Sporda, özellikle futbolda deplasmana gitmek sık-sık başına gelen bir
gerçektir. Sporcularımız yaşadıkları coğrafyadan çok farklı
yerlere, memleketlere gitmek, maç veya maçlar oynamak zorunda kalıyorlar. Elit
takımlarımız bile, zaman zaman sanki turistik seyahat planıymış gibi
gidiş-gelişlerini yaparlar, sonra
da’’ne oldu bizim takıma, tanıyamadım?’’ diye, sorunu çözemezler.
Oysa
ki, her işte olduğu gibi kendine has bir takım kurallar, dikkat edilmesi gereken
hususlar vardır. Gittikleri deplasman yerini 3 faktörden değerlendirmeleri
gerekir: iklim, rakım ve saat farkı. Bizim örneklerimizde ilk önce, takımımız
İstanbul'da ikametgah etmekte olacak, yani deniz seviyede ve deniz
ikliminde hayatını sürdürecektir. Deplasmana, örneğin Kayseri’ye gidecek.Kayseri 1000m. rakımı ve kıta
ikliminden dolayı, oraya iki seçenekli gidebilirsiniz: 1.) 5-6 gün önce giderseniz futbolcuların
organizmaları adapte olur ve maçta problem yaşamazsınız. 2.) 24 saat kadar önce giderseniz, organizma
daha ne olup bittiğini anlayıncaya kadar, maçınızı oynar, dönersiniz. İkinci
seçenek daha pratik ve kullanışlı buluyoruz, zira haftaya belki bu sefer deniz
seviyesinde maçınız olacaktır ve organizmayı gereksiz uyumlarla yorarsınız.
İkinci
örneğimiz; Takımımız Kayseri'de ikametgah etmekte ve İstanbul'a deplasmana
gelecek. Reaklimatizasiyon olayında fazla problem yok, zira 4-5 güne kadar süreç başlamıyor ve maçını oynayıp, geri
dönebilirsiniz. Tabi burada 3. gün tavsiyemizdir! 5-6 günden sonra, 16. güne
kadar performansta problem var, sonra artış başlar. Cinsiyete, sporcu seviyesine
ve indikleri rakıma göre, en-çok 1-2 gün oynama olabilir.
Bazen
sporcularımız iklim ve saat farkı yerlere giderler. O uyum işte çok daha fazla
bilim ister. ÜÇ yol vardır; 1.) son anda gidip maçını oynayıp döneceksin, 2.) saat
farkı kadar gün önce gidip adapte olacaksın ve 3.) 2-3 gün önce gidip, hiç kendi
saatini değiştirmeyip, sanki ‘’evdeymiş’’gibi davranıp, maçını oynayıp
döneceksin. Burada problem, tek maç değil de,seri maçlara gidersen doğar. O zaman
en-sağlıklı 2. şık diye düşünmekteyiz. Üçüncü şıkkı daha fazla ferdi sporlarda
ve büyük organizasyonlarda uygun bulduk. O gibi organizasyonlarda 24 saat
yemek,özel odalar ve ‘’non stop’’ açık antrenman yerleri var. Ama kocaman bir
takımı bu gibi maceraya sürüklemek, pek de akıllıca değildir. Kontrolü zordur…
Bazen
karşımıza daha da karmaşık deplasman yerleri çıkabiliyor, örneğin Meksika city
gibi ve onlara daha ciddi önlem alınması gerekir.
Ama bunları başka bir yazımızda inceleyeceğiz…
Ertan
Hatipoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder