Taş çatlasın- 60 dakika. Süper Lig’imizde oynanan net sure
ortalama bu kadardır. Avrupa’nın
bir çok liginde kocaman 10-15 dakika fazla oynanılıyor. Bizde oyuncu
değişiklerde, taç atışlarda, yere düşüp kalkmalarda, kalecilerin ellerinde
dakikalar akıp gidiyor. Bir çok maçın son dakikalarında takım doktorların
koştukları mesafe bir çok oynayan futbolcuya eşit gelmektedir. Kaleciler süre
öldürmekte bilinen ''uzmanlardır'', ama yine onlar hakemler tarafından en-çok cezalanan
olmaktalar. Buna mukabil, yere yatıp da kalkamayan, ama saniyeler sonra hakemle
‘’neden girmeme izin vermedin?’’ kavga eden bir çok futbolcu görmekteyiz.
Sonra, neden seyirci gelmiyor? Gelmez, zira izledikleri film
bir kere kısa metrajlı oluyor. Ne kadar yeni statlar , konfor sunsan seyirci
nizami filmler izlemek istiyor. Bol gerilimli, aksiyonu eksik olmayan, kurşunların kafaların etrafından
geçen filmler izlemek ister seyirci…Kısa metrajlı dram, sosyal mesajlarla dolu
filmlere alerjisi var çunkü…
Bu manzaranın sebebi futbolcular ve onları hazırlayan teknik
ekiplerle birlikte, hakemlerin de maalesef katkıları vardır. Hakemler sahanın
mutlak hakimi, öğretmenidir. Oyunun temposunu yüksek tutmak, gereksiz fauller
ile oyunu parçalamak, bunu yapmak isteyen futbolcuları oyunda tutmak, gibi
hareketlerle filmin senaryosuna katkılarını vermekteler. Faul sayısına bir
bakmamız yeterlidir; Bizden kaliteli liglerde çok daha az olduklarını
rahatlıkla görebiliriz. Maçın son 15 dakikasında faul sayısının neden arttığını
, kimler buna izin verdiğini çok net anlamaktayız. Bir Bundesliga'ya bakın, faul
sayısı iki elin parmakları kadar,
net oyun süresi 70 dakikayı geçmiş, taraftarlar mutlu statlar doludur.
Süper Lig’imizin marka değerini yükseltmek istiyorsak net oyun süresini arttırmak zorunda,
gelirim ve aksiyonu katmak mecburiyetindeyiz.
Bu bir kere NET!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder