7 Mayıs 2015 Perşembe

HER KOYUN KENDİ BACAĞINDAN ASILIR



Temiz deha numunesi olduğu kimsenin kuşkusu olmayan Messi, 3 dakika içinde Bayern Münih’i yere serdi. Barcelona daha formda, daha hazır gözükürken, tam bir yıl önce, ayni şeyi Real Madrid yapmıştı…
Son iki yılda Bavyeralılar tam gaza basarak, ezeli rakibi Borussia’da neredeyse futbolcu bırakmadılar. Tüm iç şartlarını zorlarken, Guardiola’nın hayali olan, Barca’lı Tiago’yu alarak, takımını tam anlamı ile ‘’spitz’’ yaptılar!

Pep çok iyi antrenör, olağanüstü bir fenomendir. Barcelona’da başarıdan başarıya koşmuş, forsu Uzay’a fırlamıştı. Kısa bir dinlenmeden sonra, kendi kaderini kendisi çizerek, Bayern Münih takımın başına geçmişti. Almanya’da 2 kez şampiyon oldu, ama bu işi deyim yerindeyse, çocuklar da yapardı. Belki de, Pep bu takıma uymadı. Son yıllarda kendi egosu tavan yaparken, Guardiola bir çok antrenörü vuku bulan hastalığa yakalanmıştı. Pep artık kendi işlerinle değil, başka şubelerin problemlerine kafa yoruyordu. Kendi ellerinle Dünya’nın en-iyi Doktor'unu istifaya zorladı. Sadece bu olay başarısız olmaya yetmiş, çok şeyler anlatıyordu…

Guardiola’nın beden dili de artık  onun bir Hollywood  sanatçısı olduğunu gösteriyor, mimik ve jestleri onlardan farkı olmadığını gözüküyordu. Porto rövanş maçında, skor açık lehine olunca, iki elini bir orkestra şefi, yüzünde duygular ‘’300 İspartalı’’ filmin baş rol kahramanından farklı değildi. Fazla zorlamadan da pantolonu yırtılmıştı…

Benzer durumlarda Alex Ferguson ağzında sakız ile yedek kulübesinden çıkmaz, Mourinho hangi savunma oyuncusunu sürsün diye düşünecekti. Klopp sempatik gülümseyişini göstermez, Bilic sporcusuna kendini öptürmezdi! Her şey tarza bağlı, ama Pep’inki özellikle Bayern Münih gibi pragmatik takıma uymadı, işte…

 Katalan’lı çok iyi hocadır, ama topa sahip olma takıntısı, onun başını yemeye devam etmektedir. İşte akşam yine çok topa sahip oldu da, ne oldu? Çabucak üç büyük köfte, üstelik  mevsim salatalı…Kısacası, bu yıl da Şampiyonlar Ligine ‘’AUFİDERZEİN!’’demek zorunda kalacaktır.
İlginçtir, maçtan sonra Pep alçak gönüllüğünü unutarak: ‘’Messi’yi Dünyanın en-iyi futbolcusu yapmaya kalkıştım, ama sonunda o  beni Dünya’nın en-iyi antrenörü yaptı!’’ Bakalım Bavyera’lı yöneticiler  en-iyisinden daha iyisini bulmayacaklar mı!

Uyum ve zamanlama her şeyden önemlidir, derler…


                                                                                                Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar