Sadece 3 hafta sonra Euro 2016 futbol şampiyonasının
gruplarda ilk maçlarımıza başlayacak, üst tura çıkmak için yolları
zorlayacağız. Hem çok, hem de az bir zaman…Çok zaman, çünkü hala bazı
detayları, futbolcuların uyum ve form durumları yukarıya çekme ihtimal ve
fırsat varken, az zaman, çünkü bir çok şey şimdiye kadar olmalıydı…
Akşamki maçta en-çok göze çarpan şey, İngilizlerin bizden
daha fazla fizikli, daha atlet olmalarıydı. Koşu tekniğinden başlanılırsa, yere
basışlarına gidilir, sürat, süratte devamlılık, dayanıklılık gibi önemli
fiziksel nitelikleri üstün görünüyorlardı. Tüm bunları Fatih Hoca zaten bildiği
için, son anda Amerikalı ‘’kadrolu’’ kondisyoneri Scott Piri’yi getirmiş, kalan
zamanda çözüm arayacaktır. Kalan sürede Scott ne kadar yardımcı olacak, hep
birlikte göreceğiz, ama görülen o ki, bu konuda önerdiğimiz yıl boyunca
fiziksel tedbir yapılmamış, kocaman yıl milli futbolculara sadece kulüplerindeki
bireysel performans hocalar bakmıştır! (‘’Akıllı olmak zamanı’’ yazılarımıza
1-2-3 ve 4-e bakın!)
Koşu tekniği ve yere basışın önemi fazladır. Her adımda, maç
boyunca yere az temas, ekonomik koşu ile birlikte 90 dakikada kocaman bir enerji
tasarrufu getirmektedir. Daha doğrusu her futbolcunun sınırı belli enerji
deposu, daha yavaş bitmektedir. Bu durum takıma skora göre, vites değiştirme
konforu vermekte, bir sonraki maçına daha diri çıkmasına yol açmaktadır.
Akşamki manzara şöyleydi; Eğer maç değil de, atletizm testleri
yapılsaydı ve 15 Türk, 15 İngiliz futbolculara 30m. ayaktan full
koşturulsaydı, toplamda 1,5-2,0 saniye fark olurdu! İşte bundan dolayı penaltı
yapıldı, 2. Golü kalemizde görüyorduk…Eğer testi 15 futbolcu x 20 depar x 30m.
1 dakika ara ile yapılasaydı, toplam takım farkı 1 dakikanın üstüne gider ki,
bu fark çok büyüktür. Bundan dolayı, savunmada kalır, topu bizde tutmaya
çalışırız, ama ne kadar başarabiliyoruz, açıkça görünmektedir.
Ayrıca, 2. Test’in başarılı olması için süratte devamlılık
niteliğin yanı sıra genel dayanıklılık gerekir. Yoksa, sadece çıplak sürat
kalır, o da var ise, tabi…Genel dayanıklılığın iyi olması bir de toparlanma
süreçlerini etkilemekte ki, önümüzdeki şampiyonada bize çok lazım olacaktır.
Kalecimiz Volkan Babacan belki şu anda Türkiye’nin en-iyi
kalecidir, ama fiziksel olarak, kaleyi dolduramıyor, çok
‘’cılız’’görünüm sergiliyor.Boyu 190 çıvarında, az değil, ama kas kütlesi çok gerilerde.Daha dolgun, rakipleri ona kolay yanaşmayacak, kısacası onları kalesinden uzak tutacak bir fiziğe kavuşması gerekir!
Kaleci candır...
Ertan Hatipoğlu