Sezon içi haftalarda takımını uygun bir şekilde maça
‘’sokmak’’ çok önemlidir! Maça doğru giden o 5-6 gün, ritim ve şekil olarak, bize göre, adeta
bir sörfçüyü tarif eder…Maçtan önce, antrenman yüklemeleri, normal olarak
azalıyor, ama azalma düz bir şekilde değil, dalgalı olmalıdır! Antrenman
içerikleri maç motifli kısa ve yoğun, ayni zamanda futbolcuların genel ve özel işlevliğini
belli seviyede tutan ve toparlayan olmalıdır.
Takımı maça sokarken, durumu, çok mühimdir.Bize göre, maç
haftasında tespit edilen ve ona göre, haftayı şekillendirecek durumlar
şöyle:
1 --- Takım çok antrenmanlı, kondisyonu yüksek ise, maç
günü sabahı ‘’kamçılayıcı’’antrenman yapılmasını şiddetle tavsiyemizdir!
2 --- Takımın durumu iyi, kendini hazır hissediyorsa, son
1-2 gün dinlenme yerine kısa, stresi giderecek antrenmanlar yapılmalı!
3 --- Takım objektif veya subjektif nedenler
ile, antrenmanlı değil ise, maç sabahı antrenmana kesinlikle karşıyız!
4 --- Takım çok yorgun ise, maçtan önce 2 gün istirahat, son gün ise ‘’kamçılayıcı’’antrenman uygulanır!
Milli maçlar aralarında 3 gün aralar vermek
yerine, takımın zaaf yerlerini uygun antrenmanlar ile kapatmaya yönelik çalışılmalı. Genelde, burada elit takımlar kondisyon ağırlıklı antrenmanlara
başvurur ve futbolcularını önündeki maç raylarına ‘’oturtmaya’’çalışırlar.
Takımı maçtan ‘’çıkartmak’’da benzeri
meziyet gerekir. Burada, önemli olan futbolcuların toparlanma süreçleri mümkün
oldukça çabuk başlatmak! Maçtan sonra 15 dakika bir yavaş koşu, bu konuda çok yardımcı
olacaktır. Yanında 10 dakikalık gerdirme, pastanın çileği olur! Maçtan sonraki
sabah toplam 1 saatlik kompensatör (toparlayıcı) antrenman ile, yapmayan
takımlardan daha fazla ve çabuk toparlamış, detay farkı atmış olursunuz…Sonra
mı?
Sonra, tam tamlama dalgasını yakalayıp, sörf
keyfi yaparsınız, önünüzdeki maçlarda
yan çizgiden sesinizi fazla kaybetmeyip, basın toplantısında daha gür
konuşursunuz!
Ertan Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder