Futbolda
fair play çok önemlidir. En azından, FİFA,UEFA öyle diyor, bol ödüller
dağıtıyorlar. Kurumların patronları bizzat kendileri bu gibi davranışlarda
bulunan futbolcuları çok özel hediyelerle ödüllendiriyorlar.
Fair
play ödüllerinin sahiplerine baktığımızda, Avrupa’nın ilk 10-da bulunan
takımlarından hiç kimse olmadığını görmekteyiz! Onların kuralları başkadır:
kaybetmeyeceksin! Bundan dolayı rakibini yenmek için, çevirmedikleri dolap
kalmıyor. Bu konuda örnekler çok, ama
en-son şahit olduğumuz çok şey anlatmaktadır. Atletico-Barcelona maç
günü basın Simeone’nin yeşil gözlü metresi olduğunu vurguluyordu. İşte
büyüklerin fair play’ı budur- savaşta
her şey mübahtır misali, kımıldama varsa- tekmele, dirseklerini çalıştır,
sonunda elini sık!
Bizde
durum farklı değil. Aykut Kocaman, Konyaspor genç takımı ve Futbol Vakfı dışında
ödülü gören yok. Bizde domestic zafer uğruna, yerde yatan rakibine seri
tekmeler, derby maçlarda provokasyon, tahrik içeren işaretler ve hayvanlar aleminden
kopyalanmış davranışlar. Tüm bunlar Türkiye'de şampiyon olayım, seyircimin
önünde kahraman kesileyim motivasyonlarla yapılmakta. İyi, güzel, ama
kondisyon, sportif form ve sakatlıkları önleme becerilerini kullanıp, neden seyirciyi ve Dünya TV kanallarından izleyenleri zevke doyurmuyorsun? Böylesi daha kolay; 60-65 dakika temiz futbol oynayacağıma, sadece 40-45 dakika ile işi bitiririm mantığı baskın gelmektedir.
Ya seyircilere ne demeliyiz? Bu ödül,
özellikle 4 büyüklerin seyircisinden birisine gitmesi için herhalde daha 100
yıl geçmesi gerekecek. Takımlar kendi sahalarını ve seyircilerini özlerken,
ciddi finansal kayıplara maruz kalmaktalar. Benzeri durum yöneticiler
cephesinde de var. Süleyman Seba ağabeyimiz gibi yöneticiler yetişmesini görmek
için, ömrümüz yetmez, herhalde… İş adamı, sanayici profilli yöneticilerden
kurtulup, gerçek anlamda eğitimini görmüş, kulübünü doğru hamlelerle, özellikle
FİFA-nın yayınladığı finansal fair-play çerçevesinden ödün vermeyen
yöneticilere ihtiyaç duymaktayız. O zaman görmek istediğimiz alt yapılar, genç
yetenekler yetiştirip, kalıcı Dünya devi olabiliriz.
Lig’te
kaç yabancı ile oynamamız gerekir tartışmalarını ebediyen rafa kaldırırız!
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder