28 Eylül 2016 Çarşamba

UYGUN KOŞU RİTMİ NASIL BULUNUR?











Koşu ritmi veya Afrika dilleri ile adı‘’kadens’’, koşunun 1 dakikada yapılan adım sayısıdır. Ritmimiz yüksek olması, daha çabuk ve pürüzsüz koşma ihtimalimizi arttırır..
Ritim denilince, akla gelen 180 rakamdır. Bu rakam koşu ile ilgili bir çok yazılan, çizilenlerde mevcuttur. Nereden geldi, çok mu önemli, bakalım!

Geçen yüz yılın 80-li yılarında bir çok üst düzey antrenör ayni  düşünmekteydi. Onlar için elit mesafecilerin ritmi ortalama dakikada 180 adım çıvarındaydı. Onlara göre, daha az olanı makbul değil, ancak 180 ile, uygun itiş ile ileri koşulur, düşünülmekteydi. Elit olmak isteyen her mesafesi bu ritme ayak uydurması gerekiyordu.

Koşunun temposu adım sayısına bağlıdır, profesyoneller bile 10.000m. koşarken daha düşük tempo koşmaları için dakikada 30 çıvarında daha az adım atmaktadır.
Dakikada en-azından 180 adım atılması için frekans çalışması kaçınılmazdır. Nasıl yapılır?

İlk önce değişik mesafelerde kendi ritminizi belirlemeniz gerekecektir. Daha sonra, uygun koşu parkurunda gittikçe artan tempo ile ısınmaya başlayın! 3.-4. Kilometreden sonra kendi temponuzu yakalarken, 30 saniyede attığınız adım sayısını sayın ve 2 ile çarpın! Ayni işlemi 10, yarı ve maraton koşu temponuza uygulayın. Dinlendirici jok temponuzun dakikada adım sayısını bilmeniz de önemlidir. Yukarıdaki işlemi stat(tur) ortamında da değişik mesafelerde yapılabilir.

Koştuğunuz mesafelerin tempo verilerini tespit ettikten sonra, sıra yeni hedeflerin belirlemesine gelmektedir. Yeni hedefler daima 5% fazla olmalıdır! Bize göre, bu hedef koşunuzun teknik ve konforunu artıracaktır. Örneğin mevcut durum 165 ise, yeni hedef  173 adım olacaktır.
Kendi ritminizi ve hedeflerinizde zorluk çekiyorsanız, telefon uygulamaları mevcuttur. Koşu temponuzu arttırmak için bazen hafif yokuş aşağı koşmanız iyi gelecektir. En-önemlisi, artırmaya çalışırken acele edilmemesidir! Bazen haftalarca ayni yerde kalmayı normal görmelisiniz. Bacaklarınız kendileri istemesi gerekir.

Zaman zaman 5 km. koşu temposu ile 30’’-1’-2’ bir çok sayıda koşular yapın! Aralarında jok ile, bir sonrakine hazır olup, adım sayınızı saymaya unutmayın!
Ayak bileklerin yere daha hafif ve az süre ile basması için, güçlendirmek  amacı ile, hafif tepeye karşı ip atlamanız(çift ve tek ayak) iyi gelecektir.


Kendi ritminiz  uygun olsun!

      Ertan Hatipoğlu

26 Eylül 2016 Pazartesi

FUTBOLDA İTME KIZAK ÇALIŞMASI










Futbolcuların fiziksel niteliklerini yükseltmek her antrenörün önde gelen vazifesidir.Bu amaçla yapılan çalışmalarda, son yıllarda fazla çeşitleme gözetlenmektedir. Takım kondisyonerlerin başvurdukları çalışma metotları atletizm ve jimnastik gibi temel sporların hazinelerinden alınmaktadır. Oralardan alınan çalışmalar anatomik analizler doğrultusunda, futbolculara da faydalı olmaktadır.

Kızak itme çalışması böyle, hem ilginç, hem heyecan katan bir aktivitedir. Genelde çim sahanın üzerinde, ama toprak, patika, tartan, kısacası her yerde yapılır. Aletin kendisi 3-4 kg ağırlığı geçmezken, ilave disklerle, zemine, çalışanların seviyesi ve çalışma amacına göre, istenilen kiloya ulaşılabilir. Sporcu kendi elleri ile, öne eğik pozisyonda kızağı iterek ilerler.

Kızak itme çalışmasının en-önemli faydası, koşuyu temsil eden temel kas grupların güçlenmesidir. Öne eğik pozisyondan dolayı, Gluteus kas grupları çok aktif çalışmak zorundadır. Onlarla birlikte Quadriceps Femoris ve Kalf'ler de aktif rolleri üstlenmekteler. Aktivite sırasında vücudun hemen, hemen tüm kasları en-azından mobilize durumda olmak zorundadır. Karın, omuz, sırtlar izometrik rejime yakınlar. Çalışmanın temel amacı sürat ve özellikle deparı yükseltmek, futbolcuların maç boyunca hem fazla, hem de daha hızlı deparlar attırmaktır.

Genelde çalışmalarda 10x20-30m. 2’ ara ile yaptırılır, ama kontrast metodu ilave edilerek, daha iyi neticelere, bambaşka boyutlara ulaşılabilmektir. Kontrast metodunda, genelde 12x30m. bir boşta,  bir iterek şeklinde uygulanmaktadır. Dinlenme araları yine 2’-3’ civarındadır. İlerleyen çalışmalarda seri metoduna geçilerek  3(5x30m) daha fazla depar çalışma fırsatı bulunur. Burada koşular arası dinlenmeler ayni kalırken, seriler arası dinlenme süreci 5’ bulmaktadır.

Futbolda fakat, amaç sadece deparı yükseltmek değil, ayni zamanda sürat-kuvvet devamlılığı da ileriye taşımak olduğundan, 10x30m. 1,5’(bir buçuk dakika!) ile kontrast metodu kullanarak yapılmaktadır. Bu çalışmada ilk 4-5 deparda sürat arttırırken, daha sonraki deparlarda kuvvet fonun üzerine süratte devamlılık aranmaktadır. Daha uzun mesafe itmelerde neredeyse sadece devamlılık terbiye edildiğinden, futbolda kullanım bulunmamaktadır.

Bir takımın çalışması için 2 kızak yeteridir. Takım dörde ayrılır ve 2-er gruplar şeklinde, karşılıklı iki kızak ile, belirlenen sürelerde çalışmalar yapilmaktadır.
Çok ilginç, heyecanlı, ferdi vazifeleri güden, tam bir ekip çalışmasıdır.


Şiddetle tavsiye edilmektedir!

       Ertan Hatipoğlu

24 Eylül 2016 Cumartesi

FUTBOL'DA DOPİNG KONTROL NASIL YAPILIR?

                         






DOPİNG kelimesi sporda son zamanlarda en-kullanılan, moda olan kelimedir. Sporda derken, futbol spor olarak, bu konuda biraz uzak kalma bir yanı vardır. En-azından, büyük skandallardan kendini uzak tutarken, futbolcuların maç sonrası kontrole girdiklerini öylesine, rutin belirtilmektedir.

Şampiyonlar Liginde takımların ani doping kontrole tabi tutuldukları haberleri bile, kimsenin umurunda olmamaktadır.

Futbolda doping kontrol hakkında bilgili olanlar azınlıkta oldukları, bir gerçektir. Bir çok taraftar için böyle bir kontrol, neredeyse UEFA futbolculardan şüphe ediyor, zannedilmektedir. Aslında neler oluyor?

Doping kontrol denilince, ilk akla gelen UEFA-nın kontrolü gerçekleştiren memurlarıdır. 40 adet denetçi federasyona bağlı, WADA kontrolünde çalışmaktadır.

Futbolda iki temel doping kontrol türü yapılmaktadır. İn competition testing (ICT)-müsabaka içi (sonra) ve Out of competition testing (OOCT)-müsabaka dışı olarak gerçekleşmektedir. Geniş kitle için birinci tür çok daha tanıdık, ikincisi ise,  antrenman sürecinde, ani olarak yapılmaktadır.
ICT maçlardan sonra, kural olarak her takımdan kura sonucu 2-er futbolcu alınmaktadır. Kura maçın devre arasında çekilirken, belirlenen 2-er kesin ve daha 2-er ‘’yedek’’futbolcu numaraları şeffaf olmayan zarfa konulur. Zarflar tam maçın 75 dakikasında açılırken, kurada çıkan futbolcuların soyunma odalarına girmelerine izin verilmemektedir. Onlar doping evraklarına imza atarak, doğru özel odaya yetkili kişilerle gitmekteler.
Böylece, süreç başlamış olur. Eğer, herhangi belirlenen futbolcunun başına sakatlık veya başka bir sağlık problemi çıkmış ve hastaneye gitmesi gerekiyor ise, karar UEFA doping kontrol yetkilinin elindedir. Bundan dolayı bu yetkililer Doktordur! Kontrole giren her futbolcu  en-az 90 ml idrar vermesi gerekir.Bundan 60ml A, 30ml B numunesine ayrılıyor.
Kontrol görevlileri erkek futbolculara-erkek, kadın sporculara ise, kesinlikle kadındır!

OOCT resmi maçlar dışında, antrenman sürecinde yapılır. Şampiyonlar Liginde grup aşamasında olan her takım en-az 1 mecburi OOCT tutulmaktadır. Pazartesi günü 19.09 UEFA yetkilileri BJK Nevzat Demir tesislerine gelmiş, takımdan 10 futbolcuyu teste tutmuştur (target group). Herhangi bir nedenle antrenmana katılmayan, ama teste tutulması gereken futbolcu, en geç 1 saate kadar tesislere gelmek zorundadır!
OOCT hem idrar, hemde kan alınabilir. Sadece idrar kontrolü ise 2, kan da alınırsa 3 görevli olmaktadır. Eskiden görevliler antrenman başladıktan 1 saat sonra kendilerini tanıtırlar, süreci antrenman sonu başlatırlardı, şimdi ise, antrenmandan 1 saat 45 dakika önce bunu yaparlar ve antrenman başlayana kadar işini bitirmeye hedeflemekteler.

Avrupa ve Şampiyonlar liglerin ön eleme maçlarında sadece ICT uygulanır. Grup aşamasına, her maçtan sonra doping kontrol yapılması mecburi değildir. Avrupa liginde OOCT prensip olarak yapılmaz, ama UEFA isterse her an herkese yaptırabilmektedir. FİFA ve UEFA sisteminde her takım fiilen her zaman yoklanabilir. Geçen yıl hiç Avrupa turnuvalara katılmayan Rostov takımına ani doping kontrol uygulanmıştı…


Doping görevliler  her ülkede, kendileri otel ve oto aracı temin etmekteler. Yerel federasyondan bırakın yardımı, selam bile istemezler. Her şey gizlilik içinde yapılmaktadır. Alınan numuneler kargo ile değil, uçakta elde taşınmaktadır. 48 saatin içinde numuneler gereken laboratuvarlara ulaşmak zorundadır. Kan örnekleri özel buz konteynerler ile gider. Doping görevlileri her zaman özel UEFA elbiseleri ile görev yapmakta, sivil giysi yasaktır.

Resmi konuşulan ve geçerli dil İngilizcedir.

  Ertan Hatipoğlu

19 Eylül 2016 Pazartesi

SPORDA SOĞUK SAVAŞ DAHA NE KADAR SÜRER?







Fancy Bears, Ruslardan oluşan bir internet hacker grubudur.Kısa bir zaman önce, daha kimselerden tahmin edilmeyen, bir çok şampiyon hakkında şok bilgileri tüm Dünya’ya yaymaya başladı. Daha doğrusu, bilinen, fakat boyutu ve çarpıcı ayrıntıları bilinmeyen bilgiler…

Bu yayınlar Rusların intikam hareketi olarak görülmesine rağmen, her soğuk savaşta gibi, inkar ilk başvurulan bir gerçek olduğunu hatırlatmaktı. Ağırlıklı olarak, USA ve Britanya’lı sporcuların ‘’kirli çamaşırları’’ ortaya atılmış, doğal ise, neden sakladınız, sorular havada uçuşmaktaydı. Rusya devlet Başkanı Putin bile olaya dahil olmuş, o da haklı olarak bir çok sorulara, çifte standartlara parmak basmaktaydı.

IOC Rus sporcuların büyük bölümü, Paralimpiklerin tamamen Rio’dan atması, bugün gelinen noktanın bir evresiydi. Aynen soğuk savaşta gibi, karşı hamle gecikmiyor, bu sefer karşı taraf zarar görmekteydi.

Şimdi herkesin kafasında bu durum ne kadar daha devam edecek sorusu dolaşmaktadır? Bunu anlamak için yıllar önce, gerçek soğuk savaş yıllarına dönmemiz yeterli olacaktır. Her iki taraf  biri silah endüstrisinde, ekonomik göstergelerde problem yaşayıp, diz çökmedikçe, soğuk savaş devam edecektir. Yeni hamlelerden sonra yenileri gelecek, her iki taraf, diğerinden üstün olmaya, Dünya sporuna egemen olmaya çalışacaktır. İlerleyen aşamalarda yeni ittifaklar, her iki tarafa dahil olmaya devam edecek, çok daha şiddetli hamlelerin gelmesi kaçınılmaz olacaktır.Kısacası, bu fırtına daha sürecektir!

Karşılıklı hamleler spora daha da zarar vermeye devam edecek, politik uğruna yapılanlar spora da yaralar açtığı gibi, açmaya devam edecektir.

Biz Türkiye olarak, bu savaşta yokuz, ama yine de bu dönemi en-az zarar ile, ülke çıkarları doğrultusunda hareket etmek zorundayız. 

Aynen  siyasette gibi…

                                          Ertan Hatipoğlu

16 Eylül 2016 Cuma

OSMANLISPOR - DİKKAT ETMESİ GEREKEN AYRINTI!











Osmanlıspor bu sezonu erken mesai ile başlamış, daha tüm Türkiye’nin gözleri Euro 2016 maçlarımızdayken, onlar Gerede-Cankurtaran mevkisinde ter akıtıyorlardı. Bu erken mesainin sebebi Avrupa’da ön eleme maçlarından başkası değildi.

Başkent takımın antrenörü Mustafa Reşit Akçay, kariyeri çok başarılı olmasına rağmen, ufak-tefek basit hatalardan dolayı, tam hakkettiği yere henüz ulaşamamıştır. Basit hatalar derken, oyun içinden değil, antrenman-eğitim sürecinden bahsetmekteyiz.

Hatırlayacaksınız, 2013 yılında Mustafa Hoca Trabzonspor'un başındayken, Avrupa ligi maçı için Varşova’da 0:2 yenmişti…Ertesi sabah, takım hemen bir sonraki, bu sefer lig maçı için Ankara’ya uçtu ve 2-3 gün sonraki Gençlerbirliği maçı için kampa girmişti. Trabzonspor  özellikle 2. yarı çok kötü oynadıktan sonra 3 puan bırakmıştı…Kısacası, orada Mustafa Hoca aynen turistik acentası gibi, her iki  deplasmanı planlamış, rakım ve iklim farkı aklimatizasiyon (uyum) sürecinin kurbanı olmuştu!

Şimdi, Osmanlıspor'un fikstürüne bakıldığında, 24.09 cumartesi günü İstanbul'da Başakşehir maçları var. Maça bir gün önce gelecekleri varsayarsak, takım 23.09 tarihinde Ankara kıta iklimini ve 900m. rakımdan İstanbul’un deniz seviyesine ve iklimine girecektir.  Bir sonraki  engelleri ise Zürih’te Avrupa ligi 29.09 tarihli maçları. Takım 24 akşamı veya 25 sabahı Ankara’ya geri dönmez, İstanbul'da 2-3 kalır veya Zürih’e giderse, bir sonraki Ankara’daki ve 2.10 tarihli Fenerbahçe maçında istediği skoru alamayabilirler! Sebebi ise, Ankara’dan daha düşük rakımlarda uyuma girmek, kısacası diğer sürece, yani reaklimatizasiyona kurban gitmektir. Mustafa Reşit Akçay gibi artık kurt Hoca, takımını mümkün ise, sezon boyunca her iki uyum sürecine sokmamalı, yukarıdan aşağı gelip, vurup, hemen kaçmalı! Formul bu...

Çözüm ise, çok basit! Başakşehir maçından sonra, mümkün ise hemen, Ankara’ya geri dönmek ve 28.09  tarihinde, sabah Zürih’e uçmaktır. Son opsiyon olarak 27 akşamı da kabul görür, ama asla bu rotadan çıkılmaması gerekir! Bunu yaptıktan sonra, Zürih’ten Ankara’ya dönüş için bir kısıtlama olmayacaktır.

Ama, yine de Zürih zaferinden sonra, 1 gün orada kalmak takım için küçük ödül olacaktır!

Özellikle elit spor teferruatlarla doludur ve bunlara dikkat edilirse, hedeflere daha kolay, çabuk ulaşılacaktır.


                                                                                                    Ertan Hatipoğlu

14 Eylül 2016 Çarşamba

SPORDA SOĞUK SAVAŞ!


                                     







Rus sporcuların Rio 2016 alınmasından sonra, karşı taraf atağı gecikmedi. Kendilerini Fancy Bears olarak tanıtan bir hacker grubu, WADA gizli mesajlaşma ağına girmeyi başardı ve inanılmaz haberleri kısa zamanda tüm dünya’ya yaydı, yaymaya da devam edecekmiş.

Hacker aktivistlerin ilk kurbanları tenisin en-ünlü sporcularından, Serena ve Venüs kardeşlerdir. Serena Williams özel sağlık problemlerinden dolayı, 2010, 2014 ve 2015 yıllarında WADA izinli, oxikodon, hidromorfon, prednizon ve methilprednizolon maddeleri kullanmıştır! Tüm  yukarıdaki maddeler yasaklı listede oldukları söylemeye gerek yok, ayrıca bu tür maddeleri kullanan her hangi sporcu ne bahanesi olursa olsun, avantajlarından dolayı, sporu çoktan bırakmış olması gerekir. Gösterilen belgelere göre, izni bizzat ITF doktoru Stewart Miller tarafından verilmiştir.
Venüs’e ise, predizon, prednizolon, triamsinolon ve formoterol gibi maddelere izin çıkmıştır! Yine ayni doctor izni vermiş, kısacası Williams kardeşlerin hastalıklarına çare bulmuştur…ITF iddiaları kabul ederek, ‘’tedavi amaçlı’’ demekle yetindiler. Acaba hastalıkları olmasaydı, Williams kardeşler daha ne kadar başarılı olurdu, açıkçası insanın kafasını kurcalayan sorudur?

Fancy Bears’ın ikinci kurbanları Rio 2016  jimnastikte altın madalyalar kazanan, Simon Biles! Onun olayı da çok skandal…Olimpiyat’tan önce yasaklı madde ile pozitif çıkarken ve derhal atılması gerekirken, USA Jimnastik Federasyonu belge göstererek, alınan madde(metilfenidat!) tedavi amaçlı olduğunu iddia ederek, sporcusunu korumaktadır. Daha sonra, yapılan açıklamaya göre, Simon küçüklükten beri dikkatsizlik ve hiperaktivite sendromu yaşıyormuş! Yıllarca WADA denetimde amfetamin grubundan ilaçlar kulanmaktaymış!?

Bir başka amerikalı sporcu, Rio 2016 altına uzanabilen basketbolcu Elena Delle Donne hackerlerin hedefi olmuştur. Ağustos 2016 amfetamin ile pozitif çıktıktan sonra, gereken işlem yapılması yerine, 2014 yılından bir belge ile, WADA izinli amfetamin ve hidrokortizon maddeleri tedavi amaçlı kullanmasına izin var, diye yazmaktaymış!? Bazı kuruluşlar sporcu sağlılığını mı koruyor, madde bağlıları mı yetiştiriyor, açıkçası kafamızı kurçalayan ikinci soru olmaktadır?

İşte, bunlar dünya sporun son bombaları, estirilen soğuk savaşın rüzgarları bakalım daha neler getirecek!



                                                                                      Ertan Hatipoğlu

3 Eylül 2016 Cumartesi

QUO VADİS SPOR?

     





Olimpiyat oyunları zamanında evlenmek, taa 1964 yılında başlıyor.Tokyo 1964 Olimpiyat sırasında ünlü Bulgar jimnastikçi Nikola Prodanov ve atlet-uzuncu sevgilisi Diana Yorgova evlenme kararı almaktalar. İyi, güzel, ama Tokyo’da kilise olmadığından, Olimpiyat sembolü, 5 halkanın önünde nikah kıymak istemekteler. O zamanki IOC başkanı Avery Brundage olaya olumlu baktıktan sonra, çift evleniyor. Hatta başkan onların şahidi olmakta, Japon İmparatoru bizzat  gençleri tebrik etmektedir. O uzak yıllarda bırakın flaş haberi, olay neredeyse yılın sansasyonu olmuştur.

Özellikle son yıllarda, Olimpiyatlarda erkek kadına teklif etse, medyanın umurunda olmuyor. Bunun yerine hemcinsli evlilikleri manşet yapıp, insanların gözlerine sokmaktalar. Geri kalan haberler doping, eski numunelerin kurbanları, mutasyona uğramış atletler…Bir de tabi, sahtekar spor idarecileri. Onlardan da fazla türemiş görünmektedir. Kocaman adamlar, sahte bilet satışları, doping ile yakalanmış sporculardan rüşvet almalar, kocaman sponsorları dolandırma ile uğraş vermekteler. 2 yıla yakın bir zaman ''araştırılan'', listesi yayınlanmış, 100% belli yakalanan, ama ruşvet ile kurtulan atletler! Üstelik Rio 2016 da yarışıp, birşey olmamış gibi, yüzsüz..

Politik hedefleri uğruna sporu alet ettirenlere ne denmeli? Bu güzelim forumlarda soğuk savaş rüzgarlarını estirmeye izin verenleri ne yapalım? Kimler kimleri suçluyor, bir bakarmısınız!

Yıldız sporcu  ve  belli ülkeler vatandaşı değilsen, kısacası dekorda fon olmaya mecbur bırakılırsan, yarışı ayni çizgiden başlamazsan, katiyen sporcu olman mantıklı mı?


Bu dünya nereye gidiyor, acaba?


                                                                                                  Ertan Hatipoğlu

En okunanlar