BORUSSİA DORTMUND HİKAYESİ
Böyle sadakatlı taraftara Dünya’da kaç takım sahip ki? Takım kaybettiğinde beyaz mendil sallamayan, sırtını
dönmeyen, futbolcularına cep telefonları fırlatmayan, maçın gidişatı kötüye
gidiyorsa hemen stadı terk etmeyen, kısacası kendine gerçek ‘’12. Adam’’ gururla dedirten bir taraftar grubu…
Ayni taraftar 2005 yılında o öldürücü maddi krizinde de
takımını yalnız bırakmamıştı. Tünelde ne bir ışık, ne ses varken ve kulübün hissedarları resmen dipsiz
kuyuya paralar aktarırken, taraftarlar kombine, ürün almaya devam etmişlerdi.
Futbolcular paralarını kesintisiz alırken, kulüp direktörü Hans Vatske bedava
çalışmaktaydı. Kulübün sloganı ‘’Gerçek aşk’’ (Echte Liebe) orada kendiliğinden
doğuverdi.
Borussia için bu kötü rüya daha bir kaç yıl devam etmişti.
Vatske’nin tedavi reçetesi tutmuş, alman medyasını o zamanlar benzettiği
‘’iflaslı kumarbaz’’ bu sefer
masada başka rakam oynamıştı. Ve nihayet tren süratlenebilmiş, hatta düdük
çalmaya başlamıştı.
2008 yılında Jurgen Klopp’un gelmesiyle, çok güçlü bir motor
montajlandı ve ‘’ayak gaz
pedalından çekilmeyecek’’ vaadi yerine getirmekteydi. Klopp gençlere güvenerek,
Subotic, Götze, Levandovski, Schmelzer, Hummels, Şahin, Gündoğan gibilerine şans
tanırken, Łukasz Piszczek gibi
istenmeyen, Dede, Kel, Weidenfeller gibi üstü çizilenleri yeniden kazandırmıştı.
Yavaş-yavaş Borussia kendi masalını yazmaya başlamış,
başarıları üst-üste gelmeye mahkum etmişti. Bu durum 2013 yılına kadar devam
etti, ama bu çabuk oyuna ayak uyduracak futbolcu bulmak neredeyse imkansız
olmuş, takımın geri dörtlüsünü bir maçta beraber görmek zorlaşmıştı. Marco Reus
‘’futbol katillerin’’ hedefi
olmuş, ayak bileklerinde altı ayda dört sakatlık geçiriyordu. Sokratis ayağını
kırdı, Gündoğan ise, sırtında zedelenen bir sinir yüzünden 14 ay sahalardan
uzak kalmıştı. Savaşçı Bender sahalardan çok hastanelerde dolaşıyordu.
Kapak olsun diye, Bayern iki yıldızını, Götse ve
Levandovski’yi transfer ediyor, takımın çalışan mekanizmalarını iyice
bozuyordu. Moraller sıfırlanırken, bir kaç barutluk kuvvet kalmıştı, ama
maraton koşmak imkansız olmuştu.
Takımın üzerine bir lanet dolaşıyor, en-son 1985-86 sezonunda
benzer duruma düşmüştü. Bayern’in acıması takımı iyice çökertmiş, gururu yerlerde
dolaşmaya başlamıştı. Ayni Bayern düne kadar Borussia maçlarından önce uykuları
kaçar, son derece çekingendi…
Çok az istisnalar dışında, taraftar yine takımının yanında, sevgisini
ve desteğini vermektedir. On yıl önce takımın batmasına izin vermeyen bu sevgi
ayni şiddetle devam etmekte, Kloppo ve ekibine bu krizden çıkmasına güç
vermektedir. Bu aşkı sadece ‘’Signal İduna Park’’ta görmek mümkündür.
Evet, buna karşılıksız aşk derler…
Ertan Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder