Önder Hoca’yı daha Fenerbahçe yıllarından tanır, takip
ederim. Ayni zamanda akademisyen kültürü olması, bilime çok önem vermesi onu
diğer hocalardan farklı kılan unsurlardan bir tanesidir. Özellikle TV yorumları
son derece dikkat çekici ve doyurucudur. Ama asıl projektörlerin ışıkları üstüne çeken, Beşiktaş gibi bir
kulübün ‘’sportif direktör’’ olması oldu. Takıma katkılarını konuşmaya gerek
yok, bugün bu başarıların mimarlarından biri o olduğu, herkesin bildiği bir gerçektir.
Şimdi yorumcu olarak her zaman yardımcı olmaya, kendi ellerinle yarattığı
takıma katkı yapmaya özen göstermeye devam etmektedir. Farklı açıdan bakışı,
beraberinde yanlış giden şeyleri görmesine, söylemekte faydalı olduğunu
görmekteyiz. Gazeteci pozisyonda Önder Hocanın eleştiri veya övgüsü en doğal
hakkı, kendi katkısı olan takımın daha da ileriye gitmesi en-büyük arzusudur.
İşte, geçen akşam NTV-SPOR'da, güzel bir ortamda
endişelerini, Beşiktaş takımda
yapılan hataları dile getiren sebep budur. Eleştiri okları takımın teknik
heyetine, 42 maç oynanmasına rağmen, hala lastik ve kondisyon yüklemelerine baş
vurmaların yanlış olduğu, bunun yerine takıma daha az yüklemeli antrenmanlar
yapılması gerektiğini, zaten maç üstüne maç oynandığı, tüm bunlardan dolayı
takımda çok fazla sakatlanan futbolcu olduğunu, dile getirmişti. Türkiye’de bir
çok ‘’Balkan harbinden kalmış’’ futbol hocası hala eski Sovyetler sistemin
teorisyeni T.Bompa’da kaldıkları, bir tık öteye gitmediklerini öne sürüyordu.
Bompa’nın periyotlama teorileri takım sporları için değil, ferdi sporları,
atletizm ağırlıklı oldukları ve futbolda fazla bir şey ifade etmediklerini,
söylemişti. Burada Önder Hoca takımın kondisyoneri Miljenko Rak’ı hedef almış,
onun Sovyetler kültüründen kalan bir eski atletizm hocası olduğunu kapalı da
olsa, eleştiriyordu.
Evimin ‘’Nevzat Demir’’ tesislerine çok yakın olmasından,
ayrıca Bilic gibi değerli, genç hocanın antrenmanlarını merakımdan, hemen hemen
tüm antrenmanlarını takip eder, kendi açımdan notlar tutarım. Her zaman da
tesise girmeye gerek yok, yakın tepeden de manzara çok net gözükmektedir…Bir
termos kahveye bakar…
Bir kere, takımın çok iyi antrenman yaptığı, takımın genel
uyum rezervini potansiyel rezervine çok yakın tutmak zorunda, ‘’bıçak
sırtında’’ oynaması normaldir. Sonuçta elinde Real Madrid kadrosu yoktur.
Burada fakat, Önder hoca haklı; O zaman sakatlıkları önleyecek, kısıtlayacak
uzman gerekir! Yoksa o antrenmanı bu takıma yaptıramazsın…
Miljenko Rak yaklaşık 15 yıl önce atletizm antrenörlüğünü
zirvede bırakarak futbola, Dinamo Zagreb takımına kondisyoner olarak transfer
olmuştu. Sakatlıkları önleyici, sinir hücre yenileyici gibi boşlukları
olabilir, ama periyotlanma ve nitelik açısından son derece donanımlı bir
uzmandır. Sivas deplasmanından 3 gün önce yaptırdığı ‘’lastik çekme’’
antrenmanı futbolcuların sprinter kuvvetini ilerletmek veya korumak amaçlıdır.
Haftada bunu 1 kez yapması onun koruma amaçlı olduğunu göstermektedir. 2. kez
yaptırmaya kalkışsa, o zaman ‘’bu niteliği ilerletmek istiyorum!’’ olarak algılanmalı.
Lastikli koşu dirençli bir aktivite olup, koşunun ‘’itiş’’ anını çalıştırır ve
adım uzunluğuna pozitif etkisi olurken, oradan da sürati olumlu etkiler. Ayrıca
futbolcuların ‘’yere sağlam basmasına’’ da yardımcı olur( Blog’da LASTİKLİ DEPARLAR
yazıya bak)
Futbolda ilerleyen maç haftalarda en çabuk seviyesini
kaybedilen nitelik kuvvettir. Rak Hoca’nın antrenmanı buna yönelik, daha 11 hafta olduğunu, şampiyonluk
düğümü son haftalara kadar süreceğini, Avrupa Lig’inde final yolu açık
olduğundan, bu tür antrenmanları en azından milli araya kadar sürecek gibi
gözükmektedir. Daha sonra yerini, oran olarak genel kuvvet çalışmalar alacaktır…
Önder Özen bu takımın mimarı olarak, eleştirisi her zaman
olacak, bilmeyenlere hatırlatalım; Bilic ve ekibine güvenip, Lokomotif Moskova maceralarından sonra, ''Kocaman Olga''nın (Olga Smorodskaya) kovduğu ekibi Kartal'a getiren kendisidir...
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder