
yaşında bir başka kamu görevi yapana saldırmış, küfürler ederek, darp etmiştir.
Dünya sporunda benzer suç olayları, özellikle yıldızlar
denilen sporcular arasında korkunç boyutlara ulaşmıştır. Bir çok vaka gizli
kaldığı düşünülürse, aysbergin sadece görünen kısmı kalmaktadır.
Bir kere yıldız sporcu olmak, diğerlerden bir çok konuda
farklı olmak demektir. Malum, sıradan insan büyük sporcu olamaz. Onları farklı
kılan hem psikolojik, hem de biyolojik faktörlerdir. Mesela, testosteron
oranları normal insanlardan biraz daha yüksek olması, onların uslu durmasını
engellemektir. Maddi güç ve ‘’hayırlı dostlar’’ faktörler fazla testosteron ile
harmanlanınca, cesaret artar ve olanlar olur. Futbolda vergi kaçıran, tecavüz
edenler, rakibini ısıranlar, kafa atanlardan çok ne var ki? Basketbolda
dolandırıcılık, seyirci tokatlamalar, gasplar ve daha neler, neler…Mücadele
sporlarında mafyalaşma ve suç çeteleri, atletizmde-rüşvet, diğerlerini
kandırma, paralimpikte bile-cinayet! Bunlar sadece ilk aklımıza gelenlerdir.
Biyolojik faktörlere fazla müdahale edilemeyeceğine göre,
psikolojik olarak olayı çözmek gerekir. Çevre ve ailevi faktörler çok önemli
olduklarını vurgulamakla birlikte, fazla değişmez diye, üzülerek altını
çizmekteyiz. Psikolojik destek, elimizde kalan tek opsiyondur. İyi bir psikolog
Arda Turan ve benzer vakaları çok kolay çözer. Öyle de, Federer az bir yıldız
mı? Ama onu yöneten, imajını parlatan tam bir ordu uzmanlar var. Bunların
arasında 72 yaşındaki spor mentörü Tony Roche…
Yeniden Amerika’yı keşfetmeye ne gerek var?
Ertan Hatipoğlu
3 Haziran 2017 Cumartesi
SICAKTA NASIL KOŞULUR?
Koşucular arasında, özellikle sıcak havalarda
‘’canın su istemese de, iç!’’ yazılmayan kural vardır. Bu gibi yanlış eylemler bir çok maratoncunun yarışmasını terk etmeye neden olmuştur. Sebebi
ise, fazladan tüketilen su yüzünden vücudun sodyum dengesini bozulmasıdır.
Tıpta bu olaya ‘’hiponatrimia’’ derler…
Sıcak havalarda tabi ki, su içme frenlemesini düşünmemek
gerekir. Özellikle uzun koşu antrenmanı varsa, terleme ile birlikte mineraller,
tuz ve birçok vücuda gereken faydalı maddeler gidecektir.
Kısacası-koşu esnasında canınız istediği kadar su
tüketmelisiniz!
30 derece cıvarında antrenmanlara son derece dikkatli
yapılmalı, yoğunluk yine o kadar dikkatli yükseltilmeli. Sıcak havalarda yüksek
olmayan yoğunluk antrenmanlarda bile nabız her zaman ortalamadan en-az 10
vuruş/dak. yüksek olacaktır. Bundan dolayı, her türlü denemeler, yüksek tempolu
antrenmanlar kalp çalışmasında problemler yaratabilir. Koşuda en –ufak bir
zorlanma, ağırlaşma hissedildiği zaman, hemen tempoyu indirip, bir alt viteste
devam edilmeli.
Üzerinizde her zaman açık renkli koşu forması, şapka
olmalıdır. Aksi takdirde, güneş çarpmasının arzulanan ‘’müşterisi’’olursunuz!
Ayakkabılar bir numara büyük olmalı. Sıcak havalarda koşmak sık sık ayak
şişmesine neden olmaktadır.
Günün sıcak saatlerinden uzak durulmalı. 13-18 saatler
arasında sadece az yüklemeli antrenman yapılır. Sabah, erken veya akşam, 19-20
arasında koşmaya en-uygun saatlerdir. Daha geç saatlerde, akşam uykusunu bozduğu
için tavsiye edilmemektedir.
Her zaman yanında bir şişe izotonik sıvı olmalı, sık sık
içilmelidir. L-carnitin gibi maddelerden uzak durulur. Sıcak havalarda kahve ve
benzerleri diyoretik etkilerinden
dolayı gözümüz görmemeli.
Antrenmandan sora buz küvete girmeye unutmayın!
Ertan Hatipoğlu
30 Mayıs 2017 Salı
FUTBOLCULAR'IN TATİLDE YAPACAKLARI…
Futbol liglerimizin tatiline birkaç gün kaldı. Kilo almamak
ve antrenmanlı kalmak için ne yapılmalı, yapılmamalılara bakalım!
Tatil boyunca yapılacak ilk iş, her sabah kahvaltıdan önce
10-15 dakikalık ısınma olacaktır. Tabi, ilk önce bir bardak su içmeyi
unutmamalı.Isınma metabolizmayı hızlandırırken, kasları kamçılar. Hafif ip
atlamalar Jimnastik, hafif esnetme…Sonunda sıcak-soğuk, kontrast duş. O kadar!
Kahvaltıda tatlı tüketilirken, ilerleyen saatlerde, net olarak
uzak durulur. Genelde, tatil ortamda futbolcular kalorili yemeklere yenik
düşerken kilolar alınmaktadır. İrade nitelikler devreye girmeli, gün boyunca
meşguliyetler bulunmalıdır. Karbonhidratlar sabah ve öğlen, akşam protein ve
sebzeler tüketilmeli. Akşam uykuya mide hafif girilmeli, hafif aç hissi ile
yatılır. Alışmak için 2-3 gün irade yeterlidir…
Deniz kenarında 1 saat güneşte yatmadan sonra 30 dakikalık
aktivite uygulanır. Yüzme, plaj voleybol, yürüyüş, spinning ile balık tutma…Palet
ve deniz gözlükler daima yanınızda olmalı. Zıpkın balık avı veya su altı
fotoğraf çekme zevki ve hobisi olanlara bu yazının büyük bölümü gereksizdir…
Fitnes salonlarda fazla zaman ayırmadan, kısa, ama yoğun
antrenman yapılır.
Bacaklar için çömelmeler (20-er tekrar), bel ve sırt için
ters mekikler-15-er tekrar), karın bölgesi için 1-2 dakikalık planklar. Göğüs
ve omuzlar için dar ve geniş bençler…
Kardiyo olarak
börpi (15-er tekrar) yeterli olacaktır. Tüm bu hareketleri dairesel
olarak kullanılırken, aralar 20 saniye geçmemeli. Daireler arasında tabi ki,
3-4 dakika dinlendikten sonra bir sonraki daireye geçilir.Bir birim antrenmanda
6-8 tur atılır.
Tatil boyunca 3-4 kez masaja gidilmelidir. Masaj kasları
toparlarken, sporcunun moralini de yüksek tutar. Sezon boyu geçen veya süren
sakatlıklar varsa, tekrarlanmaması için gerekenler yapılmalı, iyice
iyileştirmeli. Kasıklar, arka uylık ve ayak bilekler bölgelerini hem esnek, hem de güçlü tutulmalıdır.
Ertan Hatipoğlu
24 Mayıs 2017 Çarşamba
YENİ KOŞUCULAR'IN GIDA TAKVİYELERİ
Antrenman, her
gün için gıda takviyeler ile yarışlarınki arasında fark vardır. Koşucuların ilk
vazifeleri kendi vucütlarini toparlanmayı ve uyumu sağlayan maddeler ile
doyurmaktır. Yarışlar için ise, enerji depolarını yeterince doldurmak ve vücudu
sıvısız bırakmamaktır.
Günlük
tüketilmesi gerekenlerin başında tabi ki, protein gelmektedir. Antrenmanlar
sonrası kasların toparlanması için gereklidir. Haftalık antrenman saati 15-16
fazla ise, günlük kg. başına 0.7 gr. proteine ihtiyaç vardır. 60 kg. bir
koşucunun günlük ihtiyacı 42 gram olacaktır. Haftalık antrenman saati 10-12 az
ise, protein takviyeye gerek yoktur. Tüketilen gıdalar bu ihtiyacı
karşılamaktadır.
BCAA aminoasitler
kas kütlesinin kaybolmasını ve liflerin aşılanmasını önlemektedir. Kullanım
miktarı ambalajlarda gösterilmiştir. Haftalık 10-12 saatten az çalışılmalarda,
muz tüketmesi yeterli olacaktır.
Vitamin
kompleksler vücudu faydalı maddeler ile doyururlar. Özellikle vitamin-mineral
karışımlar koşucuların ilk tercihleridir.
İzotonikler
koşucuların antrenman süreçlerinde en-kullandıkları maddelerdir. Su-tuz
dengesinden sorunlu, asit-baz dengesini korumakla görevliler. Bitmedi,
izotonikler glikojen depolarını doldururken, elektrolit seviyesini korurlar.
Böylece, hemen hemen tüm vücut
sistemlerin çalışmasında koordinasyonu sağlayan besinler mevcut olur. Hazır
izotonik satın alınabilirken, sporcular kendileri de yapabilmektedir. Normal
suya deniz tuzu ilave edip, bal ve taze sıkılmış portakal suyu katılır.
Enerji barlar
uzun koşuların yakıtıdır. Özellikle vegan koşucuların son zamanların
tercihidir.
Enerji jeller
glikozun sentetik türevidir. Bağırsak reaksiyonlardan korkularından dolayı bir
çok koşucu onlardan uzak durmaktadır. Onlar yerine çocuk mamaları
kullanmaktalar. Maalesef, etki açısından ikisi kıyas bile edilemez. Enerji
jeller 80-li yıllardan beri kendini ispat etmiş bir takviyedir.
Tuz tabletleri
vücutta tuz rezervlerini doldururken, dehidrasiyon sürecini yavaşlatırlar.
Magnezyum katılırsa, kramplar da önlenmiş olur.
Bir çok koşucu ultra
uzun yarışmalarda taze meyve kullanır. Muz ve portakallar en-tercih
edilenlerdir. Nedeni belli...
Ertan Hatipoğlu
23 Nisan 2017 Pazar
KOŞU GÜCÜ
Bisiklet sporunda sürüş gücünü ölçmek hit olmuşken, koşucularda daha yeni
yeni kullanmaya başlandı sayılır. Ölçüm
cihazı antrenman sırasında bir çok fiziksel bileşen analiz edilmesine fırsat
vermektedir.
Nedir bu cihaz ve koşu gücünü nasıl ölçmektedir?
Cihaz koşu gücünü WATT olarak ölçmektedir. Watt- 1 kg.
kütleyi 1 saniyede 1m. taşıması demektir. Kısacası, belli zamanda ne kadar iş
yapılıyor, anlamına gelmektedir. Ölçümler ayakkabı veya göğüse, nabız ölçer
prensibi gibi, yerleşen sensörlerin yardımı ile gerçekleşmektedir. Göğüse
yerleşenler kullanılan kas gücü hakkında bilgi verirken, ayakkabıda olanlar
yerle temas, itiş gücünü ölçmektedir.
Nasıl ve neden kullanılır?
Koşu gücünü ölçüp, koşu tekniği ile enerji kaybı oranları
net görülür. Ayrıca koşu ritminizi, örneğin 180 adım/dak. 190-a arttırılırsa
enerji sarfiyatı nasıl etkileniyor, rahatça görünmektedir. Çok dalgalı,
yukarı-aşağı koşanlar daha yataya geçebilir, nabız ve ritim denkleştirmesini kolayca bulabilirler.
Cihazların objektif olmaları bir başka önemli
nitelikleridir. Kullanılan güç ve uğraşın o anki verileri net çıkmaktadır. Nem,
ısı, koşu profili, rüzgar tüm bunlar nabzı etkilemektir, ama bu cihazlarla her
zaman objektif olunur. Süper bir antrenman arkadaşıdır.
Özellikle maraton ve benzer yarışlarda cihaz güncellenerek
sporcuya değişik parkur aşamalarında tempo ‘’tavsiye’’ ederek, hedeflere daha
kolay ulaştırmaktadır.
Tüm bunlara rağmen, sadece bir ölçüm cihazı olduğunu,
kullanmadan önce nasıl ve neden kullanacağınızı netleştirmenizde fayda var. Onu
ayrı bir stres etkene dönüştürmeyin!
Ertan Hatipoğlu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
En okunanlar
-
Yaz yaklaşırken birçok insan fiziksel olarak iyi görünmek ister. Büyük oranı bunu ...
-
Elit sporda buz banyosu (Ice Bath), Cryoterapy veya soğuk tedavi(Coldterapy) olarak bilinir. Özellikle uzun koşulardan ...
-
Bu tür sorular, özellikle koşuya yeni başlayanların kafalarını kurcalamakta. İlerleyenlerin de hataları yok değildir…Tüm ...
-
Özellikle 2. yarı hazırlık kamplarında futbol hocaların başvurdukları bir antrenman türüdür. Avrupa kulüplerinde son gün...
-
Her şey Copa America’dan hemen önce başladı. Mayıs ayı sonu Brezilya Milli takımı Teknik ...
-
DOPİNG kelimesi sporda son zamanlarda en-kullanılan, moda olan kelimedir. Sporda derken, futbol ...
-
Biz problemleri sadece antrenman-eğitim açısından tespit etmeye gayret göstermekteyiz. Orası en-önemli, neticeleri d...
-
Koşucular arasında, özellikle sıcak havalarda ‘’canın su istemese de, iç!’’ yazılmayan kural vardır. Bu gib...
-
Fenerbahçe takımın şampiyon hocası Ersun Yanal antrenman bilimin nimetlerini uygulamaya devam ederken, futbolda d...