Gelin bir kez fazla olayları pudralamadan, makyaj
kullanmadan, çocukların futbol dedikleri şu şeye, gerçek sıfatlar kullanalım!
İspanya’nın derbisi, Atletiko ve Real maçını örnek alırsak,
statta 60.000, televizyonda milyonlarca seyirci 22 milyarderi saçlarını
düzeltirken, birbirine burunları yüksekte oldukları için neredeyse
bakmadıkları, en-ufak dokunuşlarda kendilerini Piva’da kefaller gibi attıklarını
seyretmekteler. Şımarık çocuklar gibi hareketler, dünyanın daha akıllı olan cinsiyetin davranışları...
Kısacası- büyük futbolcular, süper maç oldu! Ceplerini
doldurdular, büyük purolu adamları memnun ettiler, ama milyonlarca taraftar
yine hayal kırıklığına uğramıştı.
Profesyoneller için bu malın adı ‘’Şampiyonlar
Lig’i’’olabilir, ama bizler basit gözlerimizle, bir şeyler olmadığını
görebilmekteyiz. Eski futbolcuların marifetlerini hatırlamak, onların futbolunu
değerlendirmek, IQ seviyemiz posta kodumuzun rakamını aşması gerekmez…
Raul, Romario, Zidan, Batistuta, Kahn, Nedved, Del Piero,
Henry, Kafu, Ronaldo gibi yıldızlar bugünkü ‘’jölelilerin’’ yanında, gerçekten
milyonları havalara zıplatmayı başarıyordu.
Evet, rekorlar, atılan goller, oynanan maç sayıları gibi
ististatikler gelişiyor. Gelişiyorlar, ama bir başka, çok farklı ortamda…Eskiden top saatlerce semt parklarda yuvarlanırken, şimdi pahalı t-shirtin
olmasa, oyuna bile almazlar. Futbolda romantizm aynen kalaycılar gibi
unutulmuş, görünmez olmuştur. Bununla birlikte ticari boyutlar eski, fondöten,
pudra ve penseden ayrı olan her şeyi süpürüp, yoketmiştir.
Real Madrid takımın yıldızları resmen solaryumdan çıkmayan
kuklalara benzemiş, sanki
bakımlarını Paris’in en-sosyetik kuaför salonlarında yapmaktalar. Ronaldo’nun
kaşları her zaman taze
biçilmiş Kırkpınar çayırı gibi
dururken, Ramos’un maniküründe sadece renkler eksikti…
Futboldaki gidişat, atletizm, kuvvet, kas kütlesi ve
östrojene rota almışken, maalesef
tüm bunlar temiz futbolcu nitelikleri, heyecan ve romantizm hesabına
yapılmaktadır.
Büyük paralar ve şöhretin bitmeyen baskısından,
milyonlarca atan kalplerin ritmi
yavaşlarken, düne kadar inandığımız değerlerin hala Finike işaretleri
tarafından kirletilmediğini görmek istiyoruz.
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder