Yüzlerce sporcu eski dondurulmuş doping numunelerinin
yeniden test edildikten sonra ‘’pozitif’’çıkması, özellikle atletizmde ‘’asrın
skandalı’’ olarak değerlenmekte. ARD kanalına göre, Londra 2012 Olimpiyatları
ağırlıklı yapılan doping testler ilk önce ‘’negatif’’, daha sonra ise, yeni
teknoloji ile yapıldığında, acı gerçek gün gibi gözükmüştür. Özellikle, eski Doğu
Almanya patentli ‘’turinabol’’ ve klasik sayılan ‘’stanozolol’’ maddeleri,
yeni metot ile, oral alımından 6 ay sonra saptanabilir duruma gelinmiştir.
Anti-doping uzmanlarına göre, bu manzara şaşırtıcı olarak
değerlendirilirken, özellikle atletizm çevrelerini derin moral çöküntüsüne,
depresyona sevk etmiştir. Bu gibi skandallar yüzünden atletizm artık neticesi
olmayan bir spor dalı olmuş, şampiyonlara sahtekar gözüyle bakılmaya
başlanmıştır. Öyle ya, bugün altın madalyanı alırsın, 5-6 yıl sonra, geri
vermek zorunda kalıyorsun…
Yeni teknoloji yaklaşık 2 yıldan beri Köln, 1 yıldan da
Moskova laboratuvarlarda vardır. Geçen yıl Türkiye’den alınan ve Köln ‘e
gönderilen yaklaşık 300 numuneden,
yaklaşık 200-ü ‘’pozitif’’ çıkmış, sporumuza ağır darbe vurulmuştu! Bu darbenin
sorumlularını türk spor camiası çok net bilmesine rağmen, ‘’bana dokunmayan
yılan bin yaşasın!’’ misali ‘’üç maymunları’’ oynamaya devam etmektedir…
Ama, biz konumuza gelelim! Moskova laboratuvarı
akreditasyona sahip olmasına rağmen WADA tarafından, son skandallar üzerine,
çok sayıda tehdit almaktadır. WADA geleneksel ‘’akreditasyonunu alırım!’’
kozunu çıkartması, Moskova’lıları 1. aralık 2015 tarihine kadar, ‘’kendilerine
çeki-düzen’’ vermelerine zorlamaktadır.
WADA bunları yapacağına, tüm dünyadaki akredite
laboratuvarların eşit teknoloji sağlamasına, bir an önce kavuşturması gerekir.
Yoksa sporcuların ‘’namusu’’ Köln ve Moskova’da başka, Roma ve New York’ta başka olabilir mi? Ayrıca, Atletizm,
halter ve bisiklette herkes ‘’kaka’’, ama voleybol, futbol ve baskette ‘’cici’’dir şu anki durum…Bazı sporları hocaları ‘’Frankenstein’’,
bazılarında ise idol, imparator…İşte bu gibi ayrıntıyı kullanarak, iyi bir avukat
her yakalanan sporcuyu aklayabilir, her davayı kazanır! WADA-nın asıl ''yumuşak karnı'' budur...
WADA-nın Dünya’da bu tür eşitlik getirmesi tabi ki, maddi
açıdan imkansız gözükmektedir. O zaman sistemi değiştirmeli, başka çareler
bulması gerekir. Yoksa, bakmışın oturduğu dalı kesmiş olur!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder