9 Kasım 2013 Cumartesi

OXİGEN


                                                                



            Özellikle statlarda sık-sık duyarız ‘’takımın nefesi yetmedi!’’,’’takım kesildi!!’’ diye. Bazen de,’’takımın kondisyonu yok, son dakikalarda hep gol yeriz!’’,’’ikinci yarıda takım duruyor!’’ kulaklarımıza gelir. Hiç kuşkusuz ki, kondisyon kavramının bir parçası olan, dayanıklılık niteliğinden bahsederler.

Bakalım, takımın dayanıklılık niteliğini ne gibi yollarla ilerletmemiz gerekir! Probleme ne metotlar uygulayıp, takımımızı 90  dakika değil,gerekirse yarına kadar oynatabiliriz?

   Dayanıklılık niteliğinin kaç tür olduğunu, futbolda tam hangi nüans’ı önemli olduğundan söz etmeden, sadece onun temelinde kuvvet olduğunu vurgulamak zorundayız. Futbol her şeyden önce, açık ortamda uygulanan ve ortamın iklim, zemin ve yer çekimi gibi dirençleri mağlup etmek zorunda olan bir spor. Futbolcuların bir kuvveti olacak ki, devamlılığı olsun.Kuvvette devamlılık niteliğinde fakat, genel dayanıklılık gibi, daha küçük bir temeli mevcuttur…

   İlk yapılacak,takımın BİYOKİMYA, yani kan manzarasını çıkartmak. Buradaki amaçlar fazla, ama bizi asıl ilgilendiren şunlardır: hemoglobin(Hb) ve hematokrit (HCT) seviyeleri ve demir bağlama seviyesi. Hemoglobin seviyesi bir futbolcu için son derece önemlidir. Gelen oxsigen miktarı belli ve herkes için değişmezdir- (18 litre/dak.) Kasların onu daha iyi kullanmak, o hemoglobin orana bağılıdır. Bir seviye yukarı, takım halde düşünürseniz, çok fark yaratacaktır! Bundan dolayı, o seviyeyi bir an once, gereken tedbirleri alıma şartı ile, YASAL olarak yükseltme hareketlerine başlanılır. İlk önce, organizmanın her hangi yolla kan kaybına uğramadığına emin olunur. Basur, ufak mide kanamaları, bayanlarda fazla adet gibi…Hemoglobin seviyesini düşüren, nadir de olsa, mide parazitleridir. Derhal onlardan kurtulmanın yollara başvurulmalıdır! Bu konuda ‘’Barcelona’’ kulübü örneğin, yeni transferi Neymar’ı hemen kan araştırmasına girdi ve hatırlayacaksınız, ANEMİ olduğunu tespit etmişti. Alınan tedbirler sonunda bugünlerde, yıldız futbolcunun o problemi çözülmüş gözüküyor…
   Kısacası, gereken tedbirleri alırsanız, en-geç 2 ay sonra takımınızın biyokimya manzarası değişecek, ‘’silindir hacimleri'' artacaktır.

   Daha sonra yapılacakların arasında, takımın ‘’yürüyen aksamında’’ problemleri gidermek olacaktır.Yerle teması gerçekleştiren ayak bileklerde, herhangi pürüz veya zayıflık olmaması gerekir. Sakatlıkları asgariye indirmek,’’sakat futbolcu oynamaz!’’prensibine riayet etmeniz,  uzun vadede, takımınızın lehinde olacaktır.

Gerisinde ne kaldı? Hay aksi, dayanıklılık antrenmanı unutacaktık! Genel hazırlık döneminde ayni tempolu koşular ağırlıklı, ilerleyen sahfalarda, interval ve tempo değişken  ağırlıklı metotlar, tavsiyemizdir. Yumuşak zeminleri tercih  etmeli, kaliteli koşu ayakkabılar ile koşturmalısınız. Sakatlıklardan koruma, mevcut olanları da, kronikleşmemesi için bir tedbir olarak görmelisiniz! Ayrıca, sert zeminde ve uygun olmayan ayakkabı, yerle temastan

dolayı, oldukça fazla kırmızı al yuvarlar ölecek ve bundan Hb seviyeniz zarar görecektir. Oradan da, son dakikalarda veya ikinci yarılarda Ankara, Sivas veya Kayseride nefesiniz...





                                                                                                                              Ertan Hatipoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar