23 Ekim 2013 Çarşamba

AYIRT EDELİM!


                                                   


        Futbolda özellikle ‘’antrenmanlı’’ ve ‘’sportif form’’ durumlar sık-sık karıştırıldığını görmekteyiz. Sporda bu iki kavramı karıştıran başka sporlar da var, ama bu konuda takım sporlarda durum epey vahim…
   Antrenmanlı sporcu ile formda sporcunun farkını bilmeyen antrenör ve özellikle yorumcular var!
   Antrenmanlılık, organizmanın sağlam uyum durumudur ve bize, yaptığı sporda , genel ve özel yeterliliği hakında bilgi verir. Futbolda antrenmanlılık ile ilgili temel kriterler şunlardır:
 1. Özel işlerlikte yüksek seviye
 2. Yorgunluk ortamda, motorik hareketlerde biyodinamik ve kinematik yüksek başarı

  Sportif form ise, futbolcunun tüm performans faktörleri optimal seviyede bulunmaktalar ve  onun motorik performansının ortaya çıkmasını sağlamakla. Sportif form çok sayıda antrenman bilimcinin araştırma odağı olmuş, ama hemen-hemen herkes bu durum 6-7 haftadan fazla devam edemeyeceğinin altını çiziyor. Kesinlikle herkes ise, sportif form’un geçici bir durum ve kaybolmasını önlenemez olduğunu vurguluyor!

 Futbolda, kulüpler kendi faaliyet programına ve hedeflerine göre antrenman planlaması yaparlar, hangi dönemde antrenmanlı ve nerelerde sportif formun zirvesinde olmaları belirlerler…Burada önemli olan takımda fazla futbolcu ile o hedeflere ulaşmak! Özellikle omurga denilen takımın futbolcuları hedeflenen zamanlarda formda olmaları gerekir.

 Üst düzey futbolda haziran temmuz aylarında milli takım turnuvası varsa,  üç uçlu hazırlık yapılır. Dikkat ederseniz, elit futbol kulüpleri ağustos ve eylül başı hiç bir zaman ön eleme, resmi maç oynamazlar. Hazırlık haftaları fazla, sadece kontrol maçları oynarlar. Onların hedefleri daha ileride-ekim, kasım ve aralık başıdır çünkü…İşte, oralarda sportif formda o bahsedilen 6-7 haftayı denk getirerek, önüne geleni yenerek, hedeflerine ulaşmaya çalışmaktalar.  
 Ayni senaryo 2. yarıda mart ve nisan aylarında sergilenmekte, ama mayıs sonu bir final maçı var ki, sormayın! İşte, oralarda ayakta kalabilmek bambaşka bir ustalık…

  Kısaca bilimin kendisidir!
                                                                                                                  Ertan Hatipoğlu 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar