28 Mart 2015 Cumartesi

YIRTIK ÇUVAL'DAN FIRLAR GİBİ...

                            



Bazı futbolcuları, özellikle yıldız olanları anlamaktan zorluk çekilir. Nedir bu Teknik Direktörlük ısrarları, anlaşılır gibi değil? Olağanüstü kariyerini noktaladıktan sonra, neredeyse hizmet ettikleri en-son kulübe ertesi gün, Teknik Direktör olmak istiyorlar!? Sanki haklarıymış, sanki hizmetlerini bedava yıllarca sürdürmüş, sanki bir kural varmış...

İşte, Roberto Carlos! Kariyeri biter –bitmez yolunu bulsa, Real Madrid’in Teknik Direktörü olacak. Oralarda fakat, bunun gibi boş hayallere izin olmadığı için, rotasını Türkiye ve Rusya gibi liglere çevirerek, vitesini küçültmek zorunda kalmıştı. Kimse de adama: ‘’Dur be adam, antrenörlük başka, sporculuk başka!’’demediğini tahmin etmek zor olmasa gerek ki, Roberto geçen yıl Ersun Hoca görevden ayrıldıktan sonra, bizzat  Başkanı aramış, göreve ekibi ile hazır olduğunu söylemiştir. Ne ekibi varsa, artık...

İşte, futbol kariyerini noktalayan Fererbahçe’nin efsanesi Alex De Souza! O da Roberto gibi, neredeyse daha futbol oynarken, devamlı taraftarlara mesajlar, Twitter’den tebrikler, medyadaki onu seven kalemlerden yazılar... İlle de Teknik Direktör olacak, sanki bu dünyadaki başka takım  yokmuşçasına, Fenerbahçe’nin başına geçecekmiş. Diploma, bilgi, birikim, deneyim, pedagojik formasyon gibi kavramlar, bu tür eski futbol yıldızları için sadece bir gereksiz ayrıntıdır. Onlar kendi egoları ile, muhakkak o göreve gelmeleri için var güçleri ile çalışmaktalar. Bu gibi futbolcuların ‘’gideyim, alt yapıda şöyle 3-4 yıl pişeyim, daha sonra 3-4 yıl yardımcı olayım...’’ aklından bile geçmez, geçerse de çabuk geçer.


Ama, olan takımlara ve taraftarlara oluyor. Olanlar, takımlarımızı bir ‘’deneme tahtası’’ gibi görenlere değil, onlara bu fırsatı verenlere de oluyor. ''Verenlere'' demişken, onlara da  müstahak, diye düşünmemek mümkün değildir. Zira onlar, Mustafa Hoca gibi gerçek bir Teknik Direktöre: ‘’Sen mi yaptın?’’ demiş insanlardır...

                                                                                                                      Ertan Hatipoğlu


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar