Galatasaraylı
futbolcular mevcut durumları hakkında teşhisi koymuş gözükmekteler. Hocaları
Prandelli’nin yaptırdığı antrenman onlara fazla gelmiş, sürantrene olmuşlar,
yani aşırı antrenmana maruz kaldıklarını öne sürmekteler.
Sürantrene durumu
takımın bireysel ve toplam genetik potansiyelini antrenman etkileri ile aşarak,
bir müddet sonra gözlenen bir fizyolojik süreçtir. Özellikle elit sporda arzuları gerçek kapasitelerini aşan
durumlarda, genelde genç antrenörlerin
yaptıkları hatalardır. Futbolda sık sık antrenör değişiklikler,
materiyayı tanımamaları ve takım sporcuları ile ‘’uzak’’ diyaloglar bu tür
durumlara sebep olmaktadır. Çok nadir de olsa...
Galatasaray takımı
iyi tanımayan Prandelli, belli ki futbolcuların genetik performans potansyelini
fazladan iyimser düşünmüş ki, yaptırdığı antrenmanlar sonucunda futbolcularda
apati, isteksizlik ve işlevsizlik meydana gelmiştir. Burada sadece
antrenmanların fazla gelmesi değil, futbolcuların masaj, sauna, gıda ve vitamin
gibi toparlanma unsurların da eksikliği söz konusudur. Yakın diyalogların
eksikliği, kontrolsüzlük belli ki, durumu iyice netleştirmiş,
daha sezon başında ‘’ziller çalmıştır’’. Hoca karşısında gerçek
profesyonellerin durduğu, ona göre model antrenman verdiğini bilinmektedir. Cesare için Fiorentina ve Roma ne ise, Galatasaray da o dur! Hatırlarsanız, geçen yıl benzeri hata Beşiktaş hocası Slaven
Bilic de yapmıştı...
Sürantrene olan
futbolcu sabah yataktaki, dinlenmiş nabzı normalinden yüksek, yüklemelerden sonra
nabzın dönmesi fazladan zaman almaktadır. Ani kalkmalarda gözler kararır,
iştahsızlık, bulantı gözlenir. Bu durumlarda 1-2 haftalık dinlenme , zaman
zaman yavaş düz koşu, az miktarda genel kuvvet çalışmaları yapılır. Tesisten
uzak, doğa ortamda antrenmanlara
başvurulurken, vitamin ve gıda olayına hemen el atılmalı, gerekirse doktor
kontrolünde glikoz, elektrolit serumlar takılmalıdır. Kısacası, sürantrene öyle
kolayca gelinen ve çıkılan bir olay değildir. Galatasaraylı futbolculara kim o
masalları anlatıyor, bu bahaneleri öne sürmeleri için öğretiyorsa, karşısında
bilimi, tecrübeyi ve en-önemlisi kısa geleceği bulacaktır.
Kısa gelecek
herkese bunun sadece bir basit yorgunluk, motive eksikliği, güçsüzlük olduğunu
gösterecektir. Sezon başı olması ve yoğun maçlara rağmen...
Prandelli’li veya
değil!
Ertan Hatipoğlu