1 Mayıs 2015 Cuma

NEREDE O ESKİ FUTBOL?




Gelin bir kez fazla olayları pudralamadan, makyaj kullanmadan, çocukların futbol dedikleri şu şeye, gerçek sıfatlar kullanalım!

İspanya’nın derbisi, Atletiko ve Real maçını örnek alırsak, statta 60.000, televizyonda milyonlarca seyirci 22 milyarderi saçlarını düzeltirken, birbirine burunları yüksekte oldukları için neredeyse bakmadıkları, en-ufak dokunuşlarda kendilerini Piva’da kefaller gibi attıklarını seyretmekteler. Şımarık çocuklar gibi hareketler, dünyanın daha akıllı olan cinsiyetin davranışları...

Kısacası- büyük futbolcular, süper maç oldu! Ceplerini doldurdular, büyük purolu adamları memnun ettiler, ama milyonlarca taraftar yine hayal kırıklığına uğramıştı.

Profesyoneller için bu malın adı ‘’Şampiyonlar Lig’i’’olabilir, ama bizler basit gözlerimizle, bir şeyler olmadığını görebilmekteyiz. Eski futbolcuların marifetlerini hatırlamak, onların futbolunu değerlendirmek, IQ seviyemiz posta kodumuzun rakamını aşması gerekmez…

Raul, Romario, Zidan, Batistuta, Kahn, Nedved, Del Piero, Henry, Kafu, Ronaldo gibi yıldızlar bugünkü ‘’jölelilerin’’ yanında, gerçekten milyonları havalara zıplatmayı başarıyordu.
Evet, rekorlar, atılan goller, oynanan maç sayıları gibi ististatikler gelişiyor. Gelişiyorlar, ama bir başka, çok farklı ortamda…Eskiden top saatlerce semt parklarda yuvarlanırken, şimdi pahalı t-shirtin olmasa, oyuna bile almazlar. Futbolda romantizm aynen kalaycılar gibi unutulmuş, görünmez olmuştur. Bununla birlikte ticari boyutlar eski, fondöten, pudra ve penseden ayrı olan her şeyi süpürüp, yoketmiştir.

Real Madrid takımın yıldızları resmen solaryumdan çıkmayan kuklalara benzemiş,  sanki bakımlarını Paris’in en-sosyetik kuaför salonlarında yapmaktalar. Ronaldo’nun kaşları  her zaman taze biçilmiş  Kırkpınar çayırı gibi dururken, Ramos’un maniküründe sadece renkler eksikti…
Futboldaki gidişat, atletizm, kuvvet, kas kütlesi ve östrojene rota almışken, maalesef  tüm bunlar temiz futbolcu nitelikleri, heyecan ve romantizm hesabına yapılmaktadır. 
Büyük paralar ve şöhretin bitmeyen baskısından, milyonlarca  atan kalplerin ritmi yavaşlarken, düne kadar inandığımız değerlerin hala Finike işaretleri tarafından kirletilmediğini görmek istiyoruz.


                                                                                    Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar