30 Mart 2015 Pazartesi

YENİ SİSTEM

                              



Dünya spor tarihi 3. Evresine girmişken, futbol endüstrisinde de taşlar oturmaya, bununla beraber, özellikle dünyada önde giden zengin kulüplerin transfer simsarları yeni madenler keşfetmeye devam etmektedir. En son tespitleri bizim futbolumuzu kapsadığından, sessiz kalamazdık...
Avrupalı uyanık  simsarlar ülkemizin futbolunda ‘’beyaz karnı’’ yakalamış gözükmektedir. Bir futbolcunun, performans açısından dünya zirvesi 9-10 olarak kabul edersek, bizim futbolcularımızın zirveleri taş çatlasın 5-6 kalmaktadır. 80 milyonluk ülkemizin en-kabiliyetli çocuklarına rağmen... Biz çok sayıda yetenekli futbolcumuzu 5-6 seviyesinin bir tık ötesine yıllarca götüremiyoruz. Yıllarca derken, yaklaşık 10 yıldan beri, yani Dünya spor tarihinin 3. Evresi, ‘’WADA dönemi’’ denilen periyodun başladığı yıllara denk gelmektedir. Bu yeni dönemde, sistem, kural, kısacası hemen-hemen her şey değişirken, bizim futbolumuz sınıfta kalmış durumda. Eski silahlar kullanamaz, bir çok asker de neredeyse pasif beklemededir...

İşte bu durumu gören yabancı simsarlar, Süper Lig’imizin genç ve ucuz , herkesin hayretle karşılayacak şekilde, futbolcularımızı transfer etmeye başladılar. Geçen yıl Salih Uçan’a Roma takımı talip olurken, bir çok futbol sever şaşırmış, bazıları ise uzun zaman inanmamışlardı. Şimdi ise, ünlü Manchester United takımı, Fenerbahçe’nin genç file bekçisi Mert Günok’u renklerine katmak istemeleri, bizim futbol çevrelerinde ‘’inanmıyorum!’’, ‘’pes artık!’’ gibi ünlemlerle karşılanmıştır. Oysa ki, adamlar hesabını yapmış, 4-5 seviyedeki kaleciyi alıp, 1-2 yılda 9, hatta 10-a kadar tırmandıracaklar! Yolu ve metotları bildikleri, ellerinde kaliteli ‘’kumaş’' olduğu için...
Aslında bu süreç daha Arda Turan’dan başlamıştı. Diego Simeone gibi ‘’kartal gözlü’’sü, Arda’nın çok ‘’bakir’’ yönlerini görmüş, futbolcumuzu 1-2 yıl içerinde 5-6-dan almış, 8-9 seviyesine getirmiş durumda.
Bu konuda Avrupa ‘’start’’ vermiş, ilerleyen aylarda daha çok ''tuhaf'' transfer haberlere hazır olmalıyız.

Biraz geriye gidersek, Dünya spor tarihinin 2. Evresi(2.Dünya savaşı- 2000-li yılların başı) futbolumuz olarak, dünya sistemine evrenin sonlarına doğru adapte olduğumuzu görmekteyiz. Tam o yıllarda Galatasaray UEFA şampiyonu, Milli takımımız da Dünya 3. olmuşlardı. Dikkat edilirse, bir çok futbolcumuz o dönemde Avrupa’ya transfer olmuş, ama zaten 8-9 olan seviyelerini daha yukarı çekememiş, bir çoğu ise gerilemişti...Bunun sebebi, futbolcularımızın o sistemi bilmeleri ve zaten ferdi genetik potansiyeline ulaşmış olduklarıdır. Örnekler gerekiyorsa- Hakan Şükür, Emre Belözoğlu, Okan Buruk, Fatih Akyel, Ümit Davala, Hakan Ünsal, Tolunay Kafkas, Arif Erdem, Rüştü Recber, İlhan Mansız...
Burada Nihat Kahveci örneği tezimizle ters düşmektedir, ama 23 yaşında çok genç Real Sociadad’da transfer olması, onun orada kendini göstermekte, seviyesini 9-a çıkarmasına neden olmuştur.

Tam sistemi, her şeyi oturtmuşken, yavaş-yavaş her şey değişmiş, taşlar yeniden oynamaya başlamıştı.Ve çilemiz de...Sadece futbolda değil, tüm sporumuz karanlık içine girdi, tünelin ucu bir türlü gözükmüyor.Süper Lig’imize bakarsak, neredeyse sadece yabancı bağlantıları olanlar performanslarını rahat sergilemekteler.İşte Wesley Sneijder, işte Alman aksanlı Beşiktaş takımı!

Futbol Federasyonu  yeni Dünya spor sisteminin ayrıntılarını öğrenmek için, herhalde 2. Evrede olduğu gibi yaklaşık 50 yıl beklemeyecek, bir an önce bu konuda gereğini yapacaktır. Yoksa, çok sıkıntılar çekeriz...



                                                                                                Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar