17 Kasım 2013 Pazar

REFORMİST


                                                               


             Hayatın tüm dallarında gibi, sporda reformist olmak, belli bir yapıt ve system içersinse uygun stratejiler ve reformlarla, daha ileriye götürmek, demektir. Reformizm tarafsız olup, hedeflerinde temel devrim yoktur, sadece belli olanaklarda iyileşme ve başarı arzulanır…

   Milli takımın yeni hocası Fatih Terim: ‘’Reformlar yapacağız!’’derken bakalım mevcut yapıtta, ne reformlar yapacaktır! Bir ülkenin futbolu gelişmesi için, 4 faktör vardır:

   Birinci ve en-önemlisi YETENEK SEÇİMİDİR. Bu faktör'de ülkemizde fazla problem olmadığını düşünmekteyiz. 80 milyonluk ülkemizin en-yetenekli çocukları futbolcu olmak isterler. Fatih hoca ve ekibi, burada sadece bir format atacaklar gibi, gözüküyor…

   İkinci faktör ANTRENMAN-EĞİTİM SİSTEMİDİR. İşte, burada reform üstüne reformlar gerekecek, diye düşünmekteyiz. Alt yapıdan başlayarak, elit futbolculara kadar daha kaliteli, modern bir antrenman-eğitim süreci gerekiyor. O süreçlerin optimalleşmesi, aylık, yıllık ve çok yıllık planlama sistemleri, kontroller ve model normları ile, Dünya’yı yakalamak gibi, hedefler kuşkusuz olacaktır. Eğitim olarak, sporcu, antrenör ve diğer ekip çalışanlarına, büyümelerini sağlayan kesintisiz çalışmalar olması gerekir.

   Üçüncü faktör ise, ülkemizdeki FUTBOLA KARŞI DUYULAN İLGİDİR. Burada da, Fatih hocamız ve ekibi, reformist olarak, yapacakları fazla bir şey yoktur. Futbol zaten, bu topraklarda bir numara spordur, formata bile gerek yoktur.

   Dördüncü faktör - materyal, finans, antrenman ve maç sahaları, kamp-eğitim merkezleri ve s. açısından yapılması gereken en-mühim şey, Avrupa'nın kulüler organizasyonlarında türk sponsorların devreye girmesidir.Böylece, takımlarımız kendilerine daha adil hakem muamelesi kazanmış olacaklardır. Ülke puanımız ve katıldığımız takım sayısı kuşkusuz artacaktır.

   Brezilya ve Arjantin antraktif futbolu ve atletik yetenekleri harmanlayarak, İtalya ünlü ‘’katenaço’’su, Hollanda ‘’total’’futbolu, Almanya disiplini ile başarı ve ün yapmış ülkelerdir. Bize ise, en-başarılı yıllarımızda, Dünya 3. olurken bile, ‘’Avrupanın brezilyası’’derlerdi…

   İşte, Fatih hocamız ve ekibinin üstüne gitmesi gerekeni-futbolda ayrı bir marka olmak,’’türk gibi oynuyorlar!’’ dedirtmek! Ama, bunu başarmak, sadece reformist olmak yeterli mi?

   Daha fazlası gerekecek, Hocam!

                                                                                                               Ertan Hatipoğlu



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar