Özellikle statlarda sık-sık duyarız ‘’takımın nefesi yetmedi!’’,’’takım
kesildi!!’’ diye. Bazen de,’’takımın kondisyonu yok, son dakikalarda hep gol yeriz!’’,’’ikinci
yarıda takım duruyor!’’ kulaklarımıza gelir. Hiç kuşkusuz ki, kondisyon
kavramının bir parçası olan, dayanıklılık niteliğinden bahsederler.
Bakalım, takımın dayanıklılık niteliğini ne gibi yollarla
ilerletmemiz gerekir! Probleme ne metotlar uygulayıp, takımımızı 90 dakika değil,gerekirse yarına kadar
oynatabiliriz?
Dayanıklılık
niteliğinin kaç tür olduğunu, futbolda tam hangi nüans’ı önemli olduğundan söz
etmeden, sadece onun temelinde kuvvet olduğunu vurgulamak zorundayız. Futbol
her şeyden önce, açık ortamda uygulanan ve ortamın iklim, zemin ve yer çekimi
gibi dirençleri mağlup etmek zorunda olan bir spor. Futbolcuların bir kuvveti
olacak ki, devamlılığı olsun.Kuvvette devamlılık niteliğinde fakat, genel
dayanıklılık gibi, daha küçük bir temeli mevcuttur…
İlk
yapılacak,takımın BİYOKİMYA, yani kan manzarasını çıkartmak. Buradaki amaçlar
fazla, ama bizi asıl ilgilendiren şunlardır: hemoglobin(Hb) ve hematokrit (HCT)
seviyeleri ve demir bağlama seviyesi. Hemoglobin seviyesi bir futbolcu için son derece önemlidir. Gelen oxsigen miktarı belli ve herkes için değişmezdir- (18 litre/dak.) Kasların onu daha iyi kullanmak, o hemoglobin orana bağılıdır. Bir
seviye yukarı, takım halde düşünürseniz, çok fark yaratacaktır! Bundan dolayı, o
seviyeyi bir an once, gereken tedbirleri alıma şartı ile, YASAL olarak yükseltme hareketlerine
başlanılır. İlk önce, organizmanın her hangi yolla kan kaybına
uğramadığına emin olunur. Basur, ufak mide kanamaları, bayanlarda fazla adet
gibi…Hemoglobin seviyesini düşüren, nadir de olsa, mide parazitleridir. Derhal
onlardan kurtulmanın yollara başvurulmalıdır! Bu konuda ‘’Barcelona’’ kulübü
örneğin, yeni transferi Neymar’ı hemen kan araştırmasına girdi ve
hatırlayacaksınız, ANEMİ olduğunu tespit etmişti. Alınan tedbirler sonunda
bugünlerde, yıldız futbolcunun o problemi çözülmüş gözüküyor…
Kısacası, gereken
tedbirleri alırsanız, en-geç 2 ay sonra takımınızın biyokimya manzarası
değişecek, ‘’silindir hacimleri'' artacaktır.
Daha
sonra yapılacakların arasında, takımın ‘’yürüyen aksamında’’ problemleri gidermek olacaktır.Yerle teması gerçekleştiren ayak bileklerde, herhangi pürüz veya
zayıflık olmaması gerekir. Sakatlıkları asgariye indirmek,’’sakat futbolcu
oynamaz!’’prensibine riayet etmeniz, uzun vadede, takımınızın lehinde olacaktır.
dolayı, oldukça fazla kırmızı al yuvarlar ölecek ve
bundan Hb seviyeniz zarar görecektir. Oradan da, son dakikalarda veya ikinci yarılarda Ankara, Sivas veya Kayseride nefesiniz...
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder