Bugün-yarın Zürih’te FİFA kurmayları Katar-2022 yapılacak
Dünya futbol şampiyonası tüm detayları masaya yatıracak, çözüm bulmaya çalışacaklardır.
Birinci konu, şampiyonanın ne zaman yapılması, kışın mı,
mayıs ayında mı yapılmasıdır. Aslında bu konu çoktan netlik kazandı, ama yine
de, Katar’da mayıs ayı ısıları, örneğin Brezilya veya Güney Afrika’dan çok daha
sıcak olmadığını, dolayısıyla mayıs ayı her bakımdan daha uygun olacak, diye
savunanların sayısı az değildir. Görülen o ki, şampiyona kasım-aralık aylarında organize edilecektir.
İkinci konu, final maçın 18 mı, yoksa 23 aralık
tarihlerinde mi yapılsın. Premier
Lig tercihi 18 aralık derken, UEFA kurmayları 23-ü tercih etmekteler.
İngilizlerin tercihleri ‘’Boxing Day’’ gelenekleri bozulmasın, zira o maçlar
kulüplere ciddi finansal getirileri vardır. Üstelik o tarih Katar’ın milli
bayramlarına denk gelmektedir.Eğer final maçı 18 aralıkta oynanırsa, 26
aralıkta Ada’nın ilk maçları başlamış olacaktır. Bakalım FİFA Dünya şampiyonalarına
en-çok futbolcu gönderen ligin tercihlerini yerine getirecek mi? UEFA-nın
tercihine gelince, tamamen Şampiyonlar ve Avrupa ligleri sıkışmalarından
korkmaktalar. Haziran ayı sonlarında maçların başlaması çok güzel perspektif
değildir, kuşkusuz…
Üçüncü konu ise, medya istekleridir. Bilindiği gibi, reklam
ve yayın gelirleri her şeyin üstünde tutulur, son sözü daima medya
söylemektedir. Yerel medyaların istedikleri lig maçları zarar görmesin dekoderler satılsındır… Katar’da
yapılacak bu Dünya kupası onlara kesin bu güvenceyi vermezken, seslerini de
daha yüksek duyurmaya, şölenin başka yere gitmesinden yanadırlar. David Cameron
bile kasım aralık şampiyonasına karşı çıkmıştır. FİFA-nın tüm baskı ve ‘’mavi
boncuklarına’’rağmen Amerikan medya patronları bir kış şampiyonası
ülkelerindeki NBA, NHL ve amerikan futbol ligi ile çakıştığını ve zararın çok
büyük olacağını açıkça beyan etmekteler. Bu sefer FİFA onlara 2026 yayın hakları söz vererek,
çıtayı uzaya kaldırıyordu…
Konuların arasında, tabi yapılması gerekenler ve sakıncalar
vardır. Futbolcular sıkılaştırılmış, yani perşembe-pazar sisteminde lig maçlarını oynamak zorunda
kalacak, beraberinde çok sayıda sakatlıklar ve yorgunluk getirecektir.
İşte, o zaman Fatih Hocamızın teklifi, yani takımların 23 futbolcudan daha fazla sayı olması gerektiğini
karara bağlanmak zorunluluğu gelecektir. Eğer Türk milli takımımız gitmeye hak
kazanırsa, umarız TFF ve Bakanlık gereken periyotlama uzmanlarını devreye
sokarak, tüm Süper ligimizi şampiyonaya göre dizayn edeceklerdir.
Görülen o ki, futbolun tüm etkenlerini
tahmin etmek bazen bir nevi ‘’Survivor’’şartları getirmekte, bununla beraber
biz, ülke olarak daha şimdiden antrenman, sosyal, psikolojik bilimlerin
kurmaylarını devreye sokmak zorundayız. Ertan Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder