29 Kasım 2013 Cuma

DERELER TAŞINCA...


                                     



    Futbolumuzda teknik direktörlerimiz farklı insanlar.Yönettikleri takımları da farklı yönetmeye özen gösterirler. Şöyle bir baktığımızda, dört tip yönetim tarzı ayırt edebiliyoruz: Zorlayıcı, otoriter, bağlı ve demokratik. Özellikle Süper ligimizde bu dört tip antrenör tarzını görmekteyiz.

   Mesela, Trabzonspor teknik direktörü Mustafa Akçay tipik ‘’Bağlı’’tipi ile sporcularına yaklaşmakta.’’Önce insan’’tavrı gözden kaçmazken, yeni geldiği takıma birlik ve beraberlik açısından en-iyi tarzdır.

    Başka bir örnek Kasımpaşa koçu Şota Arveladze'dir. Ünlü memleketlisi Stalin’den çok farklı demokratik tavırlarla takımını yönetmeye çalışıyor. Aldığı kararların büyük bir bölümünü ekibi ile almaktadır.

   Akhisar Belediyespor genç antrenörü Hamza Hamzaoğlu ise, otoriter ve demokratik arasında gidip gelmektedir. Otoriter tarafı Milli takım teknik direktörü Fatih Terim’e fazlası ile, benziyor kanatındayız.

   FB-li Ersun Yanal’da bariz ‘’zorlayıcı’’tarz görmekteyiz, ama bazı durumlarda demokratik de ‘’takıldığı’’vardır…Bu tarzı takımında seviyesi yüksek, ama problemli futbolcuları olduğundan kaynaklanmaktadır. Sürekli uyguladığında, futbolcuların motivasyonu düşer.Ersun hoca bunun belli ki, farkında...

   Beşiktaş antrenörü Slaven Bilic ‘’bağlı’’ ve ''demokratik'' yöneten liderlere yakıştırıyoruz. Hem yeni geldi, hem de ekibi ile her şeyi paylaşıp karar vermekte.

   Bir takımı yönetmek hiç kuşkusuz ki, ustalık, tecrübe ve sabır ister.Sonuçta 25 farklı futbolcu karakteri ile her gün iş yapmaktasınız. İşte Christoph Daum ve Batalla örneği, Yanal ve Egemen olayı, Mancini ve Burak Yılmaz zıtlığı! Hocalar önüne gelen her problemde, adeta tiyatro sanatçısına, bazen da ‘’palyaço’’ya bürünmek zorunda kalıyorlar. Durumuna ve karakterine göre, bazıları ise hiç tarzını değiştirmiyorlar. Tüm bu örneklerde şimdilik teknik direktörler galip görünse de, yarın ne olacak bir Allah bilir…

   Öyle ya, dereler taşınca balıklar karıncaları, kuraklıkta ise, karıncalar balıkları yermiş.


                                                                                                                            Ertan Hatipoğlu


                                                                                    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En okunanlar