18 Ekim 2014 Cumartesi

YAZILMAYAN PRENSİPLER

     



Antrenman biliminde yazılan prensipler kadar yazılmayan olmasa da, vardır. Hatta bir tanesi hep karşımıza çıkmasından dolayı, yazılan desek, yanlış olmaz. Yılda sportif forma  ulaşma sayısı hakkında şöyle bir gerçek vardır: ‘’Yılda 3-4 kez forma girmek zor ve neredeyse ulaşılması imkansız bir olaydır!’’

Günümüzün modern futbolunda bu yazılmayan kanun sık sık acımasız yüzünü göstermektedir. Ülke ve kulüplerin artan sayısı, takımların biriken borçları, kısacası yoğun takvim elit futbolcuları epey yormaktadır. Kendi ve Şampiyonlar ligi maçları, Milli elemeler, Dünya kupası derken, futbolcular yukarıda yazılmayan antrenman prensibine karşı gelmek zorundadır. Yani, yılda 3-4 kez forma girip, görevlerini yapmaya, her yere yetişmeye çalışırlar.
Çalışırlar, ama bir çoğu sakatlanıp, kendini ve kulüplerini büyük zarara sokar, Milli takımlarını da inanılmaz zayıf performanslara sevk ederler. Ayakta kalabilen ama formda olmayan futbolcuları da ilave edersek, son Avrupa 2016 futbol şampiyonası eleme gruplardaki manzaranın sebebi daha net gözükmektedir.
İşte, bizim grubumuzdaki daha 2 ay önceki Dünya 3. Hollanda’nın durumu! 3 maçta sadece 3 puan alabilmiş, Hiddink gibi bir marka ülkesinde yerden yere vurulmaktadır.
Belçika bu konuda başka bir örnek sayılırken, Bosna Hersek gibi Rio’da iyi oynayan takımın halini biraz üzülerek izlemekteyiz.
Tabi, formsuzluk kanununa takılan en-bariz ülke hiç kuşkusuz Dünya şampiyonu Almanya’dır. 3 maçta sadece 4 puan alması bir çok futbol severi şoke etmiş durumda. Yanına İsviçre gibi düne kadar ‘’çelik’’takımı ilave edersek, ne anlatmaya istediğimiz daha net anlaşılacaktır. Yunanistan, Rusya ve Portekiz'i öylesine, ''kapak'' olarak ilave edebiliriz.



İyi giden, grup lideri olan takımlar da var. Bunlar İtalya, İngiltere ve Hırvatistan'dır. Oldukça formda olmaları belki  Avrupa kupası ve Şampiyonlar liginde oynayan kendi kulüp takımların kısıtlı rolleri olabilir mi?
Dünya şampiyonasına gidemeyen, ama şimdi rüzgar gibi esen takımlar İzlanda, Çek, Galler, Slovakya, Polonya, Kuzey İrlanda ve Avusturya olarak gözükmektedir.Bunların yanına İsrail ve Slovenya’yı ilave edebiliriz. Bu takımların ortak özelliği kulüpler bazında daha mütevazi bir performansa sahip olmalarıdır. Tüm dikkatleri milli takıma verip, gerekli anlarda formda olmaları, karşılarına gelen her takımı ‘’üzmek’’ için adeta programlanmış gibi bir görüntü çizmekteler.

Bir de bizim yer aldığımız bir başka grup, yıllarca forma giremeyenler,  mazisini arayanlar ve bulamayanlar denilen bir grup var. Burada Bulgaristan ve Sırbistanı da görmekteyiz.


Antrenman prensipleri  Balkanlarda fazla geçerli değil, galiba…

                                                                                                     Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar