Yine bir derby heyecanı havayı sarmış durumda. Günler
önceden ‘’Savunmayı ve duran topları çalışıyoruz’’, ‘’Biz daha formdayız’’ gibi
demeçler vererek hem karşı tarafı korkutmayı, hem de kendileri taktik jimnastiği
yaparak, takımlarını diri ve maça hazır duruma getirilmeye çalışılır. Kısacası,
futbol bir modern savaştır ve her savaş gibi, kendine özel taktiği ve
stratejileri vardır.
Bu konuda, eski Dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov kendi
kitabı ‘’ Bir parti satranç gibi hayatım’’ taktik ve strateji kavramlarını çok
net anlatmış. Strateji nihai ve uzak temellere dayanan bir kavram, taktik ise,
duruma göre, değişken şartlara göre alınması gereken anlık kararlardır. İlk
önce hareketlerin stratejisini, daha sonra ise taktik hamleler belirlenir.
Rakip takım taktiksel hata yaparsa, kazanma taktiği hamlesi yapılması için
fırsat açılır. ‘’Eşit pozisyon’’ dilini anlamayan hoca, gelecek fırsatları
öngöremez. Bu durumlara ‘’pozisyon oyunları’’ derler ve amaç kendi pozisyonunuz
bozmadan, karşı takımınkini bekleyip, öldürücü hamleyi yapmaktır.
‘’Neden?’’ sorusunun cevabını verebilmek taktiksyen hocayı
bir stratege dönüştürürken, ne yaptığını bilen biri her zaman iş bulur, ama
neden yapıldığını bilenler her zaman onların üstü olurlar.
Beşiktaş ve Fenerbahçe derbisi liderlik ve psikolojik
açısından rakibe darbe indirmek adına son derece önemli bir karşılaşmadır. İşin ilginç tarafı sportif formun son demlelerini yaşayan bir takımla, hiç forma
girememiş takım karşı karşıya gelecektir. Bu maçtan kim lider çıkacak söylemek çok
zor bir iş olup, üçüncü ihtimal, yanı skor başka takımlara da işine gelebilir olması, karşılaşmayı daha
da ilginç kılmaktadır. Bakalım stratejisini bir kaç yıldan beri değiştirmeyen
takım, ayni duruma bu yıl gelebilen karşısında, kim galip gelecektir. Daha
sakin olan, karşı takımın hatasını görüp ve değerlendirebilen, kısacası
beklemesini bilen takım galip gelme şansı artmaktadır. Bir taraftan Gökha’nın
yokluğu ve Kerim Frey’in geçen maçın performansı bu maça taşınabilecek mi soru
işaretleri, diğer taraftan Caner
bilmecesi ve genel formsuzluk
problemi maç kantarını hangi tarafa ağır kılacak hep birlikte göreceğiz.
‘’Kazanmak istiyorum!’’ denilmek bir hedef değil, sadece bir
arzudur ve ‘’neden ve nasıl’’ları bilinmiyorsa asla kazanılmayacağı aşikardır.
Sık sık strateji değiştirmeler böyle bir şeyin olmadığının kanıtıdır. Duygu ve
stresli ortamlar stratejileri etkilememeli, her malubiyet sonrası strateji
değişirse, sonraki maçlarda hüsranlar garantidir, demektir!
Derby time!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder