14 Eylül 2014 Pazar

BUFFALO SÜRÜSÜ

     


Hayvanlar alemini bilirsiniz, rakip ve avlarını etkilemek, korkutmak, mücadelen vazgeçirmek ve kendine itaat ettirmek için, boyutlarını büyütür, kanatlarını açar, dişlerini gösterirler.

Elit sporda rakipler, az çok maçın sonucunu herkesin tahmin ettiği gibi, maç esnasında değil, çok önceden hissederler. Değişik sporlara bakarsak, her birinde skoru büyük ölçüde belirleyen noktalar vardır.

Uzun zaman karşılaşmamış veya ilk defa karşı karşıya gelen güreşçiler daha ilk ''el
enselerden'' sonra, karara varırlar, maçın geri kalanını sadece bir sakatlık veya tesadüf değiştirebilir.

Boksta ilk dakikada yapılan karşılıklı ‘’yoklamalarda’’ sonucu  her iki sporcu hisseder, geriye sadece bir tesadüf ‘’aparkat’’mesela, sonucu değiştirebilir.

Atletizm’de işler biraz daha değişik. Rakipler daha otelde birbirlerini süzer, tartar ve oracıkta yapılan değerlendirmeyi yarınki yarışta sadece bir sakatlık veya düşme, diskalifiye değiştirebilir.

Halterde ise, antrenman dereceleri çok etkilidir, ama asıl yarışta hata yapmadan devam etmen rakiplerini dize getirir.

Futbolda her şey iki takım sahaya çıkmaya hazırlanırken ve çıkarken belli olur. Oracıkta her iki takım birbirini tartar, süzer. Rakibini fiziksel olarak güçlü, yere sağlam bastığını, yüzlerde o derin çizikler gördüğün an, maç skoru orada şekillenir. Skor artık neredeyse belli olmuş, 90 dakika sadece tesadüflere ve futbolu etkileyen diğer faktörlere kalmıştır…

Maç öncesi, bizim millilerimiz Reykjavik stadyumunda rakibinle çıkmak üzereyken, kendilerini bir Buffalo sürüsünün arasında gibi hissettiler, maça çıkarken de, o sürüyle birlikte yürüyorlar gibi algılamışlardı! Aslında her şey burada belli olmuş, gerisi teferruat ve bizim gibi daha sonra hissedenlere derin bir hayal kırıklığı ve üzüntüydü.

Şimdi önümüzde Çek maçına kadar yaklaşık bir ay gibi zaman var. Bakalım biz ‘’Şükrü Saraçoğlu’’ stadında rakibimize daha maç başlamadan o duyguyu hissettirebilecek miyiz. Bunu başarırsak, gerisi kolay!



                                                                                                       Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar